T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Telefon konusuna dönüyoruz

İsrail yönetimi ve ABD'deki İsrailli yetkililer, iki ülke arasındaki yakınlığı bozabilir diye, bir konuda çok hassaslar: İsrail'in Amerika içinde casusluk yaptığı iddiası... Afgan Savaşı sırasında izleyici sayısını olağanüstü artıran 'milliyetçi' Fox-Tv'nin, "11 Eylül'den İsrail haberdardı" sonucu da çıkartılabilen casusluk haber-dizisi bu sebeple şiddetli tepki çekti. Fox-Tv web-sitesinde aradığınızda, "Bu haber artık yerinde yok" uyarısıyla karşılaşıyorsunuz...

Olayı herhalde hatırlıyorsunuz. Amerika'da iletişim tekeli kırıldıktan sonra, ülkenin her köşesinde ayrı telefon şirketi servis verir oldu. Ağır rekabet şartları telefon şirketlerini taşeron firma kullanmaya zorluyor. En zor ve ayrıntı işlerden biri olan faturalama işleminde uzmanlaşmış iki firma ortaya çıktı: Amdocs ve Comvers... ABD içindeki 25 telefon şirketiyle başka ülkelerdeki 200'e yakın şirketin faturalama işlemlerini üstlenen bu firmaların ikisi de İsrailli. Türkiye'de KOC.NET faturalama işlemini Amdocs'a devretti; Telsim de Comvers'in işbilen ellerine terk etti faturalamayı...

Fox-Tv, "Amerika'daki telefonların faturaları İsrail'de düzenleniyor" diyor. Faturalama alanında çalışan bu iki şirketin hatlara girme yetkisi de varmış. Daha önemlisi, "Kim, kiminle kaç dakika konuştu?" veya "Kimler sürekli görüşüyorlar?" türü soruların cevaplarını vermede kullanılan bütün kayıtları bu firmalar tutuyormuş... Fox-Tv'nin haberi, Amerikan güvenlik birimlerinin, "İsrailliler bu iki firma aracılığıyla resmen casusluk yapıyor" inancında olduklarını gösteriyor...

Amerikan güvenlik birimleri, deniz kuvvetlerinde İsrail hesabına casusluk yaparken yakalanan Jonathan Pollard'tan sonra İsrail'in faaliyetlerini mercek altına alınca inanılmaz yöntemlerin bu alanda kullanıldığını tespit etmişler. Bunlardan biri, alış-veriş merkezlerindeki işporta tezgâhlarının bilgi toplama amacıyla kullanılması... Gazetelerde "Gözaltına alınanlardan bir çoğu İsrailli" haberleri çıkmaya başlayınca, alış-veriş merkezlerindeki tezgâhların açılmadığı görülmüş... Tezgâh başında duran İsrailli gençler sırra kadem basmışlar...

Bir Amerikan istihbarat raporuna göre, İsrail'in kullandığı casusluk yöntemlerinden biri de, 'sanat'... İnanılacak gibi değil ama gerçek: Kendilerinin Kudüs Üniversitesi veya Bazala Akademisi'nde güzel sanatlar öğrencisi olduğunu söyleyen gençler, "Elimizde ucuz sanat eseri var" diyerek memurlara yaklaşıyorlarmış... Rapor, "Askeri üslere, DEA, FBI gibi istihbarat birimlerine, devlet dairelerine, hatta gizli bürolara giriyor, yargıç ve savcıları, istihbaratçıları rehbere kayıtlı olmayan telefonlarından arıyorlar" da diyor... Soruşturma, kendilerini öğrenci diye tanıtanların aslında 'askeri istihbaratın çeşitli birimlerinde' çalıştıklarını ortaya çıkarmış...

Bu bilgiler 11 Eylül'ün önceden haber alınıp alınmadığı konusunda önemli. ABD istihbarat birimleri, Bir grup İsrailli'nin Kaliforniya'da kiraladıkları bir eve kurdukları teçhizatla, o bölgede yaşayan bazı Araplar'ın telefon görüşmelerini dinlemeye aldıklarını tespit etmişler. Amdocs ve Comverse gibi faturalama firmalarının ellerindeki kayıtların da telefonlardan istihbarat çıkarmaya yarayacağı bizzat Amerikan istihbaratçılarının kuşkusu. Aynı alanda çalışan ve geçen hafta Comverse tarafından satın alındığı duyurulan İsrail kökenli Odigo firmasına, 11 Eylül sabahı, eylemlerden sadece iki saat önce, ikiz kulelere saldırılacağı haberinin ulaştığı da biliniyor. Karmakarışık ilişkiler...

Bir ilginç ayrıntı da şu: Odigo'da çalışanların kendilerine gönderilen bir mesaj sayesinde 11 Eylül eylemlerinden saatlerce önce haberdar oldukları değişik gazete ve televizyonlar tarafından da dünyaya duyuruldu. Duyuranlardan biri de CNN televizyon kanalıydı. CNN'nin web-sitesine girip arama motorundan Odigo sözcüğüyle arama yaparsanız listenin ilk sırasında bu haberin yer aldığını göreceksiniz... Ancak, tıklayarak habere girmeye çalıştığınızda şaşırtıcı gerçekle yüzyüze kalmanız kaçınılmaz: CNN, başlığını koruduğu halde, Odigo çalışanlarının saldırıları iki saat önce duyduğuna dair haberini siteden çıkartmış... İyi mi?

Comverse ve Amdocs firmalarının ABD'deki İsrail casusluk faaliyetlerine katkıda bulunduğu kuşkusunu dile getiren Fox-Tv haberi üzerine, Washington'daki İsrail Sefareti, "İsrail ABD'de casusluk yapmaz" açıklamasıyla kamuoyu karşısına çıktı. Açıklamayı duyanlar, halen bir Amerikan cezaevinde yatan İsrail casusu Jonathan Pollard'ı hatırlayarak, "Sahi mi?" diye sormadan edemediler... Açıklama inandırıcı bulunmadı.

İsrail de Jonathan Pollard'ın kötü örnek olduğunu farkında. Bill Clinton'un Beyaz Saray'ı terk edeceği günlerde, dönemin İsrail başbakanı Ehud Barak'ın yoğun telefon ve mesaj trafiğiyle yönlendirildiğini biliyoruz. Barak'ın istediği, dolandırıcılık yaptığı iddiasıyla hakkında soruşturma açıldığı için İsviçre'ye kaçan Marc Rich adlı işadamıyla birlikte cezaevindeki İsrail casusu Jonathan Pollard'ın affedilmesiydi. Başkanların böyle bir yetkileri var ABD'de. Clinton baskılar üzerine Rich'i affetti, ama muhafazakârlar Pollard'ın affını engellediler...

Şu telefonlar cidden tehlikeli araçlar. Ne dersiniz?


2 Ocak 2002
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED