|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Manşeti atmasına atmış ama belli ki kendisinin de aklı pek yatmamış... Manşetin devamı için "18. sayfada" diyor; oysa mini minnacık haber 16. sayfada. Yani zoraki manşet yazıişlerinin de aklını karıştırmış... Dünkü Hürriyet'in birinci sayfasını süsleyen manşetten, "Binbaşı, İslami Cihad kurbanı" şeklinde "dizayn" edilen manşetten söz ediyorum. Bir haberin kaynağı ancak bu derece sağlam olabilir: "İsrail Savunma Bakanı, Binbaşı Toytunç'un, 26 Mart'ta Filistin'de şehit edilmesinin sorumlusunun aşırı dinci İslami Cihad örgütü olduğunu söyledi." (!) Yani bu kadar olur; manşete taşınan bir haber ancak bu derece sağlam bir kaynağa dayandırılabilir! İsrail Savunma Bakanı Bünyamin Ben Eliezer, sözüne, açıklamalarına o derece güvenilir bir yetkili ki, o böyle dediyse muhakkak böyledir... Durma çek manşeti! Söyledim; gazete manşeti atmasına atmış ama belli ki kendisinin de aklı pek yatmamış... Hadi gelin Hürriyet'in bu hepten yoldan çıkmış manşetini gazetenin genel yayın yönetmeninin aynı sayıda yer alan yazısının başlığıyla birlikte bir kez daha değerlendirelim. Yönetmen için de giderek asap bozucu bir hikayeye dönüşen yeni RTÜK Yasası lehinde kaleme alınan bu yazının başlığı "sanal bir düelloya davet" olarak tasarlanmış: "Karanlıklar prensleri, sizi bekliyorum"(!) Peki, iyi güzel de nerede? İsrail Savunma Bakanı'nın ofisinde olmasın! TBMM Genel Kurul Salonu'nun eski halini hatırlıyorsunuzdur... Alman mimarın herhalde "Türkiye'nin tamamı dersane!" diyerek tasarlayıp gerçekleştirdiği bu salon gerçekten de bir dershaneyi hatırlatıyordu. Yüksek mi yüksek tutulmuş Başkanlık Kürsüsü, milletvekillerine "gözden uzak" bir biçimde kaytarma ve uyuklama imkanı veren peşpeşe sıralanmış geniş deri koltukları ile bu salonda "hür dünya"nın meclislerindekine benzer bir tartışmanın yapılması herşeyden önce mimari açıdan imkansızdı. Nitekim Hüsamettin Cindoruk, Meclis Başkanı seçilir seçilmez yerinde bir kararla "Yeni bir salon, yeni bir tartışma düzeni"ni gündeme getirerek bugünkü oturma düzeninin temelini atan kişi oldu. Bugünkü salon, ceylan derisinden yapılmış koltuklarıyla bir Meclis Başkanı'nın başını yese de (aslında pek "başını yediği" de söylenemez; hatıralarını bile yayınlıyor!) muhakkak ki eski "dershane"den iyidir. Geçen cuma akşamı bu yeni salonda RTÜK Yasa tasarısı görüşülüyor. Başkanlık Kürsüsü'nü Yüksel Yalova doldurmuş. Salonda tartışma çıkıyor ve muhalefet partilerine (Anamuhalefet hariç!) mensup milletvekilleri önlerindeki masaya vurarak tepkilerini dile getiriyorlar. Doğrusu hoş bir manzara... Dünyanın sahici bütün meclislerinde karşımıza çıkan hoş bir manzara... Allah bilir Fransız Devrimi'nden bu yana hiçbir sahici meclisin vazgeçemediği bir ritüel... Kürsüde bir hatip, muhalefet sıralarında ise sıra kapaklarına vurarak hatibin konuşmasını protesto eden milletvekilleri... Muhalefet partilerine ("Ana"sı hariç!) mensup milletvekilleri böyle "gürültü" yaparlarken, Başkan Yalova'dan bir ikaz: "Sayın milletvekilleri, vurduğunuz elektronik sistem arıza görüyor."(!) Haklı olarak kim dinler, "gürültü"ye devam... Tekrar Yalova: "Sayın milletvekilleri, yumrukladığınız vakit, elektronik sistem zarar görüyor; kaç tanesini tamir için göndermek zorunda kaldık. Günah!"(!) Kim dinler, "gürültü"ye devam, "günah"ın sırası mı? Bu manzara beni epeyce güldürdü. Şöyle düşündüm: Demek ki bundan böyle TBMM'ye hiçbir "elektronik sistem" sokmamak gerekiyor. Baksanıza, muhalefetin en tabii haklarından olan "gürültü yapma" hakkı bile elektronik sistem zarar görüyor diye engellenmeye çalışılıyor! Siz bir de bu "elektronik sistem"lerin sadece oylama değil, milletvekillerinin diğer davranışlarını belirlemek için de geliştirildiği bir Genel Kurul salonu hayal edin... O zaman belki de şöyle bir manzarayla karşılaşacağız: Sayın milletvekilleri bağırmayın elektronik sistem zarar görüyor; yerinizden kalkmayın elektronik sistem zarar görüyor; elinizi kolunuzu sallamayın elektronik sistem zarar görüyor; her oturumda burayı işgal etmeyin elektronik sistem zarar görüyor... Sayın milletvekilleri niçin anlamıyorsunuz, "kaç tanesini tamir için göndermek zorunda kaldık. Günah!" Sonuç: "Elektronik sistem" de muhalefete karşı!
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |