Alerjik hastalıkların artmasının en önemli nedeninin, insanların giderek doğaya yabancılaşması olduğu bildirildi. Yeni Şafak'a konuşan İnternational Hospital Alerji ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Feyzullah Çetinkaya, alerjik hastalıkların toplumda görülme sıklığının yüzde 30'lara kadar çıktığına dikkat çekerek, "Toplumda en çok rastlanan kronik hastalıklar grubudur. Bunlar arasında ilk üç sırayı yüzde 5-10'la astım, yüzde 15-20'la saman nezlesi, yüzde 5-10 sıklığı ile de otopik ekzema alır" dedi. Bir kişide aynı anda birden fazla alerjik hastalık olabileceğeni kaydeden Doç Dr. Çetinkaya, şu bilgileri verdi: "Mesela, astım hastalarının yüzde 60'ında aynı zamanda alerjik nezle de vardır. Keza aynı şekilde alerjik nezle hastalarının yüzde 30'unda sonradan astım gelişir. Yine bebeklik egzaması olan çocuklarda da yüzde 50 ihtimalle sonradan astım gelişir".

İzole yaşamak alerji nedeni

İnsanların yaşam koşulları ve beslenme şekillerinin alerjinin kaynağını oluşturduğunu ifade eden Çetinkaya, şöyle devam etti: "Günümüz insanı tabiattan uzakta ve kapalı mekanlarda yaşamaktadır. Çok iyi izole edilmiş evler, okullar ve işyerleri, insanları dış dünyaya yabancılaştırmakta ve alerji gibi, sünizit gibi kronik hastalıkların sıklığını artırmaktadır. Aynı şekilde insanların neredeyse bütün besinleri yapay ve katkı maddeleri içermektedir. İnsan vücudu, kendisine yabancı olan maddelere şiddetli tepki göstermekte, böylece alerjik hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Yani, alerjik hastalıkların artmasının en önemli nedeni, insanların giderek doğaya yabancılaşmasıdır".

Yaşanılan mekanların ısı yalıtım gerekçesiyle çok iyi izole edilmesi, evlerde kirli hava, ev tozu akarlarının, mantarlar ve hamam böceklerinin çoğalmasına yol açtığını kaydeden Çetinkaya, "Bu da özellikle çocuklarda solunum yolunun hassaslaşmasına ve astım oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Önemli bir başka nokta da, özellikle anneler tarafından sigara içilmesi çocuklarda astım hastalığını kolaylaştırmaktadır" dedi. Çetinkaya, alerjiden korunmak için beslenirken tamamen doğal, mevsimine uygun ve katkı maddesi içermeyen besinler tüketilmesi gerektiğini belirtti.

Polenler kavaklardan dökülüyor

Can Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Can Daver de yeni doğanlarda alerjik hastalıların artığını söyledi. İlkbahar ve sonbahar aylarında ajerji nedeni olan polenlerin, 1950'lerden sonra ülkeye kibrit sanayii için İsveç'ten ithal edilen kavak ağaçlarından döküldüğünü kaydeden Daver, "Bunlar belediyeler tarafından budanmalı ya da sökülerek yerlerine manolya ve ıhlamur ağaçları dikilmeli" dedi. Prof. Dr. Daver, bilhassa kırsal kesimde çokça olan kavak ağaçlarından etkilenen yoksul insanlarda astım ve bronşit nöbetleriyle sıkça karşılaştıklarını belirtti. Daver ayrıca, köylü güzeli iğde, şehir güzeli ıhlamur, saray güzeli manolya olarak nitelendirilen ağaçların da İstanbul'un iklimine çok uygun olduklarını söyledi.

ÇEVRE KİRLİLİĞİ 'ASTIM ATAĞI'NI ARTIRIYOR

Trakya Üniversitesi (T.Ü.) Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celal Karlıkaya, çevresel faktörler, alerjenler ve çocukluk çağında geçirilen viral enfeksiyonların, astımı tırmanışa geçirdiğini bildirdi. Doç. Dr. Karkıkaya, astımın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi. Astımda nefes yollarının çevresel değişikliklere karşı hassaslaştığını, öksürük ve hırıltılı solunum ile ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Karlıkaya, şunları kaydetti: "Çevresel faktörler, alerjenler ve çocukluk çağında geçirilen viral enfeksiyonlar, astımı tırmanışa geçirir. Astımda, nefes yollarında, mikrobik olmayan iltihaba bağlı şişme yaşanır. Nefes yollarındaki kaslarda daralma nedeniyle nefes yolları tıkandığından, solunum zorlaşır. Astım atağını, çevre kirliliğinin yanında, gribal enfeksiyon, alerjenler, sigara dumanı, hava kirliliği, kimyasal maddeler, üzüntü, stres, bazı ağrı kesiciler, tansiyon düşürücü ilaçlar da artırır." Astım yakınmalarının saatten saate, günden güne farklılık gösterdiğini anlatan Doç. Dr. Karlıkaya, yakınmaların yaşamı olumsuz etkilediğini söyledi.