|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Zor zamanı anlamak...
Fahreddin Gün'ün Tek Parti döneminin İslamcı muhalif aydınlarından Eşref Edip Fergan'ın İstiklal Mahkemeleri'ne dair hatıratını yazdığı eseri çıktı. Gün'le çalışması hakkında konuştuk Eşref Edib'in "İstiklâl Mahkemeleri"ne dair hatıratını yayımladınız. Daha önce de "Sebilürreşad Ekseninde İslâmcıların Din-Siyaset ve Lâiklik" konusunu kitaplaştırmıştınız. Bu iki çalışma sonrasında ortaya çıkan Eşreb Edib portresini kısaca tanımlar mısınız? Eşref Edib ilginç bir kişilik. Entellektüel bir şahsiyet. Medrese eğitimi görmüş, Kur'an'ı hıfzetmiş, aynı zamanda hukuk alanında doktora yapmış bir gazeteci. Kamuoyunda gazeteci kimliğiyle, daha çok da Sırat-ı Müstakim-Sebilürreşad'ın sahibi olarak tanınıyor. Ve bir asra yaklaşan bir ömür. Bu süreçte Abdülhamid'in son dönemini yaşamış, II. Meşrutiyet'in ilânını görmüş, Milli Mücadele'ye katılmış, mücadelenin kazanılmasında şair Mehmed Akif'le birlikte aktif olarak yer almış birisi. Cumhuriyetin ilânına tanıklık etmiş, garplılaşma-batılılaşma cereyanlarına karşı çıkmış, İstiklâl Mahkemeleri'nde yargılanmış bir aydın. Yalnızca Akif'in değil, Babanzade Ahmet Naim'in, Bediüzzaman Said Nursi'nin, Ebul Ula Mardin'in, İzmirli İsmail Hakkı'nın, Ömer Rıza Doğrul'un, Kamil Miras'ın ve daha nice aydının yakın dostu ve arkadaşı. Hatta Şemsettin Günaltay'ın bile yakın dostu... Eser, sadece mahkeme anılarıyla sınırlı bir kitap gibi görünmüyor. Yakın tarihimizdeki çok önemli unsurlardan basın, siyaset ve adalet dünyasının tanıtılmasına da katkıda bulunuyor... Anıların yaşandığı tarih, İstiklâl Mahkemeleri'nin olağanüstü yetkilerle donanıp iç çekişmelerin başladığı, hatta söz konusu mahkemelerin yakın ve uzun vadeli siyasi hesaplaşmaların ve menfaatler uğruna kullanıldığı, siyaset kavgasına alet edildiği bir dönem. Anıların yayımlandığı tarih ise, DP iktidarının çöküşe geçtiği ve 1960 ihtilalinin olduğu bir dönem. İlginçtir ki, Eşref Edib, bu olağanüstü dönemde bile hatıralarını yayımlamaya devam ediyor. Hatırat 28 Şubat'ın izlerinin sürdüğü, yolsuzlukların ayyuka çıktığı, din ve vicdan hürriyetinin ketledildiği bir dönemde tarafımızdan hazırlanarak müstakil olarak kitaplaştırıldı. Eşref Edip'in tek parti döneminde dini bağlamdaki en ciddi muhalefet hareketinin öncülüğünü yaptığı biliniyor... Aslında bu değerlendirme Eşref Edip açısından yanlış değil ama, eksik bir değerlendirme. Çünkü Eşref Edip'in öncülüğünü yaptığı aydın grubunun partilere yaklaşımı oldukça ilginç. Şayet partiler, din ve vicdan hürriyetine programlarında yer vermiş ve bu bağlamda bir icraatta bulunmuşlarsa, bu durum Eşref Edip ve Sebilürreşad tarafından alkışlanmış, destek verilmiş; aksi bir tutum gelişmeye ise, muhalif bir tavır konulmuş ve karşı çıkılmıştır. Eşref Edib, 1950 Haziranı'na kadar DP'ye ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, eleştiri oklarını CHP'den daha çok Demokrat Parti'ye yöneltmiştir. Özellikle de 1948 sonlarına doğru, DP liderlerinden başta Celâl Bayar olmak üzere din aleyhtarı beyanları sebebiyle DP'ye hasmane bir tavır takınılmış, şiddetle tenkid edilmiş ve CHP'den daha tehlikeli bir parti olarak addedilmiştir. Eşref Edib öncülüğündeki sert muhalefeti sebebiyle, 1949'da, DP lideri Bayar, Tek-Parti döneminin son Başbakanı sabık İslamcı Şemsettin Günaltay'a müracaat ederek, Sebilürreşad Mecmuası'nın kapatılmasını talep etmişse de Başbakan Günaltay tarafından, Bayar'ın bu isteği yerine getirilmemiştir.
Amansız muhalif, utangaç ve samimi
"Eşref Edip'in mücadeleci yönünü en çok İstiklâl Mahkemeleri'yle ilgili hatıratında görmek mümkün... İstiklâl Mahkemesi'nde, Millî Mücadele'de yaptıkları hizmetlerin anlatılması istendiğinde utanıyor, sıkılıyor, soğuk terler döküyor. Çünkü ona göre, millet ve vatan yolundaki hizmetleri söylemek bir nevi öğünme... İnanmış bir adam: Ankara'da Cebeci Zindanı'nda, iki buçuk metrelik hücrede, gecenin zifiri karanlığında ölü kemikleri ve kafatasları arasında, Kur'an'da Hz. Yusuf kıssasıyla teselli buluyor; kederini, üzüntüsünü gideriyor. Tavizsiz biri... İstiklâl Mahkemesi'nde muhakeme edilirken, mahkeme üyesi olan ve Eşref Edib'in boynuna ipi geçirmekte kararlı olan Ali Saib'e karşı, Eşref Edib'in verdiği amansız mücadele, direnç bunun bir göstergesi. Ama dahası var: Eşref Edib, İstiklâl Mahkemesi'nde tutuklanıyor, yargılanıyor ve beraat ediyor. Sebilürreşad'ın yayınına izin verilmiyor. O ise, yılmıyor ve dahası, t
ek-parti döneminde dini muhalefeti en ciddi biçimde veriyor."
|
|
|
|
|
|
|
|