T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

E K O N O M İ

Albaraka krizde güçlendi

Türkiye'nin ilk faizsiz bankacılık kuruluşu Albaraka Türk, ekonomik krizden 'kriz yönetimi uygulaması' ile büyüyerek çıkmayı başardı.

Türkiye'de kurulan Özel Finans Kurumları'nın (ÖFK) ilkisiniz. Bu kurumlar nasıl doğdu bize anlatır mısınız?

Evet biz Al Baraka Türk olarak Türkiye'de ilk açılan özel finans kurumu özelliğini taşıyoruz ve Türkiye'de 17 yıldır finans sektöründe faaliyet gösteriyoruz. 1980'li yıllarda dışa açılma hareketlerinin başlaması ile birlikte ülke olarak dünya ekonomileri ile entegre olmaya başladık. Bu çerçevede bankacılık çeşitlemeleri gündeme geldi. Halkın faizsiz kazanca olan yoğun isteği göz önüne alınarak özel finans kuruluşlarına talep doğdu. Faize bulaşmamak için yastık altına atılan fonların bir şekilde reel ekonomiye kazandırılması gerekiyordu. Başlangıçta müesseseler yabancı sermaye ile oluşturuldu, ama günler ilerledikçe yerli sermaye ortaklıklarda payını yükseltmeye başladı.

ÖFK'lar bankaların rakibi mi peki?

Hayır, Özel Finans Kuruluşları Türkiye'de bankacılık sistemine rakip olarak kurulmamışlardır. Bu kurumlar bankacılık sisteminin eksik taraflarını tamamlayan organizasyonlardır. Özel Finans Kurumları dağıttıkları fonlarla direkt olarak reel ekonomiyi fonlayan kurumlardır. Ancak Finans kuruluşlarının da fon toplama ve fon kullanma yetkileri bankalar yasası ile belirleniyor. Yine devletin denetimi altında bazı işlemleri gerçekleştirebiliyoruz.

Yani ÖFK'lar reel ekonomiye daha mı yakınlar bankalara nazaran?

Evet biz reel ekonominin içindeyiz. Al Baraka Türk olarak biz tam anlamıyla bankacılık sistemi içerisine katılamadığımız için farklı bir özelliğimiz ortaya çıkıyor. Biz bankalardan farklı olarak reel ekonomi ile bir aradayız. Vatandaştan aldığımız parayı faizsiz olarak üretim desteği olarak kullanmak zorundayız. Topladığımız fonları işletme sermayesi ve makine, ekipman, hammadde olarak vermek durumundayız. Bunu da ya kiralama yada peşin alıp vade ile vererek yapıyoruz. Özel finans kuruluşları topladıkları parayı faize yada hazine bonosuna yatıramaz. Bu kuruluşların tek çıkar yolu reel ekonomiyi, yani üreten kesimi finanse etmektir.

2001 yılında ekonomiyi derinden etkileyen iki kriz yaşadık, ÖFK'ları nasıl etkilendi krizden?

Aslında biz sürekli oynayan kur riskini ve nerelere kadar gideceği belli olmayan faiz riskini üstlenmediğimiz için büyük problemler yaşamadık. Ancak kabul etmek gerekir ki, Türkiye 2001 yılında çok ciddi bir kriz süreci yaşadı. Ciddi bir devalüasyon yaşadık. Ekonomisi yüzde 10-12'ler mertebesinde küçüldü. Doğal olarak, bu süreçte Al Baraka Türk de nasibini aldı. Ancak biz zaten Biz 2000 yılından bakarken 2001 yılının zor bir yıl olacağını görmüştük. Stratejimizi kriz şartlarına göre değiştirdik. Ne yaptık ? Bu dönemde masraflarımızı mümkün olduğu kadar kısma gayretinde olduk. Çok ciddi bir kriz yönetimi uyguladık ve bunda da başarılı olduk. Ağustos ayından itibaren de tekrar büyüme sürecine normal faaliyet sürecimize girdik. Kriz şartlarını tamamen atlattık. Önümüzdeki yılın bütçesinin planlarını yapıyoruz.

İnişli çıkışlı bir ekonomimiz var, hep ayakta kalmayı nasıl başarıyorsunuz?

Biz Albaraka olarak yere sağlam basmaya önem veriyoruz. Şimdiye kadar hep sağlam bastık. Sektörde 17 yıldır varız. Faiz riski almıyoruz. Benim bilançomun üzerinde hiçbir faiz riski yok. Faizlerin bir gecede yüzde 1000'lere çıkması bizi etkilemedi. Biz reel ekonominin içindeyiz. Peşin aldık, veresiye verdik, kiraladık. Kime yaptık bunu ? Piyasada kredibilitesi olan firmalara yaptık. Tahsili gecikmiş alacaklarımız var. Ama ortalaması çok düşük.

ÖFK'ların yasal altyapısı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sistemde yerinizi buldunuz mu?

1999 ve 2001 yılında yapılan düzenlemelerle özel finans kuruluşlarının yapısı güçlendirildi. Bizce yapılanlardan en önemlisi ise özel finans kuruluşlarındaki fonlar için 'güvence fonu' teşkil edilmesi oldu. Böylelikle ÖFK'lara para yatıran mevduat sahiplerinin paraları, kriz ve bunun gibi olağanüstü durumlarda, güvence altına alınmış oluyor.

Al Baraka 2002'de hedef büyüttü

Albaraka Türk'ün yüzde 55'ine sahip olan Suudi Arabistanlı Dallah Grubu 9 bankasında Kuveytli The International Investment ile evliliğe hazırlanıyor. Bu birliktelikle Al Baraka Türk'ün faaliyetlerinin artacak. 2002 yılının Al Baraka Türk için bir atılım yılı olacağını söyleyen Genel Müdür Osman Akyüz, "Birleşme ile dış ticaret finansmanında daha aktif rol oynayacağız. Suudi Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Afrika gibi ülkelerde pazar payını artırabiliriz" diyor. "Bizce bankacılık yeni başlıyor" şeklinde konuşan Akyüz, 2002 yılında sermayelerini ciddi boyutlarda artırmış olacaklarını kaydetti. Akyüz, 2002 yılı hedefleri konusunda şunları söyledi, "10 milyon dolarlık sermaye benzeri kredi getireceğiz. Asgari 5 yıl vadeli olacak. 2002'de şube ağını daha da büyüteceğiz. 2-3 senedir kriz şartları nedeniyle şube açmayı uygun bulmamıştık. Yeni dönemde şubeleşeceğiz. Hizmet konsantrasyonumuz biraz daha değişecek. Bireysel bankacılığa ağırlık vereceğiz. Şu ana kadar daha çok işletmelere finansman sağlayan bir kurum hüviyetindeydik. Hizmet yelpazemizi genişleteceğiz."



2 Ocak 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED