Çocuk yaştaki gençlerin intiharları, internet sitelerini dolduran ve bir türlü önlenemeyen pornografik yayınlar ve en nihayet, çocuklarımızın içine itildikleri büyük 'manevî' boşluk ve buhran neticesinde yeşerme imkânı bulan satanizm belâsı..

İşte, dünden bugüne, materyalist-pozitivist zihniyetin ve eğitim sisteminin en son meyvalarından olan ve maalesef hepimizi kara kara düşündüren acı tablo..

Evet, "tehlike" karşımızda baylar ve bayanlar! Hem de, bana göre o meşhur deyişle, "açık ve yakın bir tehlike" sınıfının en saf, su katılmamış cinsinden..

Haydi, şimdi koruyun ve kollayın bakalım Türk gençliğini bu belâlardan!

Bir an önce, bu ağır "manevî sorun"dan kurtarın çocuklarımızı!

Bize geleceğimizi geri verin!..

Yıllarca "lâik eğitim" adı altında, okullarda "Din dersleri"nin okutulmasına karşı çıktınız.. Din derslerinin, hiç olmazsa, "seçmeli" hâle getirilmesinde ısrar ettiniz.. Olmadı, Müslüman bir ülkede, İslâm dini'nin öncelikle öğretilmesinden daha doğal bir şey yokken, her dinin eşit biçimde okutulmasını önerdiniz..

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin öğretmenlerine hep şüpheci gözlerle baktınız.. Doğru dürüst bir ders kitabı dahî hazırlamadınız.. Örneğin, Bursa'daki okullarda bu derse ait herhangi bir ders kitabı mevcut değil, yok yani; Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri müfredat gereği 'kitapsız' okutuluyor!

İmam-Hatip liselerini "tehlikeli" buldunuz ve en asgari düzeye indirdiniz.. Mezunlarını üniversitelere almadınız, okuyanlarını fişlediniz, devlet dairelerinde çalışmalarına engel oldunuz, çalışanları kapı dışarı ettiniz..

Kur'an kurslarını kapattınız.. Devam edeceklere, yaş sınırlaması getirdiniz.. Kur'an kursları konusunda halkı korkutup ürküttünüz, rencide ettiniz..

Başörtüsünü, "siyasî ve ideolojik bir simge" olarak algılayıp anlamlandırdınız.. Dînî eğitim veren İlâhiyat fakültelerine "başörtüsü yasağı" koydunuz, genç kızlarımıza kapılarını kapattınız..

Peruk takanlara bile tahammül gösteremediniz..

"İrtica irtica" diye, yeri-göğü inlettiniz..

En küçük bir dînî hassasiyeti, kendinden menkul endişelerle tuz-buz ettiniz.. İnandığı gibi yaşamaya, 'narh' koydunuz..

...

Gele gele vardığımız nokta işte burası, işte eseriniz: Şimdi ayıklayın pirincin taşını!

Ama hakkını yemeyelim; Milli Eğitim Bakanlığı, bu hususta büyük bir gayretin içinde ve satanizmi görüldüğü yerde yere sermek üzere harekete geçmiş durumda..

Nerden mi biliyorum?

Bir gazetenin (Hürriyet, 7 Şubat) yazdığına göre, Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu, karnelerle birlikte "14 milyon veliye satanist mektubu" gönderecekmiş. Ayrıca, öğretmen ve okul idarelerine yönelik, 10-15 sayfalık bir el kitapçığı da hazırlanıyormuş. İntiharlardan ve satanizm belâsından kurtulmanın yolunu bulmuş Sayın Bakan!

"Mektupla mücadele yöntemi" gayet uygun ve etkili olacaktır, inanıyorum.. Bravo doğrusu! Çocuklarımız ve biz veliler, bundan böyle güven içindeyiz ya, artık rahat rahat uyuyabiliriz..

"Satanizm"le mücadele dediğin de böyle olur; mektupla, yani kuru cümlelerle, içi boş satırlarla..

Ancak, gördük ki; o "mektup"lardan bile eser yoktu cuma akşamı!

Vallahi, söz konusu haberde dile getirilen "mektup"lar kime, ne zaman ve nasıl ulaştırıldı bilmiyorum. Bursa'da bizim çocuklar, akşam evlerine eli boş döndüler. İstanbul'da da, böyle bir uygulamanın olmadığını öğrendim.. Başka şehirleri, bilmem..

Ne diyebilirim?

Beyler, kendinize gelin; bırakın bu genç çocuklar dinlerini rahatça öğrensinler, inanç ve iman sahibi olsunlar, manevîyatlarını kuvvetlendirsinler, yeter!

Dînî eğitimi engellemeyin, yeter!

28 Şubat'ın gizli müeyyidelerini kaldırın, yeter!

Daha, ne söyleyelim?!

Yok efendim satanizmmiş, intiharlarmış, pornografiymiş, misyoner faaliyetlermiş, şuymuş-buymuş.. Göreceksiniz, hepsi faso-fiso olacak!

Bir deneyin.. Bizden söylemesi..

Hayır, üstüne para almıyoruz!..

İHSAN DENİZ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu