|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Evet halimiz parlak değil... Bu güzelim memlekete yazık oluyor... Her yıl, bir öncekinden daha geri gidiyoruz... Ülke, Batı'nın ekonomik işgali altında... İçimizde bir sürü hain var... Dış düşmanlar gözümüzü oymak için pusuda bekliyor... Hepsinin hedefi apaçık ortada... Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni savunmasız bırakarak ülkeyi bölmek istiyorlar... Fakat yurdumuzu seven insanlar olarak elbette yılmayacağız. Mücadeleyi bırakmak yok. Asla pes etmeyecek ve sonunda savaşı mutlaka kazanacağız. Kitaba koyduğumuz isim gerçeğin ifadesidir. "BİZ BU ÜLKEYİ SOKAKTA BULMADIK" İçimizdeki hainlerle ve dışarıdaki düşmanlarla boğuşmak asli görevimizdir"
Rahmi Turan son kitabını tanıtırken 23 Nisan 2002 tarihinde bu yazıyı yazmış. Kendisini ve tavrını apaçık anlatan bir yazı. Rahmi Turan'ı 1968 yılında Günaydın Gazetesi'ni çıkarırken tanıdım. Ben muhabir, o Yazı İşleri Müdürü idi. O gün başlayan dostluğumuz, "aile dostluğu" olarak 34 yıldır "kesintisiz" sürüyor. Gazeteciliği hakkında "doktora tezi" hazırlanan Rahmi Turan, usta bir "gazeteci- yazar", iyi bir gözlemcidir. Ülkenin sorunlarını, yönetimlerin zaaflarını, Türk insanının içinde bulunduğu sıkıntıları, devletteki çarpıklıkları yıllardır bıkmadan, yılmadan, inançla, azimle yazar, eleştirir. Rahmi Turan iyi gazeteciliğinin ve yazarlığının yanısıra Türk basınında "gazete çıkartma" rekorunu da kıran bir Genel Yayın Yönetmeni'dir. Halen Gözcü Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni olan Rahmi Turan, 1968 yılında, Haldun Simavi'nin sahibi olduğu Günaydın Gazetesi'ni, 1983 yılında Tan Gazetesi'ni, 1985 yılında Sabah Gazetesi'ni, 1990 yılında Meydan Gazetesi'ni, 1996 yılında Gözcü Gazetesi'ni kurdu ve yönetti. Rahmi Turan 1989- 1990 yıllarında Erol Simavi'nin sahibi olduğu sırada Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği'ni de yaptı. Rahmi Turan "DİKEN" başlığı altında kaleme aldığı köşe yazılarını "Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık" adıyla kitap haline getirmiş. Kitabı Toker Yayınları basmış. Kitabı okuyunca ülkenin nerelerden nerelere gittiğini görüyorsunuz. Rahmi Turan'ın "Türkiye'nin krize gireceğini" bir yıl önce uyaran bir yazısını takdim ediyorum. Atıp tutmak yetmez Yazıldığı tarih 12 Nisan 2000. Henüz "çıpalı kur modeli" devam ediyor. "Enflasyonun belini kırdık" "IMF bize aferin diyor" "Okyanusları aştık" "Yaz aylarında enflasyon eksiye düşecek" "Şahlanıyoruz" "uçuyoruz" v.s. Bu tür laflar beni çok ürkütüyor. Sanki züğürt tesellisi gibi geliyor bana... Çünkü gerçeğin böyle olmadığını biliyorum. Atıp duruyorlar, "At da, ne atabilirsen at! Kuşlar yemezse civcivler yer" düşüncesiyle hareket ediyorlar! Hayalleri bırakıp gerçeğe dönersek durum şu: "65 milyonluk Türkiye'de 50- 55 milyon kişi açlık sınırında!" Bu lafı biz demiyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Fuat Miras söylüyor. Fuat Miras ciddi bir yöneticidir. Atıp- tutmaz, boş konuşmaz. Bakın ne diyor? "Bu kadar sosyal adaletsizliğin olduğu ülkede sosyal patlamaların olmaması çok ilginç!" Fuat Miras da enflasyonun düşmesi için büyük savaş veriyor ama gerçekleri de görüyor, kimseyi uyutmaya çalışmıyor!.. Sadece doları kazığa bağlamakla, döviz artışlarını önlemekle enflasyon düşürülemez!... Yıl başından bu yana dolardaki artış yaklaşık yüzde 6 iken, enflasyon yüzde 13 arttı. Bu da doların gerçek değerinden yüzde 7 uzaklaştığı anlamına geliyor. Makas böyle açılmaya devam ederse tehlike kapımıza dayanır. 1994 Nisanındaki gibi bir devalüasyon anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirir!... Benim bu ekonomi yönetimine güvenim yok... Çünkü... Bir kez yalan söyleyenler, ikincisini de söyleyebilirler!...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |