|
|
|
|
Trabzonspor, şu günlerde eski güzel günlerinin hasreti ile yanıp, tutuşuyor. 6 kez ligde Şampiyonluğa ulaşan tek Anadolu takımı olduğunu biliyoruz. Bunlara ilaveten 7 Cumhurbaşkanlığı, 5 Başbakanlık kupalarını müzesine götürme başarısını elde etmişler. Buraya kadar herşey güzeldi. Bundan sonrası ise, facia. Süper ligin puan cetveline baktığınızda, bu sözlerimin ne denli gerçekleri yansıttığını göreceksiniz. 2 Ağustos 1967'de Türk futbolunun hizmetine giren ve bir dönemlerin "Ligin aslanı" diye tanımlanan bu kulübümüz, şimdilerde evin kapısına konulmayı bekleyen "zavallı kedi" görüntüsünde. Peki, Trabzonspor'u bu duruma kimler getirmişti? Bu sorunun tek cevabı, Trabzonlular olacak. Zira, kavga etmeyi hayat felsefesi olarak gören Trabzonlular, sonunda rakiplerinin yapamadığını, elleriyle gerçekleştirdiler. Trabzon ile alakam, sadece meslektaşlarım ve arkadaşlarımla ilgili. Hepsi, candan kardeşim. Onların yaşadığı bir kentin futbol takımın bu durumlara düşmesine sebep olanları bir değil, binlerce kez lanetliyorum. Sırf çıkarları için Trabzonspor'u alet edenler, şimdilerde ortaya koydukları ve kenardan seyrettikleri eserleri ile artık gurur (!) duyabilirler. Onun için, Trabzonspor'un kendini bulması gerekli. Öyle bir şok ortaya çıkmalı ki, bu Karadeniz takımının yöneticileriyle, taraftarları kendine gelebilsin. Temenni etmeme karşılık, bunun faturası ikinci lige düşme ile ortaya çıksa bile, Trabzonsporlular bunu ödemek zorunda. Çünkü, büyük başarılara ulaşmak için, Trabzonspor'a böylesine büyük bir "şok" gerek.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |