|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Aslında bu RTÜK Yasası'na neden karşı olduğumu, ben de tam bilmiyorum.. Aklımızı başımıza toplamalıyız.. Burası Türkiye.. Yok öyle herşeye muhalefet etmek!. Burada "fiili durumlar", burada "oldu-bittiler", elbet de, hem yerel kanunların, hem de evrensel hukukun üzerinde olmalıdır.. Yok efendim, mevcut yazılı hukuk, televizyon şirketi sahiplerinin hem devlet ihalelerine, hem de Borsa'ya girmelerini yasaklıyormuş.. Ama, televizyon şirketi sahibi de, boş bulunup, kanunun yasakladığı herşeyi yapmış.. Burası Türkiye.. Böyle durumlarda, elbet kanun değiştirilir.. Öyle değil mi? Adam çıkmış, kamu toprağına tapulu malı gibi gecekondu yapmış.. Ne yaparsın bu durumda?. İmar ve gecekondu affı çıkartırsın.. Öyle değil mi? Ne demek yani, herkes kırmızı ışıkta duracakmış, yeşil ışıkta geçecekmiş.. Kimse Bankalar Kanunu'nun koyduğu limitlerin dışında, kendi bankasından kendi şirketlerine kredi kullandırmayacakmış.. Eğer herşey kanunlara, kurallara dayalı olmak durumunda bırakılırsa, ne araç kullanmanın, ne banka sahibi olmanın tadı kalır.. İnsan dünyaya bir defa geliyor.. Onu da, "Kanun var-kural var" diyerek zehir etmenin, ne anlamı olabilir? Eğer kanunlar herkese eşit uygulansaydı, ülkenin bütünlüğünü ve halkın dirliğini nasıl korurduk.. Eğer Necmettin Erbakan'a, Tayyip Erdoğan'a veya DEP'e, HADEP'e karşı etkili olan kanunları, Ecevit'e, Bahçeli'ye, Mesut Yılmaz'a ve onların partilerine karşı da uygulasaydık, ülkede ne laik cumhuriyet kalırdı, ne de demokrasi kalırdı.. Tabiî ki, Ecevit Ailesi istemeden, DSP Kongresi'nde kimse konuşamaz.. Demek ki Siyasi Partiler Kanunu, bunu böyle öngörüyor o durumda.. Ayrıca, RTÜK'le birlikte, internet yayıncılığını da yok etmeye, neden karşı koyuyoruz ki? Atatürk internet mi kullanıyordu Kurtuluş Savaşı'nı başlatırken? Önemli olan internet değil telgraftır.. Eğer Manastır'lı Hamdi Bey, İngiliz'lerin Meclis-i Mebusan'ı bastığını telgrafla Ankara'ya haber vermeseydi, Ankara'da Millet Meclisi kurulabilir miydi? Yani RTÜK Kanunu'nda, telgrafla ilgili, yasaklayıcı tek madde var mı? Açık ve seçik söyleyeyim.. Makul Çoğunluk, bunu böyle düşünüyor.. Ayrıca, Ecevit de, internete girmiyor, bilgisayar kullanmıyor.. Ona daktilosu yetiyor.. Tankları da İsrail modernize ediyor.. Demek ki, internet olsa da, olmasa da birşey farketmez.. Bu durumda, Mesut Yılmaz ne yapabilir ki? "Makul Çoğunluk" gazeteleri, "RTÜK'ü çıkartmazsan Mehmet Ali Bayar'ı cilalarız ha" derse, ne yapabilir? Burası Türkiye.. Burada halktan, seçmenden oy alarak iktidar olunmaz ki.. Burada gazete manşetleri ile iktidar olunur.. Eğer kızdırırlarsa "Makul Çoğunluk Medyası"nı, iç sayfalarındaki ekonomik iflas haberlerini, birinci sayfalarına taşırlar.. O anda Ecevit de, Bahçeli de, Yılmaz da "sanal iktidar" oluverirler.. Burası Türkiye.. Yok öyle şey.. RTÜK, laik cumhuriyet için şarttır..
ŞAKA
İleri geri siyaset!.
Oh be!. 1930'lara döndük sonuçta.. "Yurdu demir ağlarla örmek" varken, "Yurdu fiber-optik kablolarla ördük" demek, zaten ayıp kaçıyordu.. Burada "e-Devlet" olmaz.. Burada "BE-Devlet" olur.. "B.E"nin yani Bülent Ecevit'in de, "internet" veya "dijital dünya", henüz rüyasına bile girmemiştir.. Bunlar, sadece geri vitesi olan otomobiller kadar ilericidir..
MUHALEFET AYIPTIR
İnternet, öz-kültürümüzde zaten yok!.
Ben de iktidar milletvekili olsaydım, RTÜK Kanunu lehinde oy kullanırdım.. Çünkü istikrar için, RTÜK Kanunu şarttır.. Bu kanun çıkmazsa, "Makul Çoğunluk Medyası", önce istikrarı, sonra da Koalisyon'u perişan edebilir.. Makul Çoğunluk Medyası'na "tekelleşme hakkı" ve "kamu ihalelerinden meşru pay alma imkanı" tanınırken, bu arada internet yayıncılığının da yok edilmesine gelince.. Sanki, hepimiz internetle mi doğduk?. Bizim geleneklerimizde önemli olan, "hatır saymak"tır.. Bilgi-sayar, öz-kültürümüzde yoktur.. Atalarımız da, matbaayı 200 yıl Osmanlı toplumuna sokmayarak, öz-kültürümüzü korumayı başarmışlardır.. Amerika'nın aklı olsaydı, bizim RTÜK Kanunu'nu kopya ederdi.. Hergün 3 milyon internet sitesi sahibini, günde 2-3 kez, savcılara, valilere gönderirlerdi.. Aslında, ileride bu interneti de YÖK'e bağlamalı.. Başıörtülü halde, bilgisayara bakmak bile yasaklanmalı.. Makul Çoğunluk böyle düşünüyor.. Başka diyeceğiniz birşey var mı?.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |