|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Amerika halkının çoğunluğu, İngiliz, İspanyol, İtalyan ve Alman kökenlidir. Bunların teşkil ettiği bir çok sivil toplum örgütleri vardır. Bunların yanında, ayrıca Amerika'da bulunan bazı azınlık guruplarının, dernekleri, kuruluşları vardır. Musevi Dernekleri, Yunan kökenlilerin dernekleri veya Ermeni cemaatının kurduğu dernekler gibi... Amerika'yı ziyarete giden devlet adamlarının bir çoğu, gezi programlarına, cemaatlar tarafından kurulmuş, sivil toplum örgütlerini alırlar. Ancak bu programları incelediğimiz zaman, pek az programda, İngiliz ve Alman kökenli sivil toplum örgütlerine ziyaret öngörülmüştür. Ancak bu tip programların hemen hepsinde, azınlık guruplarının kurduğu, İsrail, Yunan ve Ermeni azınlığın kurdukları örgütleri ziyaret vardır. Bu başka ülkeler için pek geçerli bir gözlem değilse bile, bilhassa Türk yetkililerin ziyaretlerinde görülen ortak bir olaydır. Bu niçin böyledir? Amerika'nın ve demokratik ülkelerin işleyişini gözden geçirdiğimiz zaman, görürüz ki, ülkelerin yönetiminde lobiler çok etkili roller oynarlar. Onların sempatisini kazanmak, hükümetler üzerinde etkili olabilmenin bir aracıdır. Londra'da yayınlanan Observer gazetesi 1965-66 yıllarında enteresan bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmanın konusu, demokrasilerde azınlıkların veya organize gurupların rolüdür. Bu araştırmada varılan sonuç şudur: Demokrasilerde, çoğunluğu teşkil eden etnik guruplar genellikle ikiye ayrılırlar. Genellikle de, bu iki gurup ya eşittir veya aralarında çok az bir fark vardır. Organize guruplar, etnik, hemşehrilik, dini veya ideolojik kökenli olabilir- çoğunluk guruplarından hangisine ağırlık koyarsa, o taraf ağır basar ve seçimi kazanır. Bu sebepledir ki, organize azınlıkların kurduğu sivil toplum örgütleri hükümetleri etkilemekte başarılı olurlar. Bunlar, birer demokratik lobilerdir... Biz dış politikamızda, lobiler kuramamış ve lobilerin önemini kavrıyamamışızdır. Veya yeni yeni anlamaya başlamışızdır. Ancak şunu belirtelim ki, İsrail, Rum ve Ermeni lobilerini bütün dünya tanır. Ancak, bunların dışında, bunlardan daha önemli olan STÖ veya organize azınlık gurupları vardır. Bunları iyi tanımak, bunlardan yararlanmak, dış politikamıza yeni ufuklar açacaktır. Avrupa Konseyinde, uzun zamandanberi, Yugoslavya ve Kosova raportörü olarak çalıştım. Bosna Hersek'te, Karadağ'da, Kosova'da seçimlerde bulundum. Burada gördüm ki, Avrupa'da çok güçlü bir Kosova lobisi mevcut... Bunu biraz daha genelleştirerek diyebiliriz ki, Avrupa'da güçlü bir Balkan Lobisi vardır. Bu lobiden kastedtiğimiz, Avrupa'daki Balkan kökenli, müslüman insanların oluşturduğu lobidir. Bunlar, Avrupa'da yaşayan Türklerle, adeta elele, iç içedir. Bunu anlamak için, şunu gözlemek yeterlidir: Avrupa'da, İran ve Arap kökenli toplulukların kurdukları camiler vardır. O cami cemaatı arasında, Balkan kökenli pek az Müslüman görürsünüz. Balkan kökenli Müslümanların çoğu, Türklerin açtığı camilere gitmekte ve Cuma namazlarını, Bayram namazlarını ve hatta vakit namazlarını burada geçirmektedirler. Türkler tarafından inşa edilen Camileri ziyaret ettiğinizde, görürsünüz ki, orada fahri olarak çalışanların içerisinde Balkan kökenliler çoktur... Bunların çoğu, usta işçidir... Anadolu'daki bir Selçuk, bir Osmanlı Camiinde görebileceğiniz zerafette, mimberi onlar yapmışlardır. Ayrıca Avrupa'da, bir çok Balkan lokantası vardır. Bu lokantaların çoğunun sahibi, Balkan kökenli Müslümanlardır. Orada, belki bu gün Türkiye'de bile az bulabileceğiniz, Türk damağına uygun, yemekler bulabilirsiniz. İşte bu hususlar, bizim Türk olarak, onlara ne kadar yakın olduğumuzun delilleridir. Avrupa'daki Kosova topluluğu içerisinde, çok güçlü bir dayanışma vardır. Miloseviç, Kosova'nın muhtariyetini kaldırmış, öğretmen, doktor, polis bütün Arnavut kökenlilerin işine son vermiştir. Bunun üzerine Kosovalı'lar, okulları, hastahaneleri, eczahaneleri evlerinde açmışlar ve burada çalışanların maaşlarını, kendileri ödemişlerdir. Bunu bize anlatan bir hukuk profosörü: Bu ödeme on yıldan fazla sürdü. Aldığımız ücret çok azdı. Ancak, bizler de aç değildik demiştir. Düşünün ki, bir azınlık, 10 yıldan fazla bir süreyle, 2 milyon nufuslu bir devletin bütün masraflarını, gönüllü kuruluşlarının yardımıyle ödüyor... Bu iradenin önüne geçilebilir mi? Ermenistan, Yunanistan ve İsrail, küçük birer devlettir. Ancak bunlar, nüfus gücü, ekonomik gücü ile ölçülemiyecek derecede siyasi güce sahiptirler. Bunların asıl gücünü, anavatanda yaşıyan insanlar değil, başka ülkelerde yaşıyan soydaşlarından gelmektedir. Konuya bu açıdan bakıldığında, Kosova ve Balkanlar'da yaşıyan insanların, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşıyan soydaşlarından gelen bir gücü vardır. Bu güç dünyadaki benzer toplulukların gücünden az değildir. Biz Türkiye olarak, bize her yönüyle yakın olan bu insanların gücünü yanımıza alabiliriz. Avrupa'da yapılacak seçimlerde, en azından bir oy potansiyeli olarak, etkili roller oynayabiliriz. Böyle bir gücü ve bununla birlikte, Balkan Müslümanlarının gücünü yanımıza alabilmemiz, Avrupa politikasında bize yeni ufuklar açacaktır. Ancak aklımıza şu sual gelebilir: Avrupa'da yaşıyan 3.5 milyon Türk vatandaşını, bir lobi etrafında birleştiremeyen Türkiye, Balkan Lobisini nasıl organize edecektir? Bu suale verilecek cevap belki güçtür. Ancak, bir şeyin güç olması, onun imkansız olması değildir. Düşünelim ki, Türkiyemizde, Balkan kökenli bir çok vatandaşımız vardır. Bunların çoğu, gerek Balkanlar'da yaşıyan ve gerekse Avrupa'da yaşayan Balkanlılar'ın akrabalarıdır. Bu akrabalıkları, Balkan Müslümanlarının Avrupa'daki Türklerle olan kaynaşmasını temin için kullanabiliriz. Paylaştığımız ayni kültürel değerleri bir araya getirirsek, böyle bir lobinin oluşturulması pek zor değildir. Yeter ki, idrakimiz, bu meseleyi kavrayacak kadar güçlü, ufkumuz, vizyonumuz bu olayı anlayacak kadar geniş olsun. Bunu Türk devlet politikasının öncelikleri arasına alabilirsek, konuyu halletmek zor olmayacaktır. Yirmibirinci asır, halk demokrasisi asrıdır. Halk demokrasisi demek, lobiler arası ilişkiler demektir. Unutmayalım ki, hiç bir milletin elinde, bizim kadar, Balkan Lobisini etkileyecek kozlar yoktur.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |