Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bayramoğlu, Devlet Bakanı Kemal Derviş'in ekonomik programın başarılı olacağına inanmadığı için erken seçimi gündeme getirdiğini söyledi.

MÜSİAD'ın 2001 yılı ekonomi değerlendirmeleri ve 2002 yılı beklentilerini içeren 2002 Ekonomi Raporu, Topkapı Eresin Otel'de dün düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Toplantıda konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, sürdürülebilir borçlanma politikasına devam edildiği, faiz ve enflasyon lobisine dur denilmediği sürece, yeni krizlerin kapıda olduğunu söyledi. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in uyguladığı Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nı (GEGP), 1999 yılında uygulamaya konan ve Türkiye'nin tek çıkış yolu olarak gösterilen enflasyonun düşürülmesine yönelik programın değişik bir versiyonu olduğunu ifade eden Bayramoğlu, "GEGP, raporumuzun kapağında da resmettiğimiz gibi fitili ateşlenmiş, patlamak üzere olan bir bombadır. Böyle devam ederse önümüzdeki sonbahardan sonra, kışa girerken bu bomba patlayacaktır" dedi.

'Derviş, iktidar olursa şaşırmayın'

Bayramoğlu, Derviş'in açıklamalarıyla gündeme oturan erken seçim tartışmalarını, "Sayın Derviş, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nın kışın, ellerinde patlamaması için erken seçimi gündeme getirmiştir" şeklinde yorumladı. Derviş'in erken seçimi gündeme getirmesini iki gerekçe ile izah eden Bayramoğlu, şöyle konuştu:

"Birincisi, uygulanan program beklenen performansı göstermemiştir. Sayın Derviş, GEGP'nın sonbaharın ardından, kışın, ellerinde patlamaması için erken seçimi gündeme getirmiştir. İkincisi de yarın Türkiye'de seçim olduğunda Sayın Derviş çıkıp, (Bir elimde 50 milyar dolar, bir elimde de planlar, projeler var) derse şaşırmayın. Bir siyasinin bu kadar desteklenmesi durumunda iktidar olmaması için hiçbir sebep yok."

'Türkiye seçim sonrası hamle yapar'

Türkiye'nin yapacağı en akıllı tercihin sonbaharda erken seçime gitmek olduğunu dile getiren Bayramoğlu, seçim yapılması halinde, Türkiye'nin gelecek yıldan itibaren kalkınma hamlesi yapacağını söyledi.

Krizle birlikte herkesin faizden ve rant ekonomisinden şikayet ettiğini ancak tepkilerin hep sözde kaldığını anlatan Bayramoğlu, faiz ve enflasyon lobisini, Türkiye'nin önündeki en büyük engel olarak değerlendirdi.

Daha sonra basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Bayramoğlu, hükümetin tek yaptığının bankacılık sistemini ayakta tutmak olduğunu vurguladı. BDDK'nın batık ve kamu bankalarının görev zararları nedeniyle oluşan 55 katrilyon liralık yükü, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sırtına yüklemesinin de zulüm olduğunu söyledi.

Deniz: Keyfi zam dönemi bitti

Ankara 4. İdare Mahkemesi tarafından köprü ve otoyol zammının iptaline ilişkin esastan verilen kararı değerlendiren Müstakil Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Av. M. Bülent Deniz; "Artık bütçe açığını kapatmak için zam yapma devri sona ermiştir" dedi. Deniz, Haziran 2001 tarihinde otoyol ve köprü geçişlerine yapılan zammın ardından, zammın iptali için Ankara İdare Mahkemesi nezdinde çok sayıda dava açıldığını hatırlatarak, bu davalar ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerde verilen yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlardan sonra, son olarak Ankara 4. İdare Mahkemesi tarafından "otoyol ve köprü geçiş ücretinin arttırılmasına ilişkin işlemin iptaline" karar verildiğini dile getirdi. Sıranın Bayındırlık Bakanı Abdülkadir Akcan'da olduğunu ifade eden Bülent Deniz, "Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin esastan vermiş olduğu bu kararın gereği, Bakan tarafından otoyol ve köprü geçiş ücretleri 23.06.2001 tarihinden önceki tarifelere indirilmelidir. Ancak bürokrat atamalarında olduğu gibi mahkeme kararının gereğini yerine getirmek için ücretleri düşürüp, bir saat sonra zam yapmanın hukuk devletinin bir bakanına yakışmayacağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu. Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı Mehmet Sevim'de Bakan Akcan'ı karara uymaya çağırdı.

YAPISAL TEDBİR ÖNERİLERİ

MÜSİAD raporunda İstikrar İçin Yapısal Tedbirler başlığı altında şu öneriler sıralanıyor:

Rant ekonomisi yerine üretim ekonomisi tercih edilmeli

İKİNCİ HORTUM VAKASI

İstanbul Yaklaşımı girişimini, ikinci hortum vakası olarak gördüklerini belirten Bayramoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir yanda üretim yapan, vergisini, borcunu, evini arabasını satmak pahasına ödeyen dürüst sanayiciler var. Diğer yanda da hiçbir özkaynağı olmayan, sürekli borçlanmış bir kesim var. İstanbul Yaklaşımı onlara yeniden kaynak aktırılması çabasıdır. Bu dürüst insanların cezalandırılması anlamına gelir ki bunu tasvip etmek mümkün değil." MÜSİAD hazırladığı raporu sadece muhalefet partilerine götürecek.