T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ali Müfit Gürtuna ne işe yarar?

Bir vakitler İstanbul Büyükşehir Belediye'sinde Genel Sekreter Yardımcısı olarak "görev yapan" Mahmut Kuş adlı "müfteri"nin icraatlarını sıralarken, Başkan Ali Müfit Gürtuna'ya da küçük bir tarizde bulunmuş, hâlâ ne diye bu adamı görevde tuttuğunu sormuştum.

Cevap gelmedi, hayır.

Cevap yerine, "belediye görevlisi" olduğunu söyleyen bir-iki tanıdık simadan Mahmut Kuş'un "aslında iyi bir insan" olduğunu bildiren "dost mesajları" geldi; ki, aralarında "boyumdan büyük işlerle uğraşmamın sağlığım açısından iyi olmayacağını" hatırlatan nazik uyarılar da vardı.

Mahmut kardeşimiz, işi gücü bırakmış, bir taraftan gazetelere iftira servisi yapıyor, bir taraftan da Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren'i Tayyip Erdoğan aleyhinde enforme ediyordu.

Tayyip Erdoğan'ın 1 trilyon lirası varmış, bu parayla cihad hazırlığı yapıyormuş, estek köstek.

Neyse ki, yalanları belgelendi de, Mahmut Kuş görevinden alındı.

Mesele de kendiliğinden kapanıverdi.

(Görevinden alındı mı alınmadı mı, o da tam belli değil ya... Belki de, gayrı resmi yollardan belediyeyle ilişkilerini devam ettiriyordur. Kimbilir...)

Hayır, mesele kapanmadı.

Mahmut Kuş'tan sonra bu kez Ali Müfit Gürtuna rüzgarı esiyor belediyede.

Gazetede okudunuz:

Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren'in hazırladığı bir yazıyla, aralarında Genel Sekreter Prof. Adem Baştürk'ün de bulunduğu 16 üst düzey bürokratın görevine son verildi.

Görevine son verilenlerden bir bölümünü bizzat Ali Müfit Gürtuna getirmişti.

Olur a...

Adı yolsuzluğa bulaşmış, daha doğrusu yolsuzluğu saptanmış bürokratlara genellikle el çektirilir. Bu pek şaşırtıcı değil...

Ama şaşırtıcı olan şu:

Gürtuna "kıyım"dan haberdar olmadığını söylüyor.

Daha önce, Candan Eren'in hazırladığı rapor üzerine, Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan 50 kişi hakkında soruşturma açılmıştı.

Bunu biliyoruz...

Candan Eren kaynaklı bazı iddialar Danıştay tarafından "soruşturmaya değer" bulunmamıştı.

Bunu da biliyoruz.

Ama bilmediğimiz, anlamadığımız, anlamak istediğimiz şu: Bir Mülkiye Başmüfettişi hangi cesaretle, daha doğrusu hangi yetkiyle hakkında mahkeme kararı bulunmayan insanlara görevden el çektirebiliyor?

Ne sıfatla?

Ve bu gelişmelerden, nasıl oluyor da, koskoca belediye başkanı haberdar olamıyor?

Biz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini Candan Eren'in değil, "seçim"le gelmiş Ali Müfit Gürtuna'nın deruhte ettiğini sanıyorduk oysa...

Ali Müfit Bey, "Tayyip rüzgarıyla gelip o makama çörekleniverdiniz" dediğim için bana kızmıştı.

Ben de şimdi ona kızıyorum.

İftiracı Mahmut Kuş'u görevden almamak için ayak diremiş, bin dereden su getirmişti, ama gözünün önündeki bürokrat kıyımına sessiz kalıyor şimdi... Üstelik, kıyıma kurban verdikleri arasında Hüseyin Akay gibi "mensubiyeti" tartışılmaz isimler de var.

Müfettiş istiyor, Gürtuna infaz ediyor.

Merakımı mucip oldu: Gürtuna ne iş yapar?

Ne işe yarar?

Madem "belediye işlerini tedvir"e Candan Eren memur edildi, niçin şerefli istifa müessesesine işlerlik kazandırmayı düşünmüyor?


1 Nisan 2002
Pazartesi
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED