Bu siyasi tablo, Türkiye'ye ümit vermiyor.. Sağlığı kırılgan bir Başbakan..

Aralarında en temel konularda bile uyum olmayan bir Koalisyon iktidarı..

Ve müthiş bir siyasi bölünmüşlük.. Kimse "Bundan sonra ne olur" sorusuna cevap veremiyor..

Bu başarısız koalisyonu ayakta tutan ve ayıpları örten "Tekel Medyası" da, yeni bir oyun teorisi oturtamadı..

"Ecevit-sonrası"na dönük bir model yok ortada..

Denemeler yapıldı.. Hüsamettin Özkan adı cilalandı.. DSP liderliği için, bir takım teoriler üretildi..

Ama sonuç sıfır..

Zaten Ecevit de, "Ben asla çekilmem" diyor.

Meydanlara bakıyorsunuz..

Meydanlarda bir Tayyip Erdoğan, bir de Cem Uzan var..

İkisi de, "Müesses Nizam"ı temsil etmiyor..

Biri "Düzen"in, diğeri de özellikle "Tekel Medyası"nın karşısında..

Bu arada, ayakta zorla tutulan ve ayıpları örtülen Koalisyon İktidarı'nın ortağı MHP'nin, nerede bulunduğu da belirsiz..

Devlet Bahçeli, Türkiye'yi bıraktı ve Çin'den atışlara başladı..

Abdullah Öcalan'ın asılamayacağını bildiği halde, Koalisyon'u "İdam şarttır" diyerek tehdit ediyor..

Kıbrıs konusunda da "Taviz yok" çizgisini seslendirmekte..

Demek ki, bu Koalisyon, Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne sokamayacak..

Bu arada Mesut Yılmaz da, yanlış bir taktikle, Avrupa Birliği olayını germekte..

Sanki, Avrupa Birliği üyeliği, sadece ANAP'ın meselesi gibi sunuyor olayı..

Ekonomiye gelince..

Koalisyonun Ekonomiden Sorumlu üyesi ve Devlet Bakanı Kemal Derviş, tam bağımsız bir birim..

Onun aldığı kararlardan, belli ki Ecevit'in haberi sonradan oluyor..

Bu açıdan, ekonomi sadece siyaset-dışı değil, koalisyon-dışı bir alan.. İMF, Dünya Bankası, Kemal Derviş gibi birimlerin ilgi ve egemenlik alanında ekonomi..

Ve Türkiye siyasetinde, stratejik bir çatışma da var..

Bir yanda "Avrupa'cılar", diğer yanda "Amerikan'cılar" bulunmakta..

Bu çatışma, eğer bu yıl sonunda Avrupa Birliği Türkiye'ye üyelik takvimi vermezse, Avrupa'cıların yenilgisi ile sonuçlanacak..

Bu arada Irak'a bir Amerikan müdahalesi olursa, Amerikancılar ağır basacak..

Acaba bizim içeriden çok açık görebildiğimiz bu tabloya "Dış Dünya" nasıl bakıyor?

Örneğin Amerika, milyarlarca doları ve stratejik ortaklığı, ne kadar süre ile Ecevit'in sağlığına endeksleyebilir?

Kimbilir kaç tane senaryo ve kaç değişik oyun teorisi kuruluyor müttefik başkentlerde Türk siyaseti üzerinde..

Özetle zor bir dönem..

Çok fazla belirsizlik var..

ŞAKA

Çin'e yaklaşıyoruz

Devlet Bahçeli, "Bütün hayatım boyunca Çin Seddi'ni görmeyi hayal etmiştim" demiş..

Eğer başarıya ulaşır ve Avrupa Birliği'ne üyeliğimizi engellerse, bundan sonra hepimiz sık sık Çin Seddi'ni görürüz..

Avrupa bize, Çin'den daha uzak olabilir..

MEDYA SAYESİNDE

Ama ne biçim bir 3 yıl geçti!..

Başbakan Ecevit'in "Koalisyon'un 3 Yılı" konulu basın toplantısını dinlerken, bu Koalisyon'un ne kadar çok iş yapamadığını iyice gördü kamuoyu..

Ülkeyi yoksullaştıran ve ekonomiyi küçülten krizlerin sorumlusu bir yönetimi, dün hasta bir Başbakan, savunmaya çalıştı..

Unutmayalım ki, bu tür bir kriz sonunda Arjantin'de iki tane Cumhurbaşkanı ve üç tane ekonomi yönetimi tasfiye oldu..

Ama Türkiye'de, Ecevit hâlâ Başbakan..

Bunu, çok açık biçimde "Medya Desteği"ne borçlular..

Borçlarını da, son olarak "RTÜK Yasası" ile ödediler..

Aynı medya, belli ki, bundan sonraki fiyaskoları da örtmeye kararlı..

Bundan sonra, "Avrupa Birliği fiyaskosu"nun önlenmesi için, Devlet Bahçeli'ye dönük yayınların ve hatta tehditlerin artacağını öngörebiliriz..

Ecevit dün, basın toplantısında Başkent Hastahanesi doktorları yerine Güneşli ve İkitelli Medyası fonksiyonerlerine teşekkür etmeliydi..

MEHMET BARLAS

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu