|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dedektif programlar
Türkiye için yeni sayılan yarı belgesel programlara kucak açtı ekranlar. Bir dedektif gibi katilin izin süren İpucu NTV'de, Parmak İzi ise Kanal D'de ekrana geliyor.
Ülkemiz için yeni bir tür olan yarı belgesel tarzdaki suçları günışığına çıkaran programlar start almaya başladı ekranlarda. Daha çok Avrupa ve ABD'de yayınlanan bu tür programların Türk versiyonu iki örneği bugün ekranlara geliyor. NTV'de ekrana gelecek olan İpucu, Türkiye'deki cinayetleri ve suçları günışığına çıkarıyor. Programda bilim ve teknolojinin yardımıyla çözülmüş Adli Tıp dosyaları ekrana getiriliyor. Belgeselin bu bölümünde, Adli Tıp Kurumu tarafından çözülen, kendisi gibi polis olan eşini öldüren ve olaya intihar süsü veren 31 yaşındaki İhsan Taş'ın işlediği cinayet mercek altına alınıyor. Programda Adli Tıp'ın bu cinayeti nasıl çözdüğü, tafsilatlı bir biçimde anlatılıyor.
Parmak İzi de katil peşinde
Kanal D'nin, genel yönetmenliğini Emin Demirel'in yaptığı ve gerçek cinayet öykülerinin ekrana getirildiği "Parmak İzi" de suçluların öykülerini yansıtan programlardan. Parmak İzi'nde bugün, İsmiye Akgöz adlı 19 yaşındaki bir genç kızın güzelleşmek uğruna nasıl katil olduğu ekrana yansıtılıyor. İki yeğenini öldüren İsmiye Akgöz'ün olay sırasındaki ruh halinin irdeleneceği ve cinayeti gizlemek için hangi yollara başvurduğunun anlatılacağı programda ayrıca, aileler ve psikologlar ile cinayet masası dedektiflerinin görüşleri de yer alıyor.
Orijinal
Ocean's Eleven
OCEAN'S ELEVEN
Yön: Lewis Milestone. Oyn: Frank Sinatra, Dean Martin, Sammy Davis Jr, Peter Lawford Yapım: 1960
TÜRKÜLERİN SESİYLE
EĞLENCE GECESİ
SEYRİ ŞAHANE
Karakoyunlu'nun derdi ne? Edebiyata ve sanata el atmışlığıyla, Meclis'in boğucu siyasi havasına, incelikli renk katan devletlûler arasındaki Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu, her fırsatta 'Hüzzam besteler'inden yola çıkarak sanata ve sanatçıya olan aşırı düşkünlüğünü anlatıp durdu röportajlarında. Karakoyunlu, "senaryo yazmak çok basit bir iştir" mealindeki sözleriyle, sinema alanında da boş olmadığını kanıtladı toplum hafızasına... Ve mesainin büyük çoğunluğu "hırgür"le geçen Meclis ortamında, en azından eli kalem tutan bir vekil olarak 'sanat adamı' payesini -fazla fazla- hak ettiğine inanç getirdik toplum olarak. Getirdik getirmesine ama, TRT'deki Akşam Sefası programını arabesk tınılara yer verdiği gerekçesiyle, Yücel Yener eliyle yayından kaldırtması, kafalara oturan 'naif sanatçı' imajını yerle bir etti 'Bakan'ımızın. Öyle ya, arabeskin bu ülkede -beğenin beğenmeyin- milyonlara hitap eden bir müzik olduğu gün gibi ortalıkta dururken, müziğin evrensel bir yönelim olduğunun bilincindeki bir 'Hüzzam sanatçı' imzasının, böylesine militarist bir uygulamanın altında ne işi vardı? Bakan, TRT'nin sadece "kalite"ye prim vermesi gerektiğinden hareketle bu buyruğu vermiş olması mantığa hiç de yakın gelmiyor, çünkü sırf rating getirsin diye TRT'nin kaliteyi es geçerek mankenlere kucak dolusu para verdiğini biliyoruz. Peki nedir Karakoyunlu'yu bu emri vermeye iten? TRT'de arabesk çalınmasının, "sanatçı" kimliğine halel getireceğinden mi korktu yoksa? Yoksa Türk musıkisi klasiklerinden başkasını müzikten saymıyor mu? Peki TRT'deki pop furyasına ne demeli?
|
|
|
|
|
|
|
|