Ecevit'in şu andaki hükümet yönetimi romanlaştırılsaydı, nasıl bir eser çıkardı ortaya? Bir dramdan başka bir şey mi?

Hiç sanmıyorum.

Parlak zamanları olan birisinin güçsüzlük döneminde ayakta durma çabalarının dramatik görüntüleri, sergilenenler...

Bir kavgaya tanık olmuştum. Zayıf, çelimsiz ama kavgacı birisi, genç, güçlü - kuvvetli birisi ile kavga ediyordu. Zamanla kavga ilerledi. Kavgacı ama zayıf adam, karşısındakine bir yumruk savuruyor, karşıdaki azıcık geriye çekilince, savrulan yumruk boşa gidiyor ve zayıf adam, kendi etrafında 360 derecelik bir dönüş yaşıyordu. Ardından güçlü kuvvetli olanın yumruğu zayıfın yüzünde patlıyordu. Burnundan kan akmaya başlayan zayıf adam, bir yumruk daha savuruyor, o yumruk da boşa gidiyor, üstelik yumruğu savuran, bu defa ayakta bile duramıyor ve kendi yumruğunun rüzgarıyla yere kapaklanıyordu. İçim ezilmişti. Bu kavgayı unutamam.

Ecevit'i izliyoruz. Türkiye sorunları dağ gibi birikmiş bir ülke. Ve Ecevit, iddialı. Ama fizik gücü ona iddialarına paralel bir hareketlilik sağlamıyor. Bunun, yani zaafının ve zaafının bilindiğinin farkında Ecevit. Bu defa, iddiasını, yani "Ben başbakanlık yapabilirim, buna muktedirim, benim iktidarımı kaybettiğimi düşünenleri utandıracağım"iddiasını hayata geçirecek güç gösterilerine giriyor.

"Dimdik ayaktayım" söylemleri, adı üstünde bir söylem. Bunu dillendiriyor Ecevit, ama inandırıcı bulunmadığını biliyor, anlıyor. Bu defa, fizik güç gösterilerine giriyor.

Doktorlarını atlatıyor.
Ardından özür diliyor.
Gruba gidiyor.
Cumhurbaşkanı ile haftalık görüşme yapıyor.
Medyanın önüne çıkıyor.
Ama nafile...

Çünkü içine anlamsız kelimelerin karıştığı konuşması, düştü - düşecek ritimdeki yürüyüşü, ve kendisine yapılan muamele yaşanan zaafı haykırıyor. Üstelik dünyanın gözleri önünde... Medya her şeyi her eve taşıyor.

-Bu benim Başbakanım mı?
Herkesin içi eziliyor.
Ortada bir Başbakan değil, fizik olarak güdümlenen bir insan var.
Eşi Rahşan Hanım dahil, etraftaki herkesin ilgisi, acıma yüklü.
Dokunsanız kırılacak bir cam eşya gibi hissediyorsunuz Başbakanınızı...
Biliyorsunuz ki dünkü zirve de, bu canlılık gösterilerinden biri.

Önce grubu ve Cumhurbaşkanı ile görüşmeyi figüratif bir eylem konumuna sokmuştu, şimdi hükümet ortaklarıyla gelenekselleşen zirveyi figüratif hale sokuyor. Dostlar iş başında görsün, ya da zevahir kurtulsun...

Zevahir bile kurtulmuyor.

Bir yanda zirve, diğer yanda uzayan her dakika için kaygıları yoğunlaşan doktorlar heyeti...

Ecevit müdahale edecek ve ortaklar arasındaki ihtilaflar izale edilecek, ekonomiye umut verilecek, seçim tartışmaları son bulacak... Öyle mi?

Ortakların dört dörtlük bir Başbakan'la çalıştıklarını düşünmemiz mümkün mü?

Buna DSP grubunun bile bütünüyle inandığını söylemek mümkün değil.

Ecevit'in gruba gelip konuşması, partililerin gözlerini yaşarttı, niye?

Çünkü onlar da Ecevit'in bu "tükeniş içindeki ayakta durma gayretleri" karşısında duygulanıyor. Konuşmada zaman zaman devreye giren anlamsız kelimeler karşısında DSP'lilerin nasıl acı duyduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Belki de içlerinden "Hadi söyle şu kelimenin doğrusunu" diye çırpınmışlardır. Muhakakk ki hepsi de içinden "Şimdi nasıl yansıyacak bu görüntü yarın kamuoyuna" tedirginliği geçmiştir.

Ortada ne yazık ki "Türkiye'de böyle gariplikler olağandır, buna tahammül edilir " kanaati mevcuttur.

Belki de bu liderler zirvesinde ele alınması gerekli en öncelikli konu "Başbakan'ın sağlık durumu" olmalıydı. Çünkü Türkiye'nin de hükümetin de ana sorunu o. Başbakan Başbakanlık yapabilse, belki diğer ortaklar arasında da bu kadar ihtilaf olmayacak. DSP grubu içinde bile, "Ecevit'siz DSP" nin artık gündeme gelmesi gerektiği seslendirildiğine göre, diğer ortaklar nasıl Ecevit'in Başbakanlık iktidarındaki zaafı önemsemezler?

Ne düşünüyor olabilir ortaklar?

Ecevit iyileşecek ve görevinin başına dönecek ihtimalini mi yoksa, mukadder olan gerçekleşinceye kadar sabretmeyi mi?

Ne düşünüyor olabilir, Ecevit'in hastalağı sebebiyle Türkiye'nin kredi notunu düşüren değerlendirme kurumu Standart and Poors, Ecevit'in iktidar gösterileri karşısında? Ecevit düzelecek ve biz Türkiye'nin notunu yeniden yükselteceğiz, öyle mi?

Sabret Türkiye...

Ecevit iyileşecek, Başbakanlık yapacak ve sorunların hallolacak!

Belki de zirvede ortaklar, dramatik bir gelişme olması kaygısıyla sık sık Ecevit'i "Sayın Başbakan, sağlığınız... Bir an önce zirveyi bitirsek" diye uyarmak zorunda hissetmişlerdir.

AHMET TAŞGETİREN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu