T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Seni son zamanlarda pek gergin görüyorum!

İki gündür sorup duruyorsun, "Bu telaş ve paniğin nedeni nedir?" diye. Kimmiş panik halinde olan?

Susma hakkını kullanacaktın hani?

Yazmayacaktın?

RTÜK Yasası'nı gündeme getirmeyecektin?

Ne oldu?

Sen neden panik halindesin?

Nedir bu telaş?

RTÜK Yasası'na karşı çıkanları hangi mikyasla "dinci", "işbirlikçi", "terörist" ilan edebiliyorsun?

Geçenlerde de, can havliyle, "Ben patronuma sahtekar demedim" türünden şeyler geveliyordun.

(Gevelemek, "açık konuşamamak" manasındadır, hemen mahkemeye koşma, sana verecek bir 50 milyarım daha yok. Bu 50 milyar meselesine de ayrıca etraflı bir şekilde değineceğim, hiç merak etme.)

Elbette patronuna "sahtekar" diyemezsin.

Hiçbir kimse için kullanamazsın bu sıfatı.

Aydın Bey'in yaptığı "sahtekarlık" değil, olsa olsa yasal boşluklardan yararlanmaktır.

Herkesin yaptığı gibi bir şey...

Senin yaptığın ne peki?

Aydın Doğan'ı savunuyorum derken, hem şirketlerin "ortaklık yapısı"nı faş ediyorsun, hem de çalıştığın kurumu "maskeli sahtekarlık"la, "kolektif ikiyüzlülük"le suçluyorsun zımnen.

Ben Aydın Bey'in yerinde olsam, bir dakka tutmazdım seni o makamda.

O işi layıkıyla yapacak bir sürü meslektaş var geride.

Yakup kardeşim var mesela.

Aslanlar gibi, aynı anda hem siyaset ve aşk yazıları yazıyor, hem gazetesine tiraj aldırıyor, hem de usturubuyla, kimseyi zor durumda bırakmadan patronunu savunuyor.

Üstelik çekirdekten gazeteci.

Yakışıklı da sayılır.

"Amiral gemisi"ne niçin Yakup kardeşim kaptanlık etmesin?

Neyse, dağıtmayalım.

Peki şu cümleye ne buyurulur:

"Show TV'nin, Kanal D'nin, ATV'nin arkasında hangi patronların olduğunu bilmeyen mi var?"

Ben bilmiyorum mesela?

ATV'nin sahibi kim?

Kanal D ve CNN Türk'ün arkasında hangi medya grubu var?

Hangi patronlar kamu ihalelerine giriyor?

Kimler iane ve teşvik rantından yararlanıyor?

"Madem bu maskeli sahtekarlık devam ettirilmek isteniyor ve madem ki bu ülkenin demokrasisi bu sahtekarlık düzeninin sürmesini içine sindiriyor, bu düzen sürsün gitsin!" diyorsun.

Rahatsızlık konusu "sahtekarlık"sa, buna son vermenin yolu "hile ve üçkağıdı meşrulaştıran" yeni bir yasa çıkarmak değil, sahtekarlığı tecziye eden mevcut yasanın uygulanmasını sağlamaktır.

Niçin yasaların uygulanması gerektiğini savunmuyorsun?

Nedir korkun?

Senin lügatında "hukuk herşey demek değildir" biliyorum, ama sorumlu, sağduyulu her yurttaş, nasıl tecelli ederse etsin, "hukuk"a uymak, "hukuk"un tesisine yardımcı olmak zorundadır.

Bir de seni gergin ve öfkeli görüyorum son zamanlarda.

Ağzını da bozmaya başladın.

Artık "marjinal yaygaracılar, demokrasi şaklabanları, dünyanın en sahtekar yaratıkları" gibilerden laflar kullanıyorsun.

Değer mi iki ihaleye?

Duygularını anlıyorum; "inat meselesi" yaptın.

Belki de bir "ispat-ı vücut" cehdi, bunca öfkenin nedeni.

Ama değmez.

Vallahi de değmez.

Billahi de değmez.

Ben hiçbir ihaleyi senin "Yazı"daki ve "Kitle, İletişim, İktidar"daki yazılarına değişmem, ne kadar "muarız" olsak da...


9 Mayıs 2002
Perşembe
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED