T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Fıkra gibi...

Yeni RTÜK Yasası'nın selameti için kartel gazetelerinin verdiği cansiperane mücadeleyi anlıyoruz; çünkü Cumhurbaşkanı Sezer'in veto ettiği yasa medya patronlarını "kamu ihaleleri"nden yararlandırıyordu.

Kimi gazeteler yasanın kabul görmesi için şantaja bile başvurmuşlardı.

Sezer'in yaptığı harcamalar, yatak örtüsü takımı, perdeler, jakuzili havuz vs...

Ama tasarı, internet yayıncılığının da 5680 Sayılı Basın Kanunu kapsamına alınmasını ve bu kanunun "internet" üzerinde hazırlanan web sayfaları için de uygulanmasını öngörüyor.

İşin vahim tarafı bu.

Yeni yasaya göre internet yayınları toplumu şiddete, ayrımcılığa, düşmanlığa tahrik edici nitelikte olamayacak.

Hadi buna "kabul" diyelim...

Toplumun milli ve manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı yayın yapılmayacak.

Bu da kabul...

Yayınlarla "özel hayatın gizliliği" ihlal edilemeyecek.

Amenna...

Türk milli eğitiminin genel amaç, temel ilkeleri ve milli kültürün geliştirilmesi doğrultusunda yayın yapılacak.

Buna bir "mim" koymalı...

Ayrıca, yayınlarla kişilerin manevi şahsiyetine saldırıda bulunulamayacak.

Bu da kabul...

Yayıncılık, haksız bir amaç ve çıkara alet edilmeyecek.

Alâ...

Suçlu olduğu yargı kararıyla kesinleşmeden kimse suçlu ilan edilemeyecek.

Güzel...

Haberlerin yayınlanmasında "tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine" bağlı kalınacak. Siyasi partiler ve demokratik gruplar arasında fırsat eşitliği sağlanacak. Yayınlarda eser sahiplerinin hakları ihlal edilemeyecek.

Pek güzel...

Telefonla yarışma yapılamayacak, bunların sonucunda dinleyici ve seyircilere ikramiye verilemeyecek, "ikramiye" verilmesine aracılık edilemeyecek. Haberde, konu ile ilgisi olmayan görüntüler verilmeyecek, benzer görüntülerin "arşiv" niteliği belirtilecek.

Hepsi iyi hoş da, yasa tasarısının 27. maddesini nereye koyacağız?

Bu madde internette "web sayfası" açmak isteyenlerin bulundukları ilin valiliklerine başvurmalarını "zorunluluk" haline getiriyor.

Hazırladığınız sayfanın içeriğinin ikişer kopyasını her gün bulunduğunuz ilin Cumhuriyet Savcılığı ile vali veya kaymakamlığına göndermeniz gerekecek.

Yasaya göre radyo, televizyon ve "veri yayınları", hukukun üstünlüğüne, Anayasa'nın genel ilkelerine, temel hak ve özgürlüklere, milli güvenliğe ve genel ahlaka uygun olarak, "kamu hizmeti anlayışı" çerçevesinde yapılacak.

Türkiye Cumhuriyeti'nin "varlık ve bağımsızlığına", devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, "Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı" yayın yapılamayacak.

Üst Kurul üyelerinin seçiminde de tuhaflık var.

Üyelerinden 5'i TBMM Genel Kurulu'nca seçilecek. 2'si YÖK Genel Kurulu'nun, "elektrik-elektronik, iletişim, kültür ve basın-yayın" dallarından göstereceği iki aday arasından Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek. Bir üye, Gazeteciler Cemiyeti ile Basın Konseyi'nin ortaklaşa göstereceği iki aday arasından Bakanlar Kurulu'nca seçilecek. Üyelerden biri de MGK Genel Sekreterliği'nin göstereceği iki aday arasından Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek.

Fıkra gibi...

Bırakın yasanın bütününü, tek başına "yayınlar kamu hizmeti anlayışı çerçevesinde yapılacak" ibaresi bile, bu yasayı hazırlayanların zihnî yapısını ve niyetini ele veriyor...


13 Nisan 2002
Cumartesi
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED