T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Vay canına!

Prof. Ahmet Mete Işıkara'nın çok önemli açıklamalar yaptığını belirtiyor kıymetli medyamız. Her gün İstanbul depremine bir gün daha yaklaştığımızı söylemişti sevgili hocamız. Bir de Boğaz köprülerindeki 'viyadük' denen karayolu köprülerinin bakımsızlıktan mütevellit çürüklüğüne dikkat çekmiş ve eğer viyadükler yıkılırsa, Boğaz'daki köprülerin sağlam kalması bir anlam ifade etmez demişti.

Çok doğru.

O kadar çok doğru ki, kimse aksini iddia edemez.

Yalnız, bir nokta var kafaya takılan.

Sanki bu gerçeği görmemiz için, bir deprem sonrası Prof. Işıkara'nın açıklama yapması gerekiyordu.

Sanki, depreme her gün 'iki gün" yaklaşmak, yahut günde 'yarım gün' yaklaşmak mümkünmüş gibi, Işıkara hocanın söyledikleri kimilerini şaşırtıyor.

Her şeye günde bir gün daha yaklaşmıyor muyuz?

Her gün, Handan ile Abdulhamit'in düğünlerine bir gün daha yaklaşıyoruz.

Her gün, ecelimize bir gün daha yaklaşıyoruz, yarım gün değil.

Sözkonusu günün, belirli ya da belirsiz tarihte olması da farketmiyor, işin ilginç tarafı.


BU KADAR ANLAYIŞ FAZLA!

Bir bankanın telefonunu arıyor bir dostumuz. Önce "Hoşgeldiniz" faslı... Bir dakika müzik... Lay lay lom!

Sonra şu güzide cümle: "Tüm müşteri temsilcilerimiz hâlâ diğer müşterilerimize hizmet vermektedirler. Anlayışınız için teşekkür ederiz."
Sonra...
Bir dakika müzik, ve ardından, "Tüm müşteri temsilcilerimiz hâlâ diğer müşterilerimize hizmet vermektedirler. Anlayışınız için teşekkür ederiz." Bir dakika müzik, ardından, "Tüm müşteri temsilcilerimiz hâlâ diğer müşterilerimize hizmet vermektedirler. Anlayışınız için teşekkür ederiz." Bir dakika müzik, bir daha, "Tüm müşteri temsilcilerimiz hâlâ diğer müşterilerimize hizmet vermektedirler. Anlayışınız için teşekkür ederiz." Bir dakika müzik, bir daha, "Tüm müşteri temsilcilerimiz hâlâ diğer müşterilerimize hizmet vermektedirler. Anlayışınız için teşekkür ederiz."


DİNLEME BİÇİMİ

Son günlerde internette sıkça dolaşan ve birkaç yayın organında yer verilen bir fotoğraf vardı. Atatürk, müşfik bir ifade ve dikkatle karşısındaki ihtiyar köylüyü dinlerken çekilmiş.

Sultandağı depremi ardından bölgeye giden yetkililerin görüntülerine titizlikle baktım ve şu karara vardım:

"Halk böyle dinlenilir" alt başlığı ile dolaşımda bulunan o fotoğraftan en çok etkilenen kişi, Sayın Devlet Bahçeli olmuş.


ZEHİR

Loyd George, feministlerin bir toplantısına katıldığında, kadınlardan biri ayağa kalkarak şöyle söylemiş:

"Eğer siz benim kocam olsaydınız, sizi tereddütsüz zehirlerdim."

Kadının çok çirkin olduğunu gören Loyd George cevap vermiş: "Merak etmeyin efendim, eğer karım olsaydınız, zehiri gözümü kırpmadan içerdim."


BAŞARININ SIRRI

Ömrü boyunca, mesleğinin bütün ilkelerine sadık kalan ak saçlı bir 'usta'ya başarısının sırrını sordular. "İki sözcük" dedi ve ekledi: "Doğru kararlar."

O kararları nasıl alabildiğini sordular.
"Tek sözcük" dedi, "Deneyim."
Deneyimin sırrını sorduklarında ise, "İki sözcük" dedi, "Yanlış kararlar."
(Dr. Bülent İ. Goncaloğlu'na teşekkür.)


ORDU TV

Ordunun televizyon kurması mesele değil.
Televizyonlar ordu kurmaya kalkarsa, asıl 'muhabbet' o zaman başlar!


Serta Perener'den yeni bir şarkı

Yeni bir hamle
Yeni bir kadro
Yeni bir yönetim lazım
Bunlar için bize şans lazım

Yeni bir parti
Yeni bir lider
Yeni bir heyecan lazım
Bunlar için bize şans lazım
Yeni bir seçim
Yeni bir geçim
Yeni bir kredi lazım
Bunlar için bize şans lazım

Yeni bir paket
Yeni bir meclis
Yeni bir hükümet lazım
Bunlar için bize şans lazım


7 Şubat 2002
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED