T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bölükbaşı, Özdağ ve bitmeyen senfoniler!..

Osman Bölükbaşı'nın ölüm haberini duyduğumda, TBMM'deki "Uyum Tasarısı"nın görüşülmesini izliyordum..

Birbirinden değerli konuşmacılar, 2002 Türkiyesinde, düşünce özgürlüğünün nasıl kısıtlanmak istenildiğini anlatıyorlardı..

Aynı şeyleri, 1940'lı, 1950'li yıllarda, nefis bir hitabet ve muhteşem bir belagatla her kürsüde seslendiren Osman Bölükbaşı, hayata gözlerini yummuştu..

Evet.. Önce Demokrat Parti'de yer alıp, Tek Parti CHP'nin özgürlükleri kısıtlamasına karşı koydu Bölükbaşı..

Sonra Bayar'la, Menderes'le de anlaşamayıp, kendi partisini (Millet Partisi) kurdu..

1950'de Demokrat Parti iktidar olunca, onlara karşı "özgürlükleri kısıtlayamazsınız" mücadelesi yaptı..

Bölükbaşı milletvekili olmasın diye, onun ili Kırşehir'i ilçe yaptı D.P. iktidarı..

1949'da, İsmet İnönü ve Celal Bayar'a karşı düzenlenen komplo iddiaları ile tutuklanmıştı..

1957'de de, TBMM'ye hakaret etti diye tutuklandı ve yine milletvekili seçilerek çıktı zindandan..

Millet Partisi, 1958'de Köylü Partisi ile birleşti ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi oldu.. Bu arada Bölükbaşı, yine hapse mahkûm edildi..

Derken 27 Mayıs askeri darbesi geldi.. 1960'tan sonra, Demokrat Partililer zindanda, Bölükbaşı'nın CKMP'si ise, koalisyon iktidarlarındaydı.. Ama Bölükbaşı, hiçbir koalisyona bakan olarak girmedi.. 1962'de CKMP'den ayrıldı, yeniden Millet Partisi'ni kurdu..

Özetle, bugünkü MHP'ye dayanan ve Türkeş'in bu harekete egemen olması ile noktalanan gelişmeler, bu çizgide ilerledi..

Bunları neden hatırlatıyorum bilmem ki?

Türkiye'de "yazılı hafıza" olmadığı için, bunlar unutulup gider..

1974-75'te, TRT Haber Dairesi'ni yönetirken, muhabir almak için bir sınav açmıştık.. Ben jüri başkanıydım.. Sarı basın kartlı gazetecilere torpil olsun diye, kendimce kolay sorular soruyordum..

1974'te, sarı basın kartlı gazetecilere Osman Bölükbaşı'nın ilk kurduğu partinin adını sordum.. 20 kişiden 3 tanesi bildi M.P.'yi..

Çünkü 1972'de, siyasetten emekli olmuştu Bölükbaşı..

Burada her gün Amerika yeniden keşfedilir.. Ve böylece Osman Bölükbaşı'nın 1940'larda, 50'lerde yaptığı mücadele, 2002 yılında, ilk defa yapılıyormuş gibi, heyecanla izlenir..

Burada en kolay iş "Hürriyet kahramanı" olmaktır..

Ama isterseniz "Devrimci" de olabilirsiniz..

Dün, 27 Mayıs askeri darbesini yapan, "Ülkü Birliği"nin genç yüzbaşısı ve Milli Birlik Komitesi üyesi Muzaffer Özdağ da (Doğumu 1933) vefat etti..

TBMM'yi kapatan 27 Mayıs darbesinin o zaman 27 yaşındaki "Devrimci"si Muzaffer Özdağ, sonra, o demokrasinin mücahidi Osman Bölükbaşı'nın kurduğu CKMP'nin milletvekili (1965) seçilerek demokrasiye girmişti..

12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra bir İngiliz gazeteci arkadaşla, bir lokantadaydık.. Bir masada 12 Eylül'ün Başbakanı olan emekli amiral Bülent Ulusu, diğer bir masada da 12 Eylül'ün devirdiği sivil cumhurbaşkanı vekili İhsan Sabri Çağlayangil vardı..

İngiliz gazeteci, aynı lokantadaki deviren ve devrilene baktı.. Bana döndü..

-Siz Türkler çok hoşgörülüsünüz, dedi..

Ben şu cevabı vermiştim..

-Hoşgörülü değiliz.. Örgütlenmemişiz, bilinçlenmemişiz, çaresiziz ve sabırlıyız..

Bölükbaşı'ya da, Özdağ'a da, bundan sonra vefat edeceklere de rahmet diliyorum..

ŞAKA

Devlet'in ciddiyeti!.

Galiba MHP, koalisyonun diğer ortaklarına yük olmaya başladı..

Baksanıza "Uyum Tasarısı" diye 3'ü birleşip TBMM'ye gönderdikleri metni, 2'si değiştirip MHP'yi "anti-demokratik konum"da bıraktılar..

Devlet Bahçeli, elbet, "devlet ciddiyeti" ile, bu durumu da taşıyacaktır..

GECİKMİŞ ADALET

Lumumba'yı emperyalizm öldürmüş..

İnanması zor.. 1961'de doğanlar, şimdi 41 yaşında..

Oysa 1961'de aklı başında olanların hepsinin yüreği Patrice Lumumba için yanmış, kovalarla gözyaşı dökülmüştü bütün dünyada..

Bağımsızlığını Belçika'dan elde eden Kongo'nun, hem kurtuluş kahramanı, hem de ilk Başbakanı'ydı Lumumba..

Genç, yakışıklı, eğitimli ve idealist bir liderdi..

Bir gün onu kiralık askerler tutukladı.. Dövdüler ve öldürdüler..

Bütün dünyaya, bir iç hesaplaşmanın sonucu olarak sunuldu Lumumba cinayeti..

Öldürüldüğü gün 35 yaşındaydı..

Şimdi onun oğlu, 45 yaşında.. Ve babasının ölümünü aydınlatmak için Belçika'da açtığı dava, sonuçlandı..

Anlaşıldı ki, Lumumba cinayetinin arkasında, Belçika Devleti varmış..

Belçika, emperyalist geçmişindeki bu cinayetin suçluluğunu, kendi yargısında kabul etti..

Kongo'daki (şimdiki Zaire) madencilik imtiyazlarını kaybetmemek için, Lumumba karşıtı olan Katangalı ayrılıkçıları, Belçika destekleyip, örgütlemiş.. Şimdi Belçika, 3 milyon dolarlık bir Lumumba Vakfı kuruyor..

Tarihi, daha başka nasıl anlatabiliriz ki?


7 Şubat 2002
Perşembe
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED