|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Başbakan Bülent Ecevit mi? Yardımcısı Mesut Yılmaz mı? Bir diğer "yardımcı" Devlet Bahçeli mi? Bir "arı dil" tutkunu olan Ecevit'in, Bostancıoğlu uygulamalarından şekvacı oduğunu sanmıyorum; nihayetinde katledilen dil Türkçe, "Sanskritçe" değil... Yılmaz'ın hiç bu taraklarda bezi olmamış; "dil" ve "kültür" konusunda gerçek bir liberal gibi düşünüyor. Peki Bahçeli? Bahçeli niçin susuyor?
Efendim, Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, "1940'larda Hasan Âli Yücel'in bakanlığı döneminde yayınlanmaya başlanan dünya klasiklerinin dilini arılaştırma programı" çerçevesinde 100 liseye anket formları göndererek, lise öğrencilerinden "arılaştırma" ölçütlerini belirlemelerini istemiş. Yanlış okumadınız. Dünya klasiklerinin dilini öğrenciler belirliyor. Dostoyevski'yi, Hugo'yu, Cervantes'i, Shakespeare'i bundan böyle lise öğrencilerinin "anlama ve kavrama düzeyine göre" okuyup anlayacağız. Daha doğrusu, anlayamayacağız. Ne anlar lise öğrencileri "dil"e standart getirmekten? Kaç kelime biliyorlar? Kaç kelime öğrettiniz? D. Mehmet Doğan ağabeyimizin de altını çizdiği gibi, 8 Yıllık öğretimde beşyüz, en fazla altı yüz kelime öğretiliyor çocuklara. Bu sayı Avrupa ve ABD'de 2000-2500 arasında. Beşyüz kelimeyle mi Shakespeare'i okuyup anlayacağız, Raskolnikov'un acılarına tanık olacağız? Bazorov'u beşyüz kelimeyle mi çözeceğiz? Faust'u beşyüz kelimeyle mi idrak edeceğiz? Çehov'u, Hugo'yu, Balzac'ı beşyüz kelimeyle mi anlayacağız? Beşyüz kelimeyle mi yaşayacağız? "Beşyüz" iyimser rakam. Bunu bile öğretemiyorlar. Öğretemediklerini kendileri de itiraf ediyor: "Sekizinci sınıflara uygulanan merkezî başarı değerlendirme sınavında eğitimdeki kalitesizlik tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi. Yanlışların doğru götürmediği sınavda, öğrencilerin okuduğunu anlamadığı, noktalama işaretlerinin kullanımını bile bilmediği ortaya çıktı. Bakanlığın sınav sonuçlarını derlediği kitapçığa göre, Türkçe derslerinde öğrenciler, özellikle sözcük dağarcığını geliştirme, noktalama işaretleri, cümle kurma, okuduğunu anlama konularında başarısız oldu." (Milliyet, 11.9.2001) Dünya klasiklerinin diline standart getirecek çocuklar bunlar işte. Kendi dillerinde onbinlerce kelimeyle konuşan yazarlar, "arı dil" adı verilen 300 kelimelik Metin Bostancıoğlu Türkçe'sine hapsedilecek ve bu garip uygulamanın adı "dünya klasiklerinin dillerini arılaştırma" olacak. Ayıp...
Bostancıoğlu daha önce İstiklal Marşı'mızın ve Nutuk'un dilini yasaklamıştı. Sonra "Divan Edebiyatı"nı müfredattan çıkarmaya kalkıştı. Bugün "millî mücadelemiz"in kaynak belgelerini ancak sözlük yardımıyla okuyabiliyoruz. Çünkü, Nutuk'ta yer alan kelimelerin büyük çoğunluğu yasak. Türkçe'ye bu cinayet layık görüldü. Agah Oktay Güner'in de belirttiği gibi, Fransızlar Napolyon'u, İngilizler Cromwell'i okuyup anlıyor. George Washington'u okurken Amerikalıların hiçbir güçlüğü yok. Onların yarısından daha az zaman önce kaybettiğimiz Atatürk'ü biz niye anlayamıyoruz?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |