T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İlginç tartışmalar devam ediyor

Son zamanlarda gazetemizin yazarları arasında, köşeden köşeye tartışmalar yaşanıyor. Polemiklerin adamı Kürşat Bumin ile aynı keşkek tabağına birlikte kaşık salladığı hemşehrisi Resul Tosun, "birer-ikişer" başlık numaralı yazılarla karşılıklı atışıyor.

Daha önce de farklı zamanlarda başka yazarlarımız arasında üstü kapalı-altı açık polemiklere rastlanmıştı.

Bu rüzgâra biz de dahil olsak diye etrafımıza bakındık, işin içinden çıkamadık.

Birine çatmak mesele değil ama ya sonra?

Kime gözünün üstünde kaşın var desek, "Senin gözün, kaşının üstünde mi?" cevabı gelecek. Sonrası meçhul.

Komşunu eleştirmeden önce, bir müddet onun makosenleriyle yürümeyi öğütleyen Kızılderili, bu sözü sadece kendi kabilesinin üyelerine söylememiş olsa gerektir.

*

Velhasıl içeriden birini bulamadık.

Dışarı çıkmanın da gereği olmadığını düşünürken, iyi olacak hastanın doktor ayağına gelir misali, Yeni Şafak Cumartesi ekinin yayın sorumlusu "Sayın Kanber" ile karşılaştık. Az kalsın çarpışacaktık.

Ek sadece İstanbul'da verildiği için, İstanbul dışındakiler görmemiştir ama Sayın Kanber'i herkes tanır. Televizyon programlarında o şekilde hitabedilir kendisine.

Kollarını göğsünde bir birleştirişi var ki, Hasan Cemal'den daha başarılı.

Hal-hatır soruştan sonra "Bizden niye bahsetmiyorsun?" demez mi?

Buyurun işte; doktor gelmekle kalmamış, ilacı da yanında getirmiş adeta.

Burada bitmiyor; sıkı durun, ilacı damardan verecek şimdi:

"O kadar ıvır-zıvır şeyden bahsederken..."

Hadi bakalım, alın buradan yakın.

Neyse ki lafın gerisi, mânâya elastikiyet kazandırdı:

"...kimse bizi konu etmedi henüz."

Artık nasıl baktıysam...

Demek ki parti grubuna katılıp Bülent Bey'in karşısına dikilsem, pot kırdığında bir bakışla vaziyeti düzeltmek mümkün olacak. (Burası Bülent Bey için özel bir mesaj oldu. Dikkate alıp ön sıradan yer ayırırsa, hem kendisi hem de memleket hayrına bir iş yapmış olur. Saygıyla iletip konumuza dönelim.)

Ne diyorduk? Ek mi?

Cumartesi eki, gerçekten de faideli bir eser. Yetenekli arkadaşlar omuzlamış götürüyorlar işi.

Fikret Ertuğrul, Fikret Bulut, Ömer Sercan, Hayrullah Saruhan, Cihan Çakır, Aydan Sözeri, Zuhal Söylemez, Pınar Aygün'den oluşan Cumartesi ekibi, bu hafta çıkacak olan sayıda bakın hangi konuları ele alıyorlar:

Osmanlı'dan bugüne moda, Muazzez Ersoy'la röportaj, bir 'arp' sanatçısının tanıtımı, Bir Demet Tiyatro'nun Tirbüşon'u Ferhat Özcan'la röportaj, cep telefonları üzerine "Hayatımız Cepte" başlıklı bir bölüm, aktüalite ve köşeler...

Grafik tasarımı ise Mehmet Emin üstlenmiş.

Ek mek deyip geçmemek lazım, ciddi bir iş.

Emek veren arkadaşlara teşekkür ederek başarılar diliyoruz.

Keşke "herkeş" okuyabilse bu eki.

EV HANIMI NE İŞ YAPAR?

Adam, akşamüstü eve geldiğinde, bahçenin karmakarışık olduğunu görmüş. Çocukları bahçede çamur içinde oynuyormuş. Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış. Karısının arabası, garaj kapısının önünde, bir kapısı açık ve yamuk halde duruyormuş.

Evin girişindeki halının bir kenarı kıvrılmış, havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş. Salondaki tv'nin sesi sonuna kadar açık bir halde çizgi film kanalındaymış. Oturma odasında yerler, oyuncaklar ve çocuk giyisileri ile kaplıymış. Mutfakta, lavabo kahvaltı bulaşıkları ile doluymuş.

Kırılmış bir bardağın parçaları masanın altındaymış. Üst kata yöneldiğinde, merdivenlerdeki elbiseleri farketmiş. Telaşla karısının başına kötü birşey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek, hızla koşmaya başlamış.

Yatak odasına girdiğinde, karısını gecelikle uzanmış, kitap okurken bulmuş. Kocasını görünce, okuduğu kitaptan başını kaldırmış ve gününün nasıl geçtiğini sormuş. Adam "Her zamanki gibi" deyip şaşkınlıkla sormuş: "Ne oldu böyle?"

"Sen hergün eve döndüğünde, 'Bütün gün ne yaptın ki?' demez miydin? Bugün, her gün yaptıklarımı yapmadım."

HANGİSİ OLACAKSINIZ?

Tarih iki tür insan kaydetti: Tarihi yapanlar ve tarihin malzemeleri...

Siz hangisi olacaksınız?

Hayatta ya tozu dumana katarsınız ya da tozu dumanı yutarsınız!

İnsan ya örs olur ya da çekiç...

Kendi gelecekleri ile ilgili planları olmayanlar, başkalarının planlarına dahil olurlar.

Amaçları olmayanlar amaçları olanlarındır!

Çıkmazda olduğunuzu düşünüyorsanız; ya bir yol bulun, ya bir yol açın, ya da yoldan çekilin!..
(Katkılarından dolayı Dr. Bülent İ. Goncaloğlu'na teşekkür.)

MKP

Mustafakemalpaşaspor'da gergin günler...
Kırmızı-lacivertli kulübün yönetimi, iki futbolcuyu süresiz kadro dışı bıraktı.


28 Mart 2002
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED