İsmet Berkan (Radikal, 7 Nisan): "'Merkez sağa sürpriz lider' nitelemesiyle manşetlere çıkan Mehmet Ali Bayar'ı tanırım, eşi Ayça da arkadaşımdır, büyük oğlu Ali Nuri ile halı üzerinde güreşmişliğim vardır, kardeşi Uğur da arkadaşımdır, annesi Baysan hanım tanıdığım en muhterem ve güçlü kadınlardan biri. Ama en önemlisi Mehmet Ali akranımdır!.."

İsmet Berkan (8 Nisan): "Gerçek şu ki, Türkiye'nin bugünkü siyasi iklimi yıpranmamış ama belli bir tecrübeye sahip isimlere büyük şeyler vaat ediyor. (...) Bu şartlar altında 'sürpriz lider' Mehmet Ali Bayar'ın başarı şansını analiz etmek için onun ilkeleri ve kadrosu hakkında daha fazla bilgi edinmek gerekiyor. Ancak gözüken, 'Şimdi yeni şeyler söylemek lazım' diyerek 'makul çoğunluğa' seslenecek yeni bir siyasi partinin önünün açık olduğu..."

Mehmet Y. Yılmaz (Milliyet, 11 Nisan): "Mehmet Ali Bayar'dan söz ediyorum. (...) Kendisini tanırım. Açık fikirli, modern, bazıları gibi rol gereği değil gerçekten inandığı için cuma namazlarını kılan, ailesiyle birlikte geçirdiği zamanların değerli olduğunu bilen bir insan... Geleneksel değerlere bağlı, muhafazakâr ama Türkiye'nin gelişmesini Batı'ya yönelmekte gören bir kitlenin hoşlanabileceği bir siyasetçi adayı... (...) Bu aşamada söylenebilecek şu: Mehmet Ali Bayar gibi yeni bir ismin ortaya çıkması bile birçok kişiyi heyecanlandırıyor... Kardeşi Uğur Bayar'ın ANAP'lı bakan tarafından apar topar görevden alınmasını bile bu heyecana bağlayanlar var."

Sedat Ergin (Hürriyet, 9 Nisan): "...Dolayısıyla, henüz 40 yaşında olan Washington Büyükelçiliği Müsteşarı Mehmet Ali Bayar'ın DTP'nin başına geçmek üzere yola çıkması bu geleneğe ters düşmüyor. Bayar'ın başarı şansı ayrı bir tartışma konusu. Ancak 40 yaşındaki iyi yetişmiş genç bir insanın, ortaya bir iddia koyarak ülkenin yönetimine talip olması sevindiricidir. Bayar'ın siyasete atılarak bu ülkenin gençleri üzerinde bir heyecan dalgası yaratmış olması bile başlı başına değer taşıyan bir olaydır. Böyle bir hoş esintiye gerçekten ihtiyacımız varmış."

Serdar Turgut (Hürriyet, 11 Nisan): "...Peki ama Mehmet Ali Bayar siyasete atılmasın da kim atılsın? Ya da şöyle sorayım soruyu. Onun siyasete atılması uygun değilse kimin atılması uygun? (...) Ben destekliyorum Mehmet Ali Bayar'ı. Birikimli, dış dünyayı tanıyan, mesleğinde yükselme yolunda olan bir insan. Siyaset ateşi içinde yanmakta olduğu için iyi mesleğini bırakabiliyor, geleceğini riske atıyor. Onun fikirlerini duymak, Türkiye için ne planlıyor anlamak ve ona bir şans tanımak istiyorum. Evet onun arkasında Demirel desteği var. Evet Demirel'in bütün siyasi yoldaşları onun elinden tutacaklar. Birçok insana dezavantaj gelebilen bu gerçekler bence son derece olumlu şeyler. Demek ki bu genç ve haliyle devlet işlerinde tecrübesiz olan arkadaşın elinden tutacak akil insanlar da var. İsmet Sezgin koordine ediyormuş Bayar'ın partinin başına geçmesini. Ne güzel, İsmet Sezgin yaşamını bu ülkeye hizmet için adamış, namuslu, şerefli, sapına kadar adam gibi adam olan bir insandır. (...) Anlayacağınız uzun zamandır hazırlanan bir isim Türkiye için kolları sıvamakta şu aralar. Ve onun ortaya attığı makul çoğunluk bir şeyleri beklemekte çoktan beri. Sadece ona şans tanıyabilmek için kendisine desteğim tamdır."

Hadi hatırı kalmasın, Bayar'ın Tempo dergisine yaptığı açıklamanın en kayda değer bölümünü de aktaralım: "Hedeflerimizin en başında 21'inci yüzyılın devletini şekillendirmek geliyor. Türkiye'nin geleceğine yatırım yapan, elini taşın altına sokan, kendisinin ve ülkesinin yarınlarını eşdeğer gören müteşebbisi desteklemek, devletin gerçek görevi olmalıdır."

Evet, işte böyle... Bayar siyasette başarılı olabilecek mi? Muhafazakar olduğu kadar modern de olan, inandığı için cuma namazlarını da kaçırmayan, dünyayı tanıyan iyi yetişmiş bu "sürpriz lider" arkasına acaba ne miktarda "makul çoğunluk"un desteğini alabilecek? Yazarlarımızın belirttiği gibi, bu konuda bir tahminde bulunmak için henüz erken... Ancak Bayar'ın hiç değilse şu "çoğunluk"un desteğini cepte sayması çok "makul" görünüyor. İsmet Berkan, Mehmet Y. Yılmaz, Sedat Ergin, Serdar Turgut, Bayar'ın eşi Ayça, kardeşi Uğur Bayar, annesi Baysan hanım (Ali Nuri'yi saymıyoruz, çünkü o henüz çocuk), Süleyman Demirel ve İsmet Sezgin.. Hadi şimdi de bu "çoğunluk"u sayalım: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9.... Evet, Bayar şimdiden tamı tamına 9 oyu cepe indirmiş vaziyette... Haaa az kalsın unutuyorduk; Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök'ü de bu seçmen grubuna dahil etmemiz gerekiyor, çünkü o da pazarlama kampanyasının açıldığı gün "ihsas-ı rey"de bulunmuştu.

Eğer aranızda "Ne yani yetmez mi? Bu işte 'çoğunluk'tan kasıt zaten 'makul' kabul edilebilecek bir çoğunluk değil miydi? Al işte sana bir 'makul çoğunluk'!" diye söylenenler varsa, tamamen haklılar!

Yazıyı noktalamadan (madem bu işler böyle oluyor!) bir öneride de ben bulunacağım: Dış dünyaya açık, muhafazakar, modern, orucunda namazında, yemeyip içmeyip hep Türkiye'nin istikbalini düşünen, dinamik, vizyon sahibi ve de (belki) en önemlisi tam 40 yaşında birini de ben tanıyorum! Acaba, diyorum, soyadı lazım değil ama adı Ahmet olan bu genci de "merkez sol"un başına "sürpriz lider" olarak yerleştirmek için de bir şeyler yapamaz mıyız? İnanın Ahmet de iyi bir insan... Eşini de tanıyorum. Ve belki inanmayacaksınız ama, oğluyla "halı üzerinde güreşmişliğim" de var... Kötü mü olur; Doğan Grubu ona da destek çıksa ve sonuç olarak ülkenin merkez sağı ve merkez solu Mehmet ve Ahmet'in yönetimi altına girse, fena mı olur? Radikal odaklar ortadan kalkar, "orta direk" güçlenir, Batılı oluruz, hızla kalkınırız, gazeteler Japonya'da olduğu gibi milyonluk tirajlara oturur, "önümüz hepten açılır".... fena mı olur?

Not: Ben bu yazıyı tamamladığımda arkadaşımız Cengiz Çandar'ın Mehmet Ali Bayar'ı "'Tarih ve coğrafya şuuru' edinmiş bir Rumeli-Anadolu harmanı" olarak niteleyip "Türkiye'nin köhne siyasetine, hoş geliyor; safa geliyor..." diye selamladığı dünkü yazısı henüz ortada yoktu. Hatırlatıyorum, çünkü böylece "makul çoğunluk" 9'dan 10'a yükselmiş oluyor!

KÜRŞAD BUMİN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu