|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tam tahmin ettiğim gibi oldu. Bu köşede dün "Irak rejiminin BM ile 'önşartsız' görüşme kararının açıklanması, Başbakan Bülent Ecevit'in Saddam Hüseyin'e gönderdiği mektubun hemen ardından geldiği için, bu Irak kararının sanki 'Türkiye'nin girişimi' üzerine alındığı izlenimi doğabilirdi. Oysa gerçeğin bu 'girişim'le hiçbir ilgisi yok" diye yazmıştık. Ve, dün sabah gazete başlıkları: 'Hürriyet: Ecevit'in mektubu Saddam'I yumuşattı'; 'Sabah: Ecevit'in çağrısı sonunda Saddam, BM'ye 'OK' dedi'; 'Milliyet: Saddam sanki yola geliyor'. Milliyet, bu başlığı bir de 'spot'la desteklemiş. Şöyle: 'Başbakan Ecevit'in 'Bush bu kez çok ciddi. BM denetçilerini kapıyı hemen aç' şeklindeki mektubunun üzerine, Irak diktatörü Saddam geri adım attı.' Türk basının satışı diğerlerine oranla yüksek üç gazetesi bile -belki de bile bile- 'zokayı yutma'ya niyetliyse, bu ülkede Irak'a ilişkin gelişmeler konusunda sağlıklı bir kanıya varmanın ne kadar zor olduğu ortada. Çünkü, bütün bunlar birer 'yorum' olsa, 'yanılgı' der, omuz silker geçersiniz; ama bunlar 'yorum' değil, 'haber' başlıkları. Bir 'kamuoyu', kendisi için yaşamsal önemdeki bir konuda ancak bu kadar yanıltılabilir ve böyle bir konuda yanıltılıyorsa, o 'kamuoyu'nun geleceğine 'sağlıklı teşhis koyabilme imkanları' da bir hayli kısıtlıdır. Amerika'nın etkili Washington Post gazetesi, dün, Kahire çıkışlı bir haber-yorumunda, Bağdat'ın bu 'diplomatik hamlesi'nden söz ederken, tek bir satırla bile olsa Bülent Ecevit'in mektubundan söz etmedi. Bir raslantı mı, bir 'gazetecilik ihmali' mi? Değil. Irak'ın (Saddam diye de okuyabilirsiniz) her hareketi, Amerikan basını tarafından öylesine dikkatle gözleniyor ve izleniyor ki, söz konusu 'diplomatik hamle'nin, Ecevit mektubu ile yakından-uzaktan bir ilgisi olsa, WP gibi bir gazetenin buna ilişkin haber-yorumunda -hiç değilse bir satırla- bundan söz edilirdi. WP, Irak'ın BM ile 'önşartsız' görüşmeye hazır olduğunu açıkladığı haberini şu cümleyle özetlemiş: "Bu çaba (Irak'ın diplomatik çabası) Tunus'tan Rusya'ya uzanıyor ve eski Irak düşmanları İran ve Kuveyt'I kapsıyor. Bu çaba, pazartesi günü Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa tarafından Birleşmiş Milletler iletilen, silah denetimleri ve bununla ilgili ekonomik yaptırımları 'önşartsız' görüşme önerisini de içeriyor." Haber-yorumun şu satırları ise hayli ilgi çekici: "Ama BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın buna ilk tepkisi ihtiyatlı oldu. Özellikle Irak'ın silah denetçilerini nasıl kabul edeceğini konuşmaya razı olabileceğini söyledi. Bush yönetimi (öneriye) daha da soğuk yaklaştı. Dışişleri Bakanı Colin L. Powell, Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki toplantıda konuşurken, 'Bu sabah Irak rejiminin BM'ye görüşme önerisinde bulunduğu haberi geldi. Bu görüşme çok kısa olmak zorundadır. Silah denetçileri bizim şartlarımız altında (Irak'a) geri gitmelidir. Başka kimsenin şartları altında değil. Güvenlik Konseyi kararının şartları altında. Bu kötülük rejiminin üzerinde bizim kendilerinin yaptığından kuşkulandıklarımızı yapmadıklarını ispat etme yükü bulunmaktadır." Washington Post, isabetli biçimde "Irak diplomasisi rutin olarak tehditler ile bu seferki gibi planlanmış gönül alma taarruzları arasında gidip geliyor. Irak bir yıl önce de benzeri bir hamle yapmış ama tıkanıklığı aşamamıştı. Irak ile Kuveyt arasındaki ilişkileri tamir etmek amacıyla sürdürülen Arap girişimleri, geçen yıl ilkbahardaki zirvede Irak, komşusunu 1990'da işgal ettiği için özür dilemeyi reddedince çökmüştü." Irak, BM'ye 'önşartsız görüşme' önerisinde bulunmadan -ve Ecevit'in Saddam'a mektubu gönderilmeden önce, komşuları Kuveyt ve İran'a çeşitli 'uvertürler'le yakınlaşmayı deniyordu. BM'ye yönelik öneri, bu zincirin bir halkası. Ne var ki, Saddam ne yaparsa yapsın, 'inançsızlık' Araplarda da hayli yaygın ve yerleşik. Mısır Dışişleri Bakanı Ahmet Mahir'in Irak'ın son 'hamle'sine tepkisi şu şekilde: "Komşularıyla ve BM ile sorunlarını çözmek istediklerini söylüyorlar. Bunları daha önce de görmüştük…" Saddam'ın, bir 'Amerikan saldırı baskısı' altında diplomatik manevralar yaparken, 'baştan çıkartmaya' hiç tevessül etmediği 'komşu'sunun Türkiye olduğu dikkati çekiyor. Üstelik, Türkiye'nin Irak'a yönelik bir harekata 'isteksiz' olduğu gün gibi ortadayken ve bu 'isteksizlik', Bülent Ecevit'in Saddam'a gönderdiği her satıra sinmişken, Bağdat'ın Ankara'ya bu 'kayıtsızlığı'nın sebebi ne olabilir? Bunu nasıl anlamak gerekir? Mektup, Ankara'dan Bağdat'a yola çıkarken; Washington'dan Ankara'ya 16.2 milyar dolarlık 'IMF desteği' yola çıkarıyordu. Bu rakam, IMF tarihinde bir rekor. İşin en ilginç yanı, bir Reuters haberi. IMF'nin üç saatlik Türkiye toplantısına katılan 24 İcra Kurulu Üyesi'nden biri toplantı sonunda Reuters'e 'şok' bir açıklama yapıyor ve şunları söylüyor: "Bu çok büyük bir para ve İcra Direktörleri Kurulu'ndaki hiç kimse özellikle bu konuda mutlu değil." Eğer IMF'nin 24 kişilik İcra Direktörleri Kurulu'ndaki 'hiç kimse' Türkiye'ye böylesine 'rekor düzeyde' para verilmesinden 'mutlu değil' ise, bu para nasıl verilebildi? Bunu, Washington'da IMF'nin de üzerinde bulunan bir 'siyasi irade' ve 'siyasi otorite'nin isteğiyle açıklamak uygun olur. Orası neresidir? IMF'ye düzayak beş dakika mesafede ve Amerikan Hazine Bakanlığı binasının bitişiğinde olan Beyaz Saray! Bu 'rekor meblağ', Beyaz Saray'da George W.Bush ile Bülent Ecevit görüşmesinden iki hafta sonra, IMF İcra Direktörleri bu 'cömertlik'ten kendilerini 'mutlu hissetmeseler' bile çıktı. Bu 'rekor meblağ'ın bir 'dış politika fatura'sı olması gerekiyor. Bu 'fatura', Ankara'nın, Bağdat'a karşı, Washington'a vereceği desteğin faturası. Türkiye, Irak'a karşı bir 'Amerikan harekatı' olursa, buna 'tam destek' verecek. Saddam bunu anladı. Saddam bunu biliyor. Türkiye, bu desteği vermeyecek olsa, bu 'para' gelmezdi. Gerçi, bu 'para', Türkiye'nin 2002'de 10.7; 2003'te 11.9; 2004'te ise 13 milyar dolar borcu IMF'ye ödemesi demek ama bu 'para' gelmese, Türkiye 2002'de 'iflas' edecek, hükümet çökecek ve Türkiye, 'siyasi, toplumsal ve ekonomik kaos'a saplanacaktı. Artık kendimizi aldatmaya son verelim. 'Mukadder geleceğe' doğru hazırlanalım. Türkiye'nin geleceğini, IMF programının uygulanması ve Irak'a yönelik girişimler belirleyecek…
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |