T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Bir şey yapın, taraf olun!

Uluslararası yarışmalarda aldığı ödüllerin sayısı çoktan 10'u geçen, Cannes'da en iyi senaryo, Oscar'da ise En İyi Yabancı Film Ödülü'nü alan Tarafsız Bölge, 1993 yılında Avrupa'nın orta yerinde patlak veren Bosna savaşını traji-komik biçimde perdeye yansıtıyor. Bosna-Hersek doğumlu Danis Tanovic'in yazıp yönettiği filmde, birbirine düşman iki askerin zorunlu işbirliği anlatılıyor ve "savaşta ne kadar tarafsız olunabilir" sorusunun cevabı aranıyor. "Ortada bir cinayet varsa, hiçbir şey yapmamak taraf olmaktır" denilen filmde, herkes taraf olmaya çağrılıyor.

11 Eylül şokunu henüz atlatamamış, günah çıkarma, kendini aklama / haklılaştırma derdine düşmüş Akademi üyelerinin kusar gibi dağıttığı Oscar ödüllerinde bu yıl En İyi Yabancı Film Oscarı'nı evine götüren "Tarafsız Bölge / No Mans Land" oldu. Bu ödülde, Amerika'nın, iddialarını doğrulama ve adalet duygusuna verdiği önemin altını çizme derdinin payı olsa da, Bosna-Hersekli Danis Tanoviç imzalı Tarafsız Bölge, Oscar'ı da, diğer ödüller gibi bileğinin hakkıyla aldığının en somut delili olarak işin politik boyutunu tek başına çürütüveriyor. 2001'in en başarılı filmlerinden biri olan Tarafsız Bölge, bir savaş filmi ancak bildiğimiz savaş filmlerinden biri değil. Kendisi savaş gibi bir film. Gevşeyen, gerilen, geren ve acıtıp kanatarak güldüren. Kendiniz bazı çıkarsamalarda bulunsanız da, iyi ve kötünün altını çizmiyor Tarafsız Bölge. Savaş halindeki insanlığın acınası resmini çiziyor. Kimin haklı olduğunun belirsizleştiği hatta anlamını yitirdiği, anlamsızlığı ve haksızlığı an be an üretmeye geri durmanın imkansızlaştığı savaş durumlarının kara mizahını yapıyor. İçinizi burkuyor. Filmden çıktığınızda hâlâ orada, siperde, patlamak üzere olan bir bombanın üzerinde canlı bir adamın yatmakta olduğunu ve onu orada kaderiyle başbaşa bıraktığınızı düşünüyorsunuz ve suçluluk duyuyorsunuz: "Biliyorum ve hiçbir şey yapmıyorum!"

Tarafsız Bölge, bundan yaklaşık 10 yıl önce bütün dünyanın kılını kıpırdatmadan izlediği Yugoslavya iç savaşının anlamsızlığını, saçmalığını seriyor gözler önüne. Bosna savaşı sırasında, işbirliği yapmak zorunda kalan iki düşman askerin bir gün içinde yaşadıklarını anlatıyor. Etnik kökenleri farklı olsa da birlikte yaşamayı başarmış, aynı dili konuşan, aynı kültürü paylaşan, aynı kadınlara âşık olabilen insanların, saçma ırkçılığın peşinde kendilerini, birbirlerini ve ortak dünyalarını yok edişlerini resmediyor. Ve tabii buna seyirci olanları. "Bir cinayate engel olmamak taraf tutmaktır" diyor film.

Bosna'da sıcak bir Haziran günü...

Bosna'da sıcak bir Haziran günü, yıl 1993. Sabahın ilk saatleri, hava sisli. Bir grup Bosnalı asker düşman hatları arasındaki tarafsız bölgede kaybolmuştur. Sırp askerlerinin onları farketmesiyle ateş açıp hepsini vurması bir olur. Sadece bir kişi, Ciki kurtulmuştur, sipere saklanır. Yaralıdır ve o anda öncelikli olarak yapmak istediği tek şey "bir sigara içmek"tir. Sigarası vardır ama ateşi yoktur.

Öldüğünü düşündüğü arkadaşı Çera'yı sipere çekerek çakmağını alır. İki Sırp askerinin siperi kontrol etmeye gelmesiyle saklanır. Sırp askerler ölülerini almaya gelecek Boşnaklar için "bir sürpriz" yapmaya karar verirler ve Çera'nın altına "sıçrayan bomba" adında, üzerindeki ağırlık kalktığında çevresindeki herşeyi yok eden bir bomba yerleştirirler. Farkedildiğini farkeden Çiki, Sırplar'dan önce davranarak birini öldürür, Nino'yu da yaralar.

Bu arada hiç umulmayan bir şey olur. Çera ölmemiş, bilincini yitirmiştir. Önce Çera'nın kıpırdamasını önlerler, sonra ise ne yapmaları gerektiğini düşünmeye başlarlar. İkisi de yaralı, öfkeli, yorgun ve bıkkın olan Çiki ve Nino, yaşadıkları gerilimin de etkisiyle "savaşı önce kimin başlattığı" üzerine ateşli bir tartışmaya girerler. Silahı ele geçiren bu yolla diğerine "evet, biz başlattık" itirafını yaptırır. İkisinin de haklı olmaya o kadar ihtiyacı vardır ki, bu bile onlara yeter.

Sonunda bir kurtuluş yöntemi bulurlar: Üniformasız olarak siperin dışına çıkmak ve kendi taraflarını durumdan haberdar etmek. Bunda başarılı olurlar ancak iki taraf da diğerinden çekindiği için müdahele edemezler. Bölgede sadece 'gözlemci' olarak bulunan Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nden yardım isterler. BM askeri Fransız komando çavuş Marchand, olay yerine gelir ama mayının imhası imkansız olduğundan hiçbir şey yapamaz. Bu arada bölgede bulunan basın olayı duymuş dünyaya haber geçmektedir. BM'nin üzerine düşeni yapmayı unutup zevke dalmış üst düzey görevlileri ile hiç birşey yapmamanın taraf tutmak olduğunu savunan çavuş Marchand, hem birbirleriyle rekabet eden hem de yoğun baskı altında habercilik yapmaya çalışan medya mensupları, sinirleri iyice gerilen iki "düşman" asker; Çiki ve Nino, çok ayaklı bu olayın "basit" birer figürüdür. Zaman duruyor gibi akar. Çera ise tıpkı küçük bir kıvılcım bekleyen Balkanlar gibi yatmaktadır sıçrayan bombanın üzerinde.

SARSICI BİR FİLM, UNUTAMAYACAKSINIZ

Geçtiğimiz yılın en önemli yapımlarından biri olan Tarafsız Bölge, yönetmen Danis Tanovic'in ilk filmi. Herşeyiyle sade ve etkileyici. O da bunu yapmak istemiş zaten: "Bu hikayedeki karakterler birbirlerine çok benziyor. Basit insanlar. Hepsi savaşın dişlilerine takılmış birer anti-kahraman. Sınırın bir tarafındaki adam, kolaylıkla öbür yanında da yer alabilirdi. O zaman sadece ismi farklı olacaktı." Filmi yapış amacını ise şöyle açıklıyor Tanovic: "Bir tarafta kurbanlar, diğer tarafta ise suç işleyen insanlar var. Bu filmin amacı, ne suçlamak ne de yanlış yapanları sergilemek. Amaç savaşın her türlüsüne karşı çıkmak ve sesimizi yükseltmek. Bu benim şiddetin her türlüsüne başkaldırış şeklim." Yugoslavya'daki saçma savaşa dikkat çeken yönetmen, işlerin çığrından çıktığı anlarda bile Bosnalılar'ın Sırplar'a göre daha 'ahlaklı' ve insancıl davrandıklarının, bu savaşta 'masum' olduklarının altını çizmeden de edememiş. Tarafsız Bölge, tıpkı Yağmurdan Önce / Before the Rain gibi etkileyici bir film. Yağmurdan Önce deyince kulağımıza çalınan o içli müziğinin aksine Tarafsız Bölge'nin müziği yok. Ama hikayenin ve anlatımın sarsıcılığı onu kalıcı kılıyor. Zihninize kazınacak bir film bu, unutamayacaksınız.

TARAFSIZ BÖLGE

Senarist-Yönetmen: Danis Tanovic
Görüntü Yönetmeni: Walther Vanden Ende
Oyuncular: Branko Djuric .... Chiki Rene Bitorajac .... Nino
Filip Sovagovic .... Çera
Georges Siatidis .... Marchand
Serge-Henri Valcke .... Dubois
Sacha Kremer .... Michel
Alain Eloy .... Pierre

 
Gazali'den iki önemli kitap
Büyük İslâm mütefekkiri İmam-ı Gazali'nin felsefe ve mantık alanındaki çalışmalarından seçkin iki eseri, Ahsen Yayınları tarafından yayımlandı.
"Başarmak" engel tanımaz!
Eyüboğlu Eğitim Kurumları'nın desteğiyle gerçekleştirilen ve ünlü fotoğraf sanatçısı Merih Akoğul'un, bedensel ve zihinsel engelli çocukların rehabilitasyon çalışmalarını konu alan "Başarmak" adlı fotoğraf sergisi açıldı. Özürlü çocuklarla ilgili olarak yapılan en kapsamlı fotoğraf çalışmasını içeren sergi, çocukların öğrenme uğraşları ve engellerini yenme konusunda sarfettikleri çabayı gözler önüne seriyor. 2000-2001 yılları arasında, bir yılı aşkın bir süre boyunca çekilen ve 3500 kare arasından 60 fotoğrafın seçilmesiyle oluşturulan sergi, 18 Nisan'a kadar Fotoğrafevi'nde görülebilir. (Ayrıntılı bilgi için Tel: 0 212 274 81 43)
Her eve bir stand-up
Modern zaman sahne sanatlarının arasına yeni bir tür girdi biliyorsunuz; stand-up. Orta oyunundan beslenen ve topluluk karşısında konuşmaya dayalı bir güldürü türü olan stand-up, özellikle televizyon yıldızlarının varlığıyla yakın zamanların popüler alanlarından biri oldu. Ancak medya desteği olmadan bu işi yapan ve salon dolduranlar da var. Recep Demirkaynak bunlardan biri. Beş yıldır sahnelerde olmasına ve yurt içinde olduğu gibi Almanya, İsviçre, Danimarka, İtalya başta olmak üzere yurt dışında da gösteriler yapan Demirkaynak, şimdi bir VCD'yle evlere konuk oluyor. Gösteri metinlerinin tamamını kendisi yazan, ayrıca televizyon programlarında da metin yazarlığı yapan Demirkaynak, Sera Yapım imzalı VCD'de izleyicinin hassas olduğu konulara da titizlikle yaklaşıyor. (Bilgi için tel: 0 212 445 88 80)
Van Damme, bir Katil
Ringo Lam'ın yönettiği "Replicant / Katil" adlı filmde, seri bir katili canlandıran Jean-Claude Van Damme, kendi DNA'-larından kopyalanan tıpatıp benzeri ile savaşıyor. Bilm-kurgu, macera türündeki filmde kopyalama işlemi bir insanda deneniyor. Deneyimli polis memuru Jake Reiley çocuklu kadınları öldüren "Meşale" lakaplı seri katil Garrett'in peşindedir. Çözümsüzlükten bunalan Jake, emekli olmak üzereyken Garrett'i yakalamasını sağlayacak çok gizli bir projenin içinde bulur kendini. Katilin DNA'sı kullanılarak, katille aynı görünüş ve belleğe sahip olan bir "kopya" insan üretilmiştir. "Kopya" Jake'e, Garrett'i yakalaması için yardımcı olabilecek tek kişidir.
28 Mart 2002
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED