 T ü r k i y e ' n i n B i r i k i m i |
| |
| ||
|
||
|
T ü r k i y e ' n i n B i r i k i m i |
| |
| ||
|
||
 |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Gündemler masada
Bahar mevsiminin en popüler mevzusu hormonlu meyveler Kırmızı Işık'ta, Kudüs Artı Eksi'de, Almanya'daki seçimlerin gurbetçiler üzerindeki etkileri de Derin Haber'de tartışılıyor. Kanal 7'nin Ankara Temsilcisi M. Akif Beki'nin hazırlayıp sunduğu Kırmızı Işık programında bu hafta, uzunca bir süredir gündemi meşgul eden "hormonlu meyve" konusu tartışmaya açılıyor. Bahar dönemine girilmesi ve yaz meyvelerinin tezgahları kaplamaya başladığı şu günlerde ortaya atılan ve pek çok tartışma programına malzeme olan 'hormonlu meyve' konusu bir kez de Kırmızı Işık'ın objektifine takılıyor. Konuyla ilgili olarak, üreticiler, hal komisyoncuları ve satıcılarla tüketiciler ve gıda uzmanlarının karşı karşıya geleceği programda, hormonlu meyvelerin insan sağlığına etkileri tartışılıyor. "Yediğimiz sebze ve meyveler insan sağlığına zararlı mı?", "Üreticiler hormonlu meyve konusunda ne diyor?", "Bu tartışmalardan çıkar sağlayan bir kesim mi var?" gibi soruların cevap bulacağı programın tek kuralı ise, Kırmızı Işık'a yakalanmamak. Formatı, bir tarafın sorması, karşı tarafın yanıtlaması esasına dayanan programda, sorusu olanlarla, söyleyecek sözü bulunanlar serbest bir tartışma ortamında biraraya geliyor. Kanal 7 / 22.40
Almanya seçimleri üstüne 'Derin' analiz
Artı Eksi Kudüs
ve memurlara kilitli
SEYRİ ŞAHANE 
Terör estiren filmler kuşağı Havva Setenay İlhan'dan terör konulu filmler üzerine bir değerlendirme: "Henüz renkli televizyona geçilmediği; ekranların siyah-beyaz olduğu günlerde Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'nı konu alan başyapıtlar izliyorduk. Bu filmlerin her biri insanlığın toplu halde işlediği günahları konu alıyordu ancak yine de sinemasal kalitesi olan, izleyiciye bir şeyler veren yapımlardı. Film sonrası insanlığa dair birkaç nükteli söz izleyicinin nasibine düşüyordu en azından. Bugünlerdeyse senaryosu kan-şiddet ve vahşete dayalı terör filmleri ekranları kapladı. 11 Eylül olaylarının öncesinde gösterime giren bu filmler, 11 Eylül'ün ardından kendine daha bir meşru zemin buldu. Bir dönem nasıl Amerikalı yönetmenlerin Vietnam Savaşını işleyen filmleri kabak tadı verdiyse anlaşılan estetik kaygıdan uzak, üslupsuz bu terör filmleri de, izleyiciyi bıktırana kadar yayınlanacak. Daha acıklı olanı ise terör filmlerinin kötü adamlarının Müslümanlar olması ve bu filmlerin İslâm ülkelerinde rağbet görmesi. Bu bir öngörü veya kaderini kabullenme değil basbayağı dayatma ama önümüzdeki yılları galiba Amerikan halkının bile itibar etmeyeceği terör filmlerini izleyerek geçireceğiz. Ekrandaki dayatmayı pekçok Müslüman Türk seve seve benimseyecek!"
|
|
|
|
|
|
|
|
Kayıp evladın izinde