|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Paris'e Türkiye'yi sevdirdi
PROF. ERGİNÖZ, FRANSA VE TÜRKİYE ARASINDA YILLARCA GÖNÜLLÜ KÜLTÜR ELÇİLİĞİ YAPTI
Paris'te uzun yıllar hem mimar olarak hem de Sorbon Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Türkiye ile Fransa arasında "kültür elçiliği" yaptı. Yaptığı hizmetlerden dolayı Fransa Cumhurbaşkanlığı Legion d'honneur Nişanı, Fransız Yazarlar Birliği Ödülü, Fransız Kültür Bakanlığı Akademik Palmiye Ödülü ve T.C Kültür Bakanlığı En iyi Oyun Yazarı ödüllerini alan ve emekli olduktan sonra, Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine Türkiye'ye gelen Prof. Dr. Murat Aykaç Erginöz, şimdi hem Erdoğan'ın Başkan Danışmanlığını yürütüyor hem de AK Parti Bakırköy İlçesi Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor. Bugüne kadar başarıyla Avrupa'da Türkiye'yi temsil eden Prof. Dr. Murat Aykaç Erginöz ile 40 yıla yakın süre sürdürdüğü gönüllü kültür elçiliği ve çevirileri üzerine konuştuk. Fransızca'dan Türkçe'ye klasiklerin dışında pek çok eser çevirdiniz. Bu eserlerin özelliği neydi? Çeviri yapmaya Cenevre'de öğrenciyken başladım ve Türkiye'de tanınan bir çevirmen oldum. Çevirdiğim klasikler defalarca basıldı. Şu an da piyasada otuz tane kitabım var. O yıllarda çeviri yaparken Flaubert, Balzac, Zola, Daudet, derken karşıma Pierre Loti çıktı. Loti'nin önce İzlanda Balıkçısı'nı, ardından diğer eserlerini çevirdim. Loti'nin özellikle Aziyade'si beni çok etkiledi ve bundan sonra Türk kültür ve sanatını Fransa'da tanıtan, Fransız yazarlarının eserlerini Türkçe'ye çevirmeye karar verdim. İşte bu çevrilerim beni farklı kılan özelliğimdir. Bu düşünceyle yola çıkarak yaptığım çevriler arasında Robert Mantran'ın İstanbul Tarihi, Clement Lepidis'ın Büyükada'nın Gülü, Michel de GrecË'ın, Gözde, Landy Montago'nun Doğu Mektupları ve ilk Osmanlı Sefiri 29. Mehmet Çelebi'nin "Fransız Anıları" bulunuyor. Aynı zamanda Türkiye'yi Avrupa'da onurlu bir şekilde tanıtan Osmanlı dönemindeki aydınların da eserleri üzerine çalıştınız öyleyse.. Evet, bu çevrimin üzerinde özellikle duruyorum. 28. Mehmet Çelebi, 1720 yılında, ilk kez Sultan III. Ahmet tarafından Fransa'ya ilk elci olarak gönderilmiş. Elçi Mehmet Efendi Paris'e gittiği ilk günden itibaren anılarını yazmaya başladı. Bize, o zamanki Batı'yı, Fransa ve Paris'i ve Osmanlı ve İstanbul'u anlatan bu eserini Fransızca'dan Türkçe'ye çevirdim. Bu kitap şu bakımdan da çok önemli; ortaçağdan itibaren Batılılar İslâm topraklarına gidip onların törelerini ve geleneklerini ortaya çıkarmışlardır, öte tarafta Müslüman devletler Batı hakkında büyük bir bilgisizlik içerisinde yaşamışlardır. Fransızca'ya da Türk edebiyatından eserler kazandırdınız. Yaptığınız çevirilere ilgi nasıl? Tarık Buğra'nın Küçük Ağa romanını Fransızca'ya çevirdim. Bu çok zor bir iş. Tarık Buğra bu kitabını Fransızca olarak görmeyi çok arzulardı. Çeviri boyunca zaman zaman birlikte olduk, çözemediğim yerleri kendisiyle tartıştık. Kendisi rahmetli olduktan iki ay sonra kitap yayınlandı. İlgiyle karşılandı ancak kitabın konusu itibariyle reklamı yeterince yapılmadı. Kasıtlı ve bilinçli olarak kitabın önü kesildi. Ayrıca Türkiye'nin Panoraması adlı Orhan Bayrak'ın turistik nitelikli bir kitabını çevirdim. Oyun yazarı, Tuncer Cücenoğlu'nun Çıkmaz Sokak adlı oyununu çevirdim. Benim iki tarihi romanımı ise bir Fransız bayan Fransızca'ya çevirdi. Sadece çeviri yapmakla kalmayıp uzun yıllar Sorbon Üniversitesi'nde de hocalık yaptınız. Fransız öğrencilerinin Türkiye'ye bakışı nasıldı? Çok olumlu. Türkiye onlar için çok gizemli ve değerli. Eski kültürümüze, mimarimize hayranlık duyuyorlar. İstanbul onlar için efsane bir şehir. Yüksek lisans, doktora çalışmalarını İstanbul'dan seçen öğrencilerim çok fazla. Geçen sene otuz kadar "Şehircilik" doktorası yapan öğrenciyi İstanbul'a getirdim. Birlikte gezdik. Konularını seçtiler. Bazıları Türkçe öğrendi. Tez aşamasında Türklerle evlenenler bile oldu. "Tayyip Bey'in bir telefonu beni İstanbul'a getirdi" Murat Aykaç Erginöz farklı bir insan.. Maraş Elbistan'da ilk ve ortaöğrenimi tamamladıktan sonra İstanbul'u bile görmeden kazandığı bursla Cenevre'ye üniversitede okumaya gitmiş. O yıllara dönünce bursu geciktiği zamanlar yediği yavan ekmeklerin tadını hatırlıyor. Uzun yıllar Sorbon Üniversitesi'nde hocalık yapan, Paris ve İstanbul Belediyeleri'nin kardeş belediye olmalarında görev alan Erginöz'ü uzun yılların ardından Türkiye'ye getiren Tayyip Erdoğan'ın bir telefonu olmuş. AK Parti'nin Türkiye'ye yeni bir ufuk açacağına inanan Erginöz, Erdoğan'dan teklif aldığı günü hiç unutmuyor: "Bir gün Paris'te bir kafeteryada otururken beni aradı. "Hocam kesin dönüş yapıp gelin, konuşalım" dedi. Okulumdan, öğrencilerimden ve Paris'ten ayrılmak kolay olmadı ama şimdi burdayım"
|
|
|
|
|
|
|
|