T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Erbakan'ı sür-manşete çıkmak

Erbakan'ı "Filistin'e cihad bildirisine imza attı" diye sürmanşete çıkmak sadece bir kötü niyetin perdelenmesi anlamına geliyor.

İsrail vahşetini geri plana çekme girişimi bu. Sadece...

Bu, Filistin'in yaşadığı acıyı gözlerden saklama çirkinliği...

Filistinli yaralıları taşıyan ambulansları korumak için kendilerini canlı kalkan haline getiren İsrail'li barış insanlarının bile gördüğünü görmeme cinayeti...

"Beni Filistinli çocukların üzerine göndermeyin" diye isyan eden İsrailli askerin insanlık namusundan bile habersiz olma çılgınlığı...

Nablus'ta, Cenin'de Nazi vahşetine denk suçlar işleyen ve bu yüzden tüm dünyanın nefretini kazanan Şaron'u hala "Barış adamı" diye niteleme cür'etinde bulunan Bush'un insan aklıyla alay eden çizgisine denk bir sapkınlık.

Kıvranıyorlardı, İsrail'i her şeye rağmen savunmak için, hiç olmazsa tepkileri azaltmak için çırpınıyorlardı, Arap düşmanlığı'ndan yola çıktılar, Filistin'lilerin, İsrail'in korkunç savaş makinası karşısında başka çareleri kalmadığı için canlarını ortaya koyarak gerçekleştirdikleri istişhad eylemlerini dillerine doladılar, ama hiçbir şey Şaron vahşetini örtmeye yetmedi. Çünkü Şaron, Ramallah'tan başlayıp Cenin'de devam eden vahşet yolculuğunun her durağında "Nasıl daha vahşi olunabilir?" sorusunun cevabını verdi. İsrail askerlerinin geçtiği her yer, harabeye döndü. Filistin diye bir enkaz var şimdi. Türkiye iyi tanır bu görüntüleri deprem günlerinden... Evet, İsrail ordusu deprem gibi geçti Filistin topraklarından ve insanların üzerinden... Bölgeden dönen milletvekilleri "Filistin devletinin il il, köy köy alt yapısını çökertiyor İsrail" diyor vehameti anlatırken...

Hala Ecevit'i sıkıştırıyorlar: "Ne zaman özür dileyeceksin?" diye...

Karşıda kocaman bir Yahudi lobisi heyulası...

"Özür dilemezsen canımıza okurlar!" tehditleri...

Bakın şu ifadeye:

"Düşünüyorum ki bir İsrail hükümetine yönelik bir özür yazısı yoldadır." İmza: Zalman Shoval. Şaron'un danışmanı ve ve İsrail'in eski ABD Büyükelçisi. (Yeni Şafak, 12 nisan 2002)

Acaba böyle mi? Şu sıralar Ankara, Ecevit'in "soykırım" sözcüğünden dolayı İsrail hükümetinden nasıl özür dileyeceğinin formüllerini mi arıyor? Diletir mi diletirler? Bir gece içinde Almanya'da Meclis Başkanı düşürülmedi mi?

Neredeyse "Ortadoğu'da İsrail'e mahkum bir Türkiye" profili çiziliyor.

"İsrail ordusu Ortadoğu'da en güçlü ordu, ona kimse karşı koyamaz" gibi örtülü tehditler savruluyor.

Erbakan Filistin cihadına destek vermiş! Bir bildiriye imza atmış!

Böyle bir şey olmamış ama olsaydı ne olurdu?

Bugün dünyada insaf sahibi hangi insan Filistinlilere destek vermiyor?

Filistin nasıl kurtulacak İsrail vahşetinden? Filistin'de katliam, ancak Şaron'un kan tutkusu doyuma ulaştığında mı sona erecek?

Cihad veya başka bir ad, ne farkeder? İsrail vahşetini durduracak bir eylem!

Bunu İsrailli barışseverler bile kendilerini canlı kalkan haline getirerek yapıyor.

Türkiye tüm meydanlarda ayakta bugün, insanlarımız İsrail vahşetini lanetliyor günlerdir.

Bu kafa, ne zaman anlayacak Edward Said'in Filistin'li çocuklarla birlikte İsrail tanklarına taşla karşı çıkmasını?

Binlerce gönüllü insan Franko'ya karşı savaştı İspanya iç savaşında...

Türk askeri Kore'de ne arıyordu?

Somali'de?

Bugün Afganistan'da ne arıyor? Hangi savaşın parçası askerimiz? Ya da hangi barışın?

Niye didiklemiyoruz bunları? Amerika deyince akan sular duruyor mu?

Erbakan kalksa, Filistin'e gitse, Filistinli çocuklarla birlikte tanklara karşı dursa bir insan olarak nasıl alkışlamazdınız? Nasıl kıskanmazdınız onun insanlık jestini? Keşke yüz tane Erbakan, yani 100 tane Türk - Dünya devlet adamı göğüslerini gerse de tanklar önünde, bir tane Filistinli çocuk ölmese... O topraklarda bir tane intihar eylemi yapacak zemin kalmasa...

"Şaron barış adamı" diyor Bush.

Bu mu dünyanın ideal devlet adamı?

Bugün bakın Erbakan'ı manşet yapan gazetelere bakalım, Bush'un İsrail yanında cephe tutan savaşçılığı manşetlere çıkacak mı? Bakın bakalım Bush, Ecevit'in "soykırım" sözcüğüne gösterilen kadar tepki görecek mi?

Cihad...

Çok mu yabancı bir kelime Türkiye'ye?

Milli Mücadele günlerinde böyle bir çağrısı yok mu Büyük Millet Meclisi'nin İslam dünyasına? Ve bu işin öncülüğünü Mustafa Kemal Paşa yapmamış mı? Anadolu insanını kendi topraklarını savunmak için varını yoğunu ortaya koymaya sevkeden şey, cihad şuuru değil miydi? Hindistan'lı Müslümanların Milli Mücedele'ye cihad namına verdiği destek, çok mu anlamsızdı?

İsrail'le ilişkilerin mantığı şu bu, bütün bunlar tartışılabilir... Ancak Filistin'de yaşanan insani dram, işte burada yan çizmenin insanlıkla bir ilgisi yok. Yan çizmekten öte, bugün kendi ülkesinde bile Yahudilerin üzerine Nazi gölgesi düşürmekle suçlanan Şaron'un yanında saf tutar gibi, Şaron'un psikolojik savaş timinde rol üstlenir gibi bir duruş sergilemek... Bunu bu ülkenin insanı yapmamalı.

Erbakan'la hesaplaşmayı, Filistinlilerin acısı üstüne şal örtmek ya da, İsrail vahşetini perdelemek için kullanmak, böyle bir misyona sahip çıkmamalı bu ülkenin herhangi bir insanı...


13 Nisan 2002
Cumartesi
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED