|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dün bir yazı okudum, hayatım değişti.. Yazıyı Hürriyet'te Ertuğrul Özkök yazmıştı.. Meğer, RTÜK Yasası çıkmasın diye mücadele edenlerin arkasında, "Karanlık güç odakları" varmış.. Ertuğrul Özkök, "Karanlık güç odakları"na karşı, "Aydın ve aydınlık güç odakları" adına, duruma el koymaya karar verdiğini açıklıyor ve "günlerdir bize küfreden herkesi, sanal bir düelloya çağırıyorum" diyordu.. Düşünün durumun ciddiyetini.. Ertuğrul Özkök'ün temsil ettiği "Biz", susma hakkını kullanmaktan bile vazgeçmişti.. Tabiî, hayatımı değiştiren bu yazıyı okurken, bazı noktaları anlayamadım.. Örneğin RTÜK Yasası'na karşı çıkmak, neden "küfretmek"le eş anlamlı alınmaktaydı "Biz" tarafından? Ayrıca, bu "Biz", kimlerdi? Bir anı geldi aklıma.. Rahmetli Nezih Demirkent, Hürriyet Genel Yayın Yönetmenliği'nden alınmıştı.. O sabah duymuştum.. Öğle yemeğinde de, Divan Oteli'nin lokantasında bir randevum vardı.. Divan'a erken gittim.. Baktım Hürriyet'in o zamanki sahibi Erol Simavi de, oturmuş, birini bekliyor.. Erol Bey'le sohbet ederken, serzenişte bulundum.. -Nezih Demirkent'in işine son vererek yanlış yaptınız.. Gazeteyi toparlamıştı.. Neden böyle yaptınız, dedim.. Erol Simavi, çok kısa bir gerekçe verdi.. -Nezih, gazeteyi kendi malı zannetmeye başlamıştı, dedi.. Bu anlattığım, 1980'li yıllara dönük bir anıydı.. Gazetecilik, habercilik ve yayıncılık mesleğinin temel ilkelerini zedeleyen bir RTÜK Yasası'nı sadece bir sermaye grubu için savunurken, eleştirenlere bu kadar öfkelenmek, ancak mülkiyete kendini sahip sanarak mümkün olabilir.. İnsan, görevi ne olursa olsun, temel ilke ve meslek etiği söz konusu olunca, "Ben" ile "Biz"i, ayırabilmelidir.. Ertuğrul Özkök, okuyunca hayatları değiştiren yazısında, şöyle de demişti.. -Meclis'te bu sahtekarlık kanununu değiştirmeye çalışan milletvekillerine etmedik hakaret bırakmayan dinci partilerin milletvekillerine ve onlarla aynı safta saf tutan medya cemaatine sesleniyorum!.. Herhalde kendisini 28 Şubat'ın silahsız kuvvetlerine mensup bir sivil paşa gibi görmeye fazla alışmış olmalı ki, RTÜK Yasası'nı da, "laik-demokratik cumhuriyet"in temel bir öğesi olarak ele alıyordu.. Bu şekilde, RTÜK'e karşı çıkan "dinci partiler"le, "medya cemaati"ne, muhtıra veriyordu.. Tüylerim diken diken oldu.. Ya Ertuğrul Paşa, bu RTÜK Yasası'nı veto eden Cumhurbaşkanı Sezer'i de, görevden almaya kalkarsa?.. Bu RTÜK'ü sindiremeyen Ecevit, zaten bağırsak iltihabından yatağa düştü.. Ya DSP'li Uluç Gürkan'a siyaseti yasaklarsa?. Ya DSP'nin atadığı Nuri Kayış'a, televizyon seyretmeyi bile yasaklarsa? Hatta Hürriyet'in manşetlerini Doğu Perinçek'e açıp, Karen Fogg'u Avrupa Birliği'nden bile attıramaz mı? Fogg da "RTÜK ayıplıdır" diyor.. Dün de baktım, DYP Grup Başkanvekili Nevzat Ercan, "Bu RTÜK Kanunu, televizyon düğmesini, siyasal iktidarın elleriyle, şantajcıların ellerine altın tepside sunuyor" diye basın toplantısı yapmış.. Demek ki "Biz", yeniden Tansu Çiller hakkında "O kadın" diye başlayan yazılara da, sütûnlarını açabilir.. Özkök, Murat Bardakçı'ya sorsun.. 1930'larda, Tek Parti döneminde de, "Bütün muhalifler alçaktır" diye yazı yazanlar vardı.. Şimdi, "Bütün muhalifler dincidir" demek moda..
ŞAKA
Lucescu'ya ayıp olmadı mı?
Galiba aynı anda birden fazla "güzel olay" yaşamak mümkün değil.. Örneğin Fatih Terim'in Galatasaray'a dönüşü "güzel olay".. Ama, Lucescu'ya şampiyonluk teşekkürü bile etmeden ona yol vermek, "çirkin olay." G.S. Başkanı Canaydın'ın "Galatasaray dünya takımı olacak" demesi "güzel olay." Ama, bu Başkan'ın Galatasaray'ın zaten bir dünya takımı olduğunu bilmemesi, "garip bir olay." İNTERNET DÜNYASI
Biz Heybeli'de, her dakika sörf yapardık.. İnternethaber.com, 2'nci doğum gününü kutladı dün.. Hadi Özışık'ın bu siteyi başlattığı günleri hatırlıyorum.. Zaman çok çabuk ve çok dolu geçmiş.. Dün İnternethaber'in anketinde, "Hangisi daha güvenilir ve yansız haberler veriyor" diye sorulmuştu.. 3000'i aşkın netizenin katıldığı ankette, "gazeteler" diyenler binde 6, "televizyonlar" diyenler yüzde 1.1, "internet haber siteleri" diyenler yüzde 26,1 çıkmıştı.. Ufuk Güldemir'in "Haberturk.com"u kuruşunu da hatırlıyorum.. Şimdi bir de televizyon kanalı var Haberturk'ün.. Beni sanal dünyada gazeteciliğe yönlendiren "Haberx.com", henüz 1 yaşında değil.. Ama Japonya'dan Amerika'ya, Edirne'den Kars'a uzanan bir alanda, binlerce inter-aktif okur, her gün birkaç kez haberlere bakıyor, görüş bildiriyor, anketlere katılıyor.. Sevgili Metin Özer'in "Habervitrini.com"una bakmadan, Ankara'da olup bitenleri tam öğrenmek mümkün değil.. Siz gelip bir RTÜK Yasası ile tüm bu internet sitelerine sansür uygulayacaksınız.. Hadi canım sen de.. Sizi, sanal alemde, yokluğa ışınlarlar.. Zaten yoksunuz!.. Artık biz, her gece Heybeli'de mehtaba çıkmasak bile, her dakika internette sörf yapan bir toplumuz.. Bu satırları yazarken "Superpoligon.com"a girdim.. Aydın Doğan'ın, BRT'yi aldığını açıklamak için, RTÜK'ün yasalaşmasını beklediği haberi vardı. "NTVMSNBC.com"da, İngiltere'de yazılı basının yüzde 20'sini kontrol eden sermayeye, terrestrial (normal antenle izlenen) T.V. kanalı sahibi olmanın yasak olduğu anlatılıyordu.. Kimileri, "internet cemaati" falan diye bakıyor bytların dünyasında dolaşan milyonlarca insana.. Oysa artık kesinlikle istikbal internettedir.. Hatta, bırakın istikbali, bugün bile internettedir..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |