T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
'Bulunmaz eşin'...

Malatya havaalanından şehre doğru, çocukluk anılarımda özel yer tutan Beylerderesi'ne varmadan Özal köyünden geçiliyor yine. Bindallı köyünün adının Özal'a dönüştüğünü, 1993'te Malatya'ya son kez geldiğimde farketmiştim. Şehre girildiği anda koca bir 'Turgut Özal Bulvarı' yazısı girenleri karşılıyor. Geniş, yeni ve uzun bir bulvar bu. Benim tanıdığım Malatya'nın ana caddesi bu değildi. Malatya, Turgut Özal ile birlikte değişti. Ve, her köşesinde Turgut Özal'ı bağrına bastı.

Şehrin merkezine doğru giden bildik ana cadde ise Atatürk Caddesi. Benim bildiğim Malatya'nın Kışla Caddesi orası. Benim için özel yol. Annem o cadde üzerinde gençliğini yaşadı. Selanikli dedem hala o cadde üzerindeki Tekel'de çalışmıştı. Ben, o zamanlar daha ortada yoktum. Caddenin ucu Vilayet'e gelir dayanır. Vilayet binasının en üst katında en dipteki odada, rahmetli babam genç bir savcı yardımcısı olarak memuriyetinin ilk günlerini geçirmişti. Babam, annemi Kışla yani Atatürk Caddesi üzerindeki evde tanımış olmalı. Orada evlendiler. Babamın annemi nikah masasına sürüklediği sokakları süzüyor; 1940'lı yılları zihnimde canlandırmaya çalışıyorum. Malatya: ana-baba ocağım. Malatya, benim için özeldir.

Her yıl 17 Nisan'da gele gide Anteplilikten ziyade 'fahri Malatyalı' haline gelen Mehmet Barlas, 'Malatyalılık'tan dem vurduğumu işitince takılıyor; 'Artık şu kimliğine karar ver' diyerek... 'İnsanın birden fazla kimliği olabilir; Malatya da benim 'kimliklerim'den biri' karşılığını veriyorum...

Vilayet'in önünde kocaman bir İnönü heykeli var. 1940'lı yıllardan kalma. Malatya, 'sembolleri'yle Atatürk'ün 'birincil konumda' bulunmadığı Türkiye'nin belki de tek şehri. İsmet İnönü'nün Malatyalılığı, Malatya'da İnönü'yü Atatürk'ün önüne çıkartmış. Şehrin merkezinde Atatürk'ün değil, İnönü'nün heykeli var. Fakat, Turgut Özal'ın Malatyalılığı ise İnönü'yü altetmişe benziyor. Şehir, Turgut Özal ismiyle bütünleşmiş; müthiş bir 'vefa duygusu' ile Turgut Özal'ı yaşatıyor. İnönü, merkezdeki dev heykeliyle başbaşa, sisli anılarda kalmış gibi. Turgut Özal, daha canlı anıların konusu. Hele, ölüm yıldönümü olan 17 Nisanlarda...

Turgut Özal'ın adı, sadece, şehre giren uzun, büyük, geniş bulvarda kalmıyor. Amerika'daki en görkemli hastaneleri aratmayan Turgut Özal Tıp Merkezi, Malatya'yı süslüyor. Gerçi, Malatyalılar, Turgut Özal'ın ölümünden bu yana geçen son 9 yıl içinde, dünya çapında modern bir tıp merkezinin bir 'sağlık ocağı'na dönüştürüldüğünü söyleyerek şikayetçiler ve bu hal, Türkiye'nin son yıllardaki erozyonunun Malatya'daki bir yansıması ama yine de, Malatya, 'simgeler'le Türkiye'nin anlamlı bir profilini veriyor.

İsmet İnönü, bir iri beton olarak şehrin merkezinde yükselirken; Turgut Özal, modern bir tıp merkezi olarak şehrin Elazığ çıkışında bir modern anıt. Cumhuriyet'in 'dogmaları' ile Cumhuriyet'in 21.Yüzyıl'a doğru atılımını temsil eden 'dinamizm' arasındaki fark; 'Dogma' ancak 'heykel'le ve yasaklarla simgelenebilir. 'Tabu yıkan' istisnai Cumhurbaşkanı ise kendisini bir tıp merkeziyle, hemşehrilerine ve insanlara terkediyor...

Malatya'nın bugünkü, Anadolu atılımlarında sapa bir yerde, tecrit, geride kalmış, kendi haline bırakılmış hali ise belki 'kriz Türkiye'si'nin' bugünkü fotoğraf karelerinden biri.

Malatya yine de Malatya. Ve, ben ne zaman Malatya'ya gelsem, adeta 'Malatya'nın kimlik marşı' olan türkünün dizeleri dilime dolanır:

'Malatya, Malatya; bulunmaz eşin
Gönülleri coşturuyor, ayla güneşin...'

Bu şehrin kendisine ve yetiştirdiği insanlara, en başta Turgut Özal'a gösterdiği 'vefa coşkusu'; Turgut Özal'ı ölüm yıldönümünde Malatya'da anmayı, İstanbul'daki 'vefasızlar'ın siyaset hesapları içindeki sahte anma törenlerinden daha anlamlı kılıyor.

Bu şehirin eşi bulunmazlığını, 'evladı' olan ve bu özelliğini hiç unutmayan Turgut Özal çok iyi biliyor olmalıydı. Malatya'da, dün, onun Malatya'ya 25 Temmuz 1992'de yaptığı son ziyaretinin görüntülerini izledim. Turgutbey, o tarihlerde kendisini 'siyaseten' çok yalnız hissediyordu. Kendisine hasım bir hükümet, kendi partisi tarafından arkadan vurulmuş, çirkin ve sürekli bir kampanya ile kendisini hedef alan bir medya çarkının içinde, Çankaya tepelerinde kıstırılmış gibiydi. O günlerde memleketine geldi. Yer yerinden oynadı. Görüntülerde, Malatya merkezindeki insan selinin ucu bucağı görülmüyor...

Turgut Özal kürsüde, gece karanlığında, mutlulukla haykırıyor: 'Bu Malatya'nın toprağında, suyunda bir şey var; bu kadar iyi kalpli, böyle iyi insanlar başka nasıl olabilir?'

Turgut Özal, Malatya'yı tarif ederken; aslında galiba kendisini tarif ediyordu. Turgutbey, iyi bir insandı. Çok iyi yürekliydi. Turgutbey, Malatyalıydı. Boşuna 'Malatya, Malatya; bulunmaz eşin' diye başlamıyor türkü. Malatyalı Turgut Özal da öyle. Eşi kolay kolay bulunmaz bir devlet adamı, bir uluslararası şahsiyetti. Türkiye'de yüz yılda, uluslararası çapta kaç tane devlet adamı çıkarabildi ki?

Turgut Özal'ın bundan 10 yıl önce 'üç özgürlük' ile sloganlaştırdığı 'özgürlükçü anlayış'ı Türkiye gerçekleştirebilmiş olsaydı; bugün AB kapılarında sendeleyerek dolaşmamış olurduk: 'Din ve vicdan hürriyeti; Fikir ve ifade hürriyeti; Teşebbüs (girişim) hürriyeti'...

Türkiye halkı, Turgut Özal'ı anladığını ve doğru anladığını, Cumhuriyet tarihinin en görkemli kitle gösterisi olan Ankara ve İstanbul'daki cenaze törenlerinde, onu, 'üç slogan'la uğurlarken ortaya koymuştu: 'Demokrat Cumhurbaşkanı'; 'Dindar Cumhurbaşkanı'; 'Sivil Cumhurbaşkanı'...

Bu 'üçleme', aslında Türkiye'nin kendi kimliğiyle AB içinde yer alabilmesinin parolası gibi, hala geçerli ve hala ulaşılamamış bir hedef.

Bu arada, Malatya Belediyesi'nin girişinde, duvarda bir plaket gözüme takılıyor: Avrupa Birliği Uyum Ödülü 2001...

Şu terkedilmiş, kendi haline bırakılmış haliyle bile Malatya'nın AB'ye 'uyum gösterebilme' yeteneğini yansıtan bir ödül...
Turgut Özal, Malatyalıydı. Eşsiz bir devlet adamıydı.
'Malatya, Malatya; bulunmaz eşin'...


18 Nisan 2002
Perşembe
 
CENGİZ ÇANDAR


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED