T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

D Ü N Y A

TERÖR, VANDALİZM, YAĞMA...

İsrail saldırısının başlamasıyla Ramallah'ta mahsur kalan üç Fransız ve bir Kanadalı, başlarından geçenleri günü gününe not ettiler, bunları elektronik postayla eşlerine dostlarına ilettiler, iletiyorlar... Kendilerini telefonla arayan AFP muhabirine kimliklerini açıklamayan Vincent, Theodora, Anais ve Nadia, 29 Mart'tan beri Ramallah'ta "cinayet, yıkım, vandalizm, yağma ve terör" tanığı olduklarını anlattılar. İşte gençlerin AFP muhabirine de yolladıkları birkaç not:

"28 Mart'ta İsrail kuvvetlerinin geleceği duyulunca, herkes yiyecek depolamak için koşturmaya başladı. Kaldığımız sokaktaki fırının önünde 400 kişilik kuyruk oldu. Herkes alabildiği kadar ekmek aldı."

"29 Mart'ta İsrail kenti işgal etti. Kaldığımız binanın 50 metre aşağısındaki inşaata nişancılar yerleştirdi. Evden çıkmadık."

"Bitişik binadaki Fransız arkadaşımız Claude'dan askerlerin, evin kilidini ateş açarak kırdıklarını öğrendik. Askerler, ateş açarken içerdekileri hiç umursamamışlar..."

Yaşlı insanları acımasızca öldürdüler...

Ancak 5 Nisan'da dışarı çıkabilen gençler, o gün kentin "tamamen harabeye dönmüş olduğunu" gördüklerini anlatıyor. "Mağazalar yağmalanmış, yollar ve kaldırımlar kırık camlarla dolmuştu..."

Gençlere öteki Filistin kentlerindeki arkadaşlarından gelen haberler de iç karartıcı olmaya başlıyor. Nablus'taki arkadaşları Neila'nın mesajı: "Binadaki bütün erkekler, kadınlar ve çocukları ayırdılar. Erkekleri soyarak gece dışarda ayazda bıraktılar..."

Başka bir arkadaştan şu mesaj geliyor: "İsrail askerleri, Cenin mülteci kampına girerken birçok insanı canlı kalkan olarak kullandılar, yaşlı insanları ailelerinin gözü önünde acımasızca öldürdüler..."

'Üç kızdık. İki gün dayak attılar'

Cenin Belediye Başkanı Velid Ebu Muveys, kendilerine telefonla ulaşan gençlere anlatıyor: "Kamptaki evlerin yüzde 70'i yerle bir oldu. Kamptakilerin çoğu kampı terk etti ya da sürüldü. Teslim olan erkekler ve bazı siviller soğukkanlı bir şekilde öldürüldü..." Fransızca öğretmeni Nadia'ya, kız öğrencilerinden Adiyem not yolluyor:

"İki kız ve beni tanka alıp Ramallah'ın batısında bir kampa götürdüler. Kampta sadece üç kız idik. İki gün sürekli dayak attılar. Soru bile sormadılar. Beni geri götürdüler, öteki kızlara ne olduğunu öğrenemedim..."



13 Nisan 2002
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED