T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Kalbin düşmanları

Uzmanlar, şişmanlar, tansiyon hastaları, stresli ve hareketsiz yaşantısı olanlar ile sigara içenlerin kalp krizi açısından risk altında olduğuna dikkat çekiyorlar.

Uzmanlar, şişmanlar, erkekler, tansiyon hastaları, stresli ve hareketsiz yaşantısı olanlar ve sigara içenlerin kalp krizi açısından risk altında olduğuna dikkat çekerek, risk grubundakilerin, stresi yaşantılarından uzak tutmalarını, uykusuz kalmamalarını ve günde 1 adet aspirin almalarını öneriyor.

Ankara Üniversitesi (A.Ü) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Neyyir Tuncay Eren, kalp krizi açısından kimlerin risk grubunda olduğu ve neler yapılması gerektiği hakkında bilgi verdi.

Şişmanlık ilk sırada

Kalp krizi açısından risk grubundakileri sıralarken, şişmanları ilk sıraya koyan Doç. Dr. Eren, yüksek tansiyonu olanlar, erkekler, sigara içenler, akciğer hastalığı olanlar, kan yağları, özellikle kolesterolü yüksek olanlar, stresli, hareketsiz yaşantısı olanlar, bilinen koroner arter hastalığı olanlar, şeker hastaları, yüksek kan değerlerine sahip olanlar, hormon kullananlar, ailede kalp hastalığı hikayesi bulunanların da risk grubunda olduklarını bildirdi.

Sigarayı bırakın

Kalp krizi açısından risk altındakilere ilk uyarısı, "Sigarayı bırakın" olan A.Ü. Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Neyyir Tuncay Eren, risk grubundakilerin bir diyet uzmanı kontrolünde ideal kilolarına ulaşabilmek için uygun diyete başlamaları gerektiğini belirtti.

Hızlı kilo vermenin metabolizmanın dengesini bozduğunu ve uzun süren açlıkların kan yağlarında ani yükselmelere neden olabildiğine işaret eden Doç. Dr. Eren, şöyle konuştu:

Sabırla diyet yapın

"Bu nedenle ayda 3-4 kilogram vermeyi hedefleyerek sabırla diyet yapın. Yemek yeme alışkanlığınızı diyet uzmanının önerileri doğrultusunda değiştirin, bu sizin için artık bir alışkanlık olsun. Mümkün olduğu kadar bitkisel besinlerle beslenin, yemeklerin ızgara, haşlama ve buğulama formlarını tercih edin. Kızartmalardan uzak durun. Kuruyemişler, salam, sosis, pastırma, çikolata gibi kolesterol içeriği yüksek olan besinlerden uzak durun. Cevizin sınırlı miktarda tüketimi önerilebilir. Yumurta, yağlı peynir, kırmızı et gibi hayvansal proteinleri sınırlayın."

TAVUK YİYİN AMA ABARTMAYIN

Soya ve diğer bitkisel protein kaynaklarına yönelinmesini, et gereksiniminin balık, hindi ve tavuktan sağlanmasını öneren Doç. Dr. Eren, ancak bu konunun yanlış anlaşıldığını ve insanların diyet yapıyoruz diye bol miktarda beyaz et tüketimine gittiklerini söyledi. Doç. Dr. Eren, "Kırmızı et yerine, tavuk ve balık tüketin, ama abartmayın" dedi. Bitkisel ağırlıklı beslenme yanında et gereksinimini söylendiği şekilde karşılamak gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Eren, meyve ve sebzelerin de hem kanın daha akıcı olmasını hem de zararlı maddelerden daha hızlı temizlenmesini sağladıkları için yararlı olduklarını vurguladı. Vücudu hırpalamayacak şekilde düzenli egzersiz yapılmasını da öneren Doç. Dr. Eren, yürüme ve yüzmenin en yararlı egzersizler olduğunu dile getirdi. Egzersizlerin yararlı olabilmesi için düzenli ve her defasında en az yarım saat sürecek şekilde olması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Eren, egzersizlerde göğüs ağrısı, kolda veya çenede uyuşma, nefes darlığı, baş dönmesi veya nabzın düzensizleşmesi gibi durumlarla karşılaşılırsa egzersizin kesilerek doktora başvurulması gerektiğini bildirdi.

 
Hedefleri erkeklere doğum yaptırmak
The Observer gazetesi, Cornell Üniversitesi Kısırlık Tedavi Merkezi'nde yürütülen araştırmalar sonucunda yapay rahim geliştirildiğini duyurdu.
Fiziksel ceza intikamı körüklüyor
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, karnesinde kırık not olan çocukların anne-babalarını uyararak, "Fiziksel cezalar, çocukta intikam alma duygusunu harekete geçirir" dedi.
Ersanlı, anne-babaların çocuklarına karneleri nedeniyle tepki göstermemeleri ve özellikle fiziksel cezalardan kaçınmaları gerektiğini söyledi. "Çocuğunuzun başarısızlığı aile içinde utanç verici bir durum değil" diyen Prof. Dr. Ersanlı, şunları kaydetti: "Çözümün, dayak ve bağırmakta olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bunu bir kez daha düşünmelisiniz. Bu durum, çözüm olmak yerine daha da büyük sorunlara yol açabilir. Çocuğunuza vereceğiniz tüm fiziksel cezalar, onlarda intikam alma duygusunu harekete geçirecektir. İntikamı da yıl sonunda aynı karneyle gelmek olacaktır."
Çocukların başarısızlıkları karşısında, onlara sevgiyle yaklaşılması gerektiğini de belirten Prof. Dr. Ersanlı, öncelikle tatlı dille başarısızlığın nedeninin araştırılması ve bu durumun bir suçmuş gibi algılanmaması gerektiğini ifade etti.
11 Şubat 2002
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED