T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Tüberküloz pes etmedi

Türkiye'de her yıl bin kişinin tüberkülozdan hayatını kaybettiğini belirten Prof. Dr. Ferit Koçoğlu, "Sağlık personelinin rehaveti yüzünden 1930'lara döndük" dedi.

Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Ulusal Verem Savaş Dernekleri Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Ferit Koçoğlu, "Sağlık personelinin rehaveti, tüberküloz ile mücadelede 1930'lara dönmemize neden oluyor" dedi. Prof. Dr. Koçoğlu, 9'uncusu Kayseri'de düzenlenen "Tüberküloz ve Tüberküloz Kontrolü Bölge Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, 1930'lu yıllardan itibaren Türkiye'de savaş kavramıyla birlikte anılan tüberkülozun, gelişen teknolojiye rağmen günümüzde de insan sağlığını tehdit ettiğini belirtti.

4 kişiden biri tüberküloz mikrobu taşıyor

Tüberkülozun uzun vadeli bir sağlık sorunu olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Koçoğlu, şöyle konuştu: "Tüberküloz, günümüzde teşhisi ve tedavisi son derece basit bir hastalıktır. Ancak hastalık, uzun süreli takip gerektirmektedir. Hastanın ilaçlarını düzenli olarak kullanmaması, mikrobun direnç kazanmasına neden olur ve ilaçlar da fayda etmez hale gelir. Bu şekilde direnç kazanan mikrop, diğer insanlara bulaştığında da düzenli kullanılsa bile ilaçlar etkili olmaz. Bunun için hastaların sürekli takip ve kontrol altında bulundurulması ve ilaçların düzenli kullanımının sağlanması gerekir."

Türkiye'de insanların 4'te birinin vücudunda uyur halde tüberküloz mikrobu bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ferit Koçoğlu, Türkiye'de her yıl 40 bin kişinin bu hastalığa yakaladığını ve resmi kayıtlara göre de her yıl bin kişinin tüberküloz nedeniyle öldüğünü söyledi.

1930'LARA GERİ DÖNDÜK

Günümüzde sağlık personelinin rehaveti nedeniyle hastalığın, tekrar 1930'lu yıllardaki gibi ciddi tehlike arzettiğini öne süren Prof. Dr. Koçoğlu, sağlık personelinin eğitimindeki eksiklikler nedeniyle 'savaşçı' zihniyette yetişmediğini belirtti. Tüberküloz ile mücadelede ancak savaşcı zihniyetle başarılı olunacağını kaydeden Prof. Dr. Koçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "1930'lardan beri kısıtlı imkanlara rağmen, hastalığa karşı büyük zaferler elde edildi. Ancak 1970'de 'hastalığa karşı kesin zafer kazandık' düşüncesi, rehaveti beraberinde getirdi ve savaşçı ruhumuzu kaybettik. Şimdi devlet tüm imkanlarını seferber ediyor, ilaçları bile ücretsiz veriyor, binlerce sağlık personeli görev yapıyor. Ama hastalarımızın ilaçlarını düzenli kullanmalarını dahi sağlayamıyoruz. Bu şekilde hastalıkla mücadelede tekrar o yıllara dönüyoruz. Sağlık personelimiz, tüm görevini hastalığı teşhis etmek sanıyor. Doktorun görevi sadece hastalığın adını koymak değil, o hastalığı öldürmektir."

 
Ailelere tatil uyarısı
GARAM Müdür Yardımcısı Psikolog Kılıç, tatil planı yapılması gerektiğini belirterek, "Tatil boş zaman anlamına gelmez" dedi.
Norveç'in termalde tercihi Türkiye
Balçova Termal Tesisleri, Norveç'li 1500 hastaya evsahipliği yapacak.
Kalbinizi korumak için altın öneriler
Dünyada yüzde 50 olan kalp hastalığı görülme oranının, Türkiye'de yüzde 60 olduğu ve kalp hastalığının Türkiye'de sağlık açısından ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtildi. Türk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Yıldırımkıran, Türkiye'de, kalp rahatsızlığından ölüm oranının yüzde 43'le bütün hastalıklar içinde ilk sırada yer aldığını ifade etti. Kalp rahatsızlıklarının en önemli belirtisinin, göğüsün orta kısmında başlayan, ezici, sıkıştırıcı ve yanma şeklindeki bir ağrı olduğunu söyleyen Yıldırımkıran, rahatsızlığın, kalpte çarpıntı şeklinde de kendini belli ettiğini kaydetti.
2 Temmuz 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED