|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
BM tarafından hazırlanan "İstanbul'un deprem raporu" önceki gün açıklandı. Bizim uzmanlar, rapor için, "Tatmin edici değil" diyorlar. Öyle de olsa, rapordan en keskin hüküm hepimizin belleklerine yerleşti bile: Fazla uzak olmayan bir vâdede meydana gelecek depremde 55 bin İstanbullu hayatını kaybedecek... İzmir de tekin bir yer değilmiş; büyük bir depremde 11 bin 500 İzmirli ölecekmiş... 17 Ağustos depreminden sonra, "Deprem olacağı kesin; kesin olmayan depremin ne zaman vuku bulacağı" türü bir yâve belletildi ya, en ufak kıpırtıda hepimizin yüreği pır pır... Benim bildiğim, ölecek hastaya durumu söylenmez... 'Post-modern' dünyamızda, BM gibi bir kuruluş, "Deprem olacak ve öleceksiniz" diyebiliyor... Deprem bizim korkumuz; Amerikalılar ise başka bir muhtemel gelişmeden korkmak zorundalar: Terör... ABD yönetiminden, CIA'den önemli isimler, kamuoyu karşısına çıktıklarında, "11 Eylül türü eylemlere bitmiş gözüyle bakmayın; o çapta on-onbeş eylem bekliyoruz" demeyi ihmal etmiyorlar... Amerikalı'nın canı tatlı; kendisine söylenenleri sorgulamak yerine, "Teröristlere ölüm" diye yönetimin aldığı her tedbire arka çıkıyor... CIA'nin gizli operasyonlarından sorumlu başkan yardımcısı Jim Pavitt, Duke Üniversitesi hukuk fakültesinde düzenlenen bir toplantıda, "CIA olarak eskisinden daha fazla sırları çalıyoruz, ama ne kadar çaba gösterirsek gösterelim, yeni bir terörist saldırıyı önleyemeyiz" demiş... Özellikle şu cümlesinin altını çizdim: "Bundan sonra saldırı olacağı kesin; kesin olmayan saldırının ne zaman vuku bulacağı..." CIA'nin kirli işlerinden sorumlu Pavitt, "Ne yapalım" demiş kendisini dinleyen hukukçu adaylarına; "Elimizdeki kesin kanıtlar Amerika'yı Amerika yapan özgürlüklerden fedakârlık etmemizi gerektiriyor..." Pavitt gibi üst düzey bir istihbarat yetkilisinin 11 Eylül hakkında konuşma taleplerine olumlu cevap vereceğini, önemli bir üniversitenin, akıllı olması gereken öğrencileri önüne çıkabileceğini tahmin edemezdim. Sebep çok basit: 11 Eylül uğursuz saldırıları olabildiyse, ABD, bunu, istihbarat zaafı yüzünden yaşadı. Her yıl bütçeden 35 milyar dolar götüren CIA, 11 Eylül saldırılarını önceden haber alamadı. Bugün ABD'de insanlar, aylar boyu Florida'da havacılık eğitimi almış 19 Arap gencin, ayrı istikametlere giden dört uçağı ele geçirip seçilmiş hedeflere yönlendirdiklerine inanıyor... Bu kadar çok sayıda eylemciyle gerçekleşen, bu yüzden bir çok kişinin önceden sezmesi gereken eylemler CIA tarafından haber alınamadı... Böyle bir örgütün yetkilisinin insan içine çıkması için yüzsüz olması gerekir. Meğer durum farklıymış. Jim Pavitt'in konuşmasında "CIA zaafı" teorisini çürütecek ifadeler yer alıyor. O satırları, ister CIA web-sitesinden, ister afp'den okuyun fark etmiyor. Size, afp'nin özetini aktarayım: "Üçbin kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül intihar saldırılarına CIA'nin habersiz yakalandığı iddialarını Pavitt reddetti. CIA, Suudi doğumlu militan Üsame bin Laden'in yönettiği şebekenin büyük bir saldırı planladığını biliyordu. İddiasına göre, al-Kaide, militanlarını, öyle ince yöntemlerle seçiyor ve bilgi o kadar az insanla paylaşılıyormuş ki, saldırılar hakkında bilgi sahibi olmak imkânsızmış..." Oysa, aynı konuşmada Pavitt, CIA'yi yüceltmek için, şu tür lâflar etmekten geri durmuyor: "Uçan kuştan bile haberdarız. Sovyet yanlısı rejim düştükten sonra Afganistan'ı terk ettiğimiz doğru değil; o ülkeyi, bölgeyi, dili, tarihi, gelenekleri ve insanlarıyla tanıyan çok miktarda mensubumuz bulunuyor. Al-Kaide'nin genel yapısı ve stratejileri hakkında her zaman çok çok iyi istihbaratımız oldu. Örtülü operasyonlar biriminde, son beş-altı yıldan beri, daha önceki dönemlerden en az on kat fazla ajan yetiştiriyoruz." Bu sözlerden siz ne anladınızsa ben de onu anladım: Aslında CIA Üsame bin Laden'den ve al-Kaide örgütünden haberdarmış... Ülkeyi sarsacak büyük saldırılar planladıklarını da biliyormuş... Ancak, en az 19 kişi oldukları ilân edilen eylemcilerin izlerini bulamamış, planlarını öğrenememiş... Hem de, son yıllarda ajan sayısı arttığı ve ajanlara verilen eğitim mükemmelleştiği halde... Bir "Hem de" de buraya: Hem de, eylemler, Sovyet karşıtı cihad devam ederken her şeyiyle ilgilendikleri, Sovyet-yanlısı rejim yıkıldıktan sonra da ilginin yaygınlaşarak sürdüğü Afganistan'da planlandığı halde... Üsame bin Laden ve al-Kaide örgütünün, cihad günlerinde, CIA tarafından oluşturulup desteklendiğini ise hiç unutmayalım... 11 Eylül'den sonra, zaafa düştüğü resmen açıklanan CIA yönetimi üst düzeyinin kellelerinin alınmasını beklemiştim. Ne kadar safmışım! CIA direktörü George Tenet'e de 'kirli işler sorumlusu' Jim Pavitt'e de bir şey olmadı. Sebebi şimdi anlayabiliyorum: Aslında istihbaratta herhangi bir zaaf yaşanmamış; o bizlerin hüsn-ü kuruntusuymuş... Son bir bilgi: Amerikan Kongresi Senato ve Temsilciler Meclisi'nin istihbarat komiteleri, CIA ile FBI'nın, 11 Eylül konusunu soruşturmalarına sürekli engel çıkardıklarından şikâyetçi. "Çabalarımızı boşa çıkarmaya çalışanları CIA başkanına şikâyet edeceğiz" demiş senatörler... Biz de deprem konusunu, "Deprem olacak, ama ne zaman?" diye kafamıza sokan Deprem Dede'ye mi şikâyet edelim?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |