T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
MÜSİAD'ın 2002 raporu

Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmelerle ilgili olarak MÜSİAD her yıl rapor yayınlar. MÜSİAD'ın raporları her türlü önyargıdan arındırılmış, objektif ve bilimseldir. Çalışmanın arkasında akademisyen ve pratisyenlerden oluşan güçlü bir ekonomist grup vardır. Raporlarda ekonomik sorunların ortaya konulmasının yanında isabetli çözüm önerileri de yer almaktadır.

MÜSİAD, Şubat ayında yaşanan krizin geleceğini önceden bildirmiş ve alınması gereken tedbirleri de ortaya koymuştu. Ne yazık ki Hükümet yapıcı ve akılcı önerilere kayıtsız kalmış ve ekonomi son 50 yılın en ciddi krizine sokulmuştur.

Son rapor Türkiye Ekonomisi 2002 başlığını taşıyor. Bu raporda da son derece akılcı ve ulusal çıkarları öne alan öneriler yer alıyor. Rapordaki değerlendirme ve önerileri bu köşede bütünüyle aktarma imkanımız yok. Ancak, çarpıcı bölümlerini sizlerle paylaşalım:

Raporun 2. bölümü acil çözüm önerilerinden oluşuyor.

Krizden çıkış için acil çözüm önerileri üç ana başlık altında toplanıyor.

Bunlardan birincisi, reel sektörün canlandırılması. Bu amaçla, üretim sürecinin hemen her safhasında ek maliyetlere sebep olan dolaylı vergi, fon ve sigorta prim oranlarında geçici ve kademeli indirimler yapılması gerektiğine işaret ediliyor.

Yaşanmakta olan likidite darlığının aşılması için iç borcun kısmi monetizasyonu (para basımı) yoluyla sağlanacak kaynağın bankacılık sektörü üzerinden hızlı bir şekilde tüketim ve yatırıma kanalize edilmesi cesur ve gerçekçi bir öneri olarak karşımıza çıkıyor. Bu yapıldığında parasal tabandaki genişleme nedeniyle döviz kurlarında yukarıya doğru bir hareketlenme oluştursa da bu hem aşırı olmayacak, hem de ihracatın artmasıyla kısa sürede dengeye oturacaktır. Öte yandan, artan yatırımlar ve iç piyasa hareketliliği, faizleri de zaman içerisinde uygun seviyeye çekecektir. Kurlardaki yükseliş sebebiyle artan gelir ve talebin ithalatta bir patlamaya yol açmayacağı öngörülebilir.

İkincisi, iç borç meselesinin çözümü. Mevcut iç borç stokunun ekonominin belini büktüğü tespitinden sonra, vadesi gelen iç borcun % 25'lik kısmının para basılarak kapatılması, geri kalan kısmının ise dövize endeksli borç senedine çevrilerek 3 ile 7 yıl arasındaki vadeye dengeli bir biçimde yayılması önerilmektedir. Ayrıca, bu programın kamuoyuna net bir şekilde anlatılması ve kamunun borçlanma imkanlarının kanunla sınırlandırılmasının sağlanması gerektiği ifade edilmektedir.

Üçüncüsü ise, ekonominin genelinde ve kesimler arası dengenin sağlanması. Raporda mali dengenin, İMF'nin Hükümete verdiği finansal desteğin devamına bağlı olduğunun altı çizilmekte, bütçe ve kamu finansmanı ile ilgili sorunlar ertelenmiş görünse de bu 'korku dengesi'nin, Türkiye'nin uluslar arası ilişkiler başta olmak üzere ulusal politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında hareket serbestisini bir hayli daraltacağı belirtilmektedir.

MÜSİAD'a göre, bu problemin ortadan kaldırılması ancak, sürdürülebilir borçlanma yerine, tavizsiz bütçe dengesine yönelik çalışmalar yapılması ile aşılabilir.

Raporda ayrıca krizden çıkmak için orta ve uzun vadeli tedbirler de yer almaktadır. Orta vadeli tedbir olarak ortaya konulanlar arasında en dikkat çekici olanı, İMF yetkilileri ve bürokrasinin ekonomi üzerindeki yetkilerinin sınırlandırılması, ekonomide dümenin sorumluluk almış siyasi otoritenin elinde olduğu imajının güçlendirilmesi şeklindeki öneridir.

Bunun yanında orta vadede vergi oranlarının düşürülmesi, bankaların holding bankacılığından kurtarılarak asli fonksiyonlarını yapabilir hale getirilmesi, özelleştirmenin hızlanması, ancak özelleştirmenin gerçekleştirileceği zamana kadar kamuda optimum nakit yönetimi için kaynakların tek bir havuzda toplanarak yönetilmesi, Türk Lirası'ndan 6 sıfır atılması önerilmektedir.

MÜSİAD'ın yukarıda özetlenen önerilerinin, benzeri kuruluşlar tarafından ortaya konulanlar içinde en isabetlisi ve ciddiye alınması gerekenler olduğunun vurgulanması gerekir. MÜSİAD, geçtiğimiz yıllarda kamu oyuna açıkladığı uyarı ve çözüm önerilerinde de büyük oranda isabet kaydetmişti. Bu uyarı ve öneriler ekonomi yönetimi tarafından dikkate alınmış olsaydı, Türkiye ekonomisi, tarihinin en ağır krizlerinden birisini yaşamayacaktı.

MÜSİAD'ın 2002 yılı ekonomik raporunu okumanızı tavsiye ediyorum.


29 Mayıs 2002
Çarşamba
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED