T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kemal Derviş'i kim durduracak?

Ülkenin kaderi bir kişiye teslim edilmiş durumda. Tahmin ettiğiniz gibi Kemal Derviş'ten bahsediyoruz.

Sadece ekonomik politikanın mimarı olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Her şeyi Kemal Derviş belirliyor. Hükümete dikte ettirilecek konular Kemal Derviş aracılığı gerçekleştiriliyor.

Diyelim, Avrupa Silahlı Gücü ile ilgili olarak Türkiye'nin taviz vermesi mi isteniyor, Kemal Derviş devrede. En büyük kozu istifa tehdidi. Şu ana kadar son derece etkili bir şekilde kullandı.

Kemal Derviş'in istifası Hükümet'in gitmesi anlamına geldiği için Hükümet ayakta kalmanın bedelini Kemal Derviş'in taleplerini yerine getirerek ödüyor.

Kemal Derviş'le sürtüşmeye giren bakanların hiç biri bugün görevde değil.

Bakanlar Kurulu onun için dikensiz gül bahçesi gibi.

Kararname veya kanunlaştırmak istediği bütün düzenlemeler tartışmadan kabul ediliyor.

Şu ana kadar istediklerinin tamamını Meclis'ten geçirdi.

Herkesi sindirdi.

Astığı astık, kestiği kestik.

Tarıma ve yatırıma aktarılan kaynaklarda kesintiye gidiyor, kimsenin çıtı çıkmıyor. Vergi gelirlerinin tamamını faize aktarırken tek satır eleştiri almıyor.

Kurullar oluşturuyor, yöneticilerine milyarlarca maaş ödetiyor, kamu oyu milletvekillerinin maaşlarını tartışıyor.

Sadece finans kesiminin sorunlarıyla uğraşıyor, üretim kesiminin ödediği vergileri kötü yönetilen ve kaynakları suistimal edilen bankalara aktarıyor, neredeyse alkışlanıyor.

İMF'ye verilen taahhütlerden Hükümet üyeleri son anda haberdar ediliyor.

Bütün bunlar olurken, Meclis'ten, Cumhurbaşkanı'ndan ve MGK'dan daha gür ve kararlı çıkışlar bekleyen toplum hayal kırıklığına uğruyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız yeni yıl mesajında, 'ekonomideki olumlu gelişmelerden' bahsediyor. 21 Şubat krizinden önce de size aynı şeyleri söyletiyorlardı Sayın Cumhurbaşkanım, hatırlayınız. Baskılar sonucunda ekonomik programa güven duyduğunuzu söylemiştiniz. İşte o ekonomik program 21 Şubat'ta ekonomiyi duvara toslattı.

ULUSAL YÖNETİM VE ULUSAL POLİTİKA

Kemal Derviş'in bugüne kadar gösterdiği performansın ne kadar yetersiz olduğunu hep birlikte gördük.

Hata yaptığını kendisi de kabul ediyor. Krizin bu kadar derin olduğunu göremediğini itiraf ediyor. Yani, kanser olan hastaya grip teşhisi koydu, ona göre reçete hazırladı.

Bırakın iyileşmeyi, hastanın durumu daha da ağırlaştı.

Kemal Derviş'in, ülkenin problemlerinin çözülmesini sizin kadar, benim kadar samimi olarak istemesi eşyanın tabiatına aykırıdır.

Zira, gücünü doğrudan İMF'den, yani ulusal sınırların dışından alıyor. Kendisini ulusal güçlere karşı sorumlu hissetmiyor.

Bizim ise geleceğimiz bu ülkenin geleceğiyle doğrudan bağlantılı.

Ülkede meydana gelebilecek olumsuzluk kişisel geleceğimizin tehlikeye girmesi anlamına gelir.

Biz geminin içindeyiz. Ancak, Kemal Derviş geminin dışında. Geminin dışından gemiyi yönetiyor.

Allah korusun, gemi batarsa Kemal Derviş ceketini alıp doyduğu topraklara gidecek. Biz ise geminin içinde kalıp boğuşmaya devam edeceğiz. Kaybedecek şeyi olmayan bir kişinin vereceği kararların isabet oranının düşük olması son derece doğaldır. Buna bir de yönlendirmeyi eklerseniz vehametin boyutu iyice artar.

Böyle bir değerlendirme, Kemal Derviş'in olaylara yeterince ulusal davranıp davranamayacağı sorusunu da akla getirmektedir. Bir çok insan gibi ben de Kemal Derviş'in ulusal düşünebilme melekelerini kaybettiğine inanıyorum. Zaten konumu ve misyonu da ulusal düşünmeye engel teşkil etmektedir.

Nasıl globalleşmek, ülke kaynaklarını yabancılara peşkeş çekmek anlamına gelmiyorsa, ulusal düşünmek de globalleşme gerçeğini yok saymak ve kafayı kuma sokmak anlamına gelmiyor. Olaylara sadece ve sadece ülkenin ve ülke insanının çıkarlarını ön planda tutarak bakmak anlamına geliyor.

Kemal Derviş bu ülkeye zarar veriyor. Verdiği zararın boyutu her geçen gün büyüyor.

Vatandaş, Meclis'ten, Sayın Cumhurbaşkanı ve MGK'dan daha etkili adımlar bekliyor. Birilerinin Kemal Derviş'i zaman geçirmeden durdurması gerekiyor.

Türkiye'nin daha ulusal bir yönetime kavuşturulması için herkes elinden geleni yapmak zorundadır.

Millete verilebilecek en değerli yıl başı hediyesi de Kemal Derviş'in geldiği yere gönderilmesi olacaktır. Kemal Derviş gidince Hükümet de ömrünü tamamlamış olacaktır.


2 Ocak 2002
Çarşamba
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED