T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Rating Company gururla sunar, Bir Başyapıt; Başkalarının Hayatı

Tam bir başyapıt... Feleğin çemberiyle oynarken, düşüp kalbini kırmış da bir daha iflah olamamış insanlardan; "acıları para eder"lerinin, titizlikle seçilerek henüz kurumamış gözpınarlarının sağılması üzerine sahici bir başyapıt.

Istırap ekseninde gelişen, tarafların birbirlerinden özür dilemesi sayesinde mutlu 'the end'e eren bir "acı hayat uyarlaması"...

Yönetmen tamam...

O kalın gerdanı zaptetmekte hayli zorlanan kolalı yakalı gömleğin üstüne çekilmiş beyaz ceketiyle ariliği ve arınmışlığı temsil ederken, gözlere sonradan iliştirilmiş 'yargılamaz, rahatlatır' bakışlarıyla devasa bir 'yardım perisi'ni andıran Reha Muhtar, günahkârın müflihe tevdi edilmesi sürecindeki telif edici rolünde görkemli bir performans sergiliyor.

Figüranlar başarılı...

Anlayış yoksunu bakışların 'kendin ettin, kendin buldun' dilleriyle, "ortaya bir büyük salata" kadar dış etkilere açık itirafçıya, bir savaş esiriymişçesine "bakalım yeterince ezik hissedebilecek mi?" diyerek vurdukça vuran bir güruh.

Avare bir rüzgar gülü gibi yönetmen ne tarafa eserse, o tarafa bükülen seyirci, kendine dair olmayan kalbi cürümlere gözüdönmüş bir doymazlıkla saldırdıkça saldırıyor... Ortada durup, hatalarını, günahlarını itiraf eden kişiye, hayatın suratına fırlatılmış intikam cümleleri gibi yükleniyor.

Hayatın sillesini yemiş başrol oyuncusu iyi...

İtirafçı, ince manevralarla kendine yenik düştüğünü anlatma çabasıyla kıvranıyor...

Teknik ekip mükemmel...

Hafif karanlık bir ortamdaki yer yer loşluklarla sete 'bizbize'lik veren ışık oyunlarının, aldatıcı rahatlığı hakim tüm 'cast'e.

Ve iyi adamın içeri girişiyle, az sonra -belki de- affedileceğini farkeden itirafçının gevşeme halleri...

Film tamam; Reha Muhtar'a İtiraf.

Bütün dünya televizyonlarında birbir gösterime sokulan, 'Başkalarının Hayatı' serisinin son halkası İtiraf.

Acılarıyla yalnızlaşan, yalnızlaştıkça acılaşan, bu çağ insanın mutsuzluğunun 'gözetlenmesi' ve 'dinlenmesi' suretiyle ratinge tahvilinin adı...

Öyle olmasaydı, "günah çıkartma" gibi gayet basit bir temanın çevresinde şekillenen İtiraf, kıyıcı gözyaşı sekansları ve halden anlamaz, kalbi taşa tutmuş seyircinin inkâr götürmez katkılarıyla eski Yeşilçam melodramlarının, hiç geçmeyecekmiş gibi hüzün bırakan tuzlu tadını bırakır mıydı 'diğerlerinin' ağzında?

Yeşilçam demişken, Reha Muhtar hakiki bir filmin, insana ve hayata dair hakiki temalarına ayırsa bir programını nasıl olur? Mesela, Selvi Boylum Al Yazmalım'da Türkan Şoray'ın neden Kadir İnanır'la gitmediğini konuklarına itiraf ettirse, diyorum...


13 Nisan 2002
Cumartesi
 
ÖZLEM ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED