Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Aydın, dinlerarası diyalogu misyon faaliyeti haline getirmenin "dinlerarası diyalogun adını kötüye kullanmak" olduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından KKTC'deki Salamis Bay Conti Oteli'nde düzenlenen "5. Avrasya İslam Şûrâsı" çalışmalarını sürdürüyor. Şûrânın 3. gününde, "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" konusu ele alındı.

Prof. Dr. Aydın, terörle İslam'ın yan yana getirilmesinin düşünülemeyeceğini ifade ederek, "Terörle İslamiyet'i veya herhangi bir dini yan yana getirenler ya her dinin cahil fanatikleridir veya hem kendi dinini hem de diğer dinleri bilmeyen siyasi ihtiraslarla gözleri ve gönülleri taşlaşmış cahil ve bencil insanlardır. Bütün dini liderler kalpleri taşlaşmış insanları lanetlemektedir" dedi Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "İlahi dinlerin mensupları, dünya barışına katkı sağlamak için dinlerarası diyalog çalışmalarını, diyalog kuralları içinde devam ettirebilirlerse Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi toplumlarının bulunduğu bölgelerde barıştan bahsetmek mümkün olacaktır. Ancak, diyalog adı altında gayri meşru yollara başvurularak diyalogu bir misyon faaliyeti haline getirmek, dinlerarası diyalog adını kötüye kullanmak demektir. Filistin halkının maruz kaldığı durum, diyalog taraftarlarının vicdanlarını sızlatması gerekir."

Hahamla hoca buluşmalı

Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver ise dinlerarası diyalog konusunun önemine işaret etti. Dr. Suver, Kıbrıs'ta Türkler'in güven içinde olduklarını, bunun da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden kaynaklandığını söyledi. Böyle bir güven Kudüs'te, Bosna-Hersek'te ve Azerbaycan'da olmadığı için güvenin yerini gözyaşının aldığını ifade eden Dr. Suver, "Papazı hahamla, hahamı hocayla, hocayı papazla buluşturup bu cinayetlere son verdirecek tek güç vardır. O güç de dinlerarası diyalog, dinlerarası sevgi ve barıştır" dedi.