|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu yazıyı biraz erken yazmak zorunda olduğum için yazıya başladığımda "liderler zirvesi" henüz başlamamıştı. Bu zirveden bir "zırva" çıkacağına inanmadığım için, ben yine içimdeki korkuyu size aktarmak istiyorum. Türkiye büyük bir fırsatı, bu "beceriksiz iktidar" yüzünden kaçırmak üzere. Geçenlerde Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın bir araştırması yayınlandı. Bu araştırmaya göre Türk halkının yüzde 64'ü AB'ye girmek istiyor. İstemeyenlerin oranı yüzde 30. Buna rağmen "halkın desteğini kaybetmiş" bu iktidar işi yokuşa sürüyor. "Başka yarın yok" sloganı ile "Avrupa Hareketi 2002" Türkiye Platformu, AB'ye katılırsak neler olacağını bir güzel yansıtıyor ve milletvekillerine sesleniyor: Türkiye'nin üye olduğu gün milyarlarca dolar karşılıksız destek almasını istiyor musunuz? Türkiye'ye yeni yatırımlar yapılmasını, fabrikalar açılmasını, gençlere iş imkanları yaratılmasını istiyor musunuz? Çalışanların, çocukların, ailelerin hayat, sağlık, emeklilik kalitelerinin yükselmesini istiyor musunuz? Türkçe'nin Avrupa'nın resmi dillerinden biri olmasını istiyor musunuz? Türkiye'nin kötü talihini yenip, Avrupa'nın eşit, hür, zengin, bugünü ve yarını güven içinde bir ülkesi olmasını istiyor musunuz? Karar sizin Siz bu konuda ne karara varıyorsunuz? Siyasi partilerin tabanı AB üyeliğini desteklerken, "liderlik sultası" bitecek olan ve AB'ye girildiğinde "kaç paralık kişi" oldukları ortaya çıkacak olanların "Türkiye bölünür" paranoyası ile buna engel olmaya kalkmaları, Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Türkiye'yi "dar çerçevelere" sokup kendi bildikleri gibi at koşturmak isteyenler, gelecek kuşaklar karşısında mahcup olacaklardır.
Sıkışık günlerimiz için kenarda 1-2 bankamız var
Bugün bu köşeye Tamer Çınaroğlu'nun "Fikirci Baba" mahlasıyla yazıp, email ile gönderdiği bir yazıyı koyacağım. Kendisi hayatını yazı üzerine kurmuş bir kişi. 10 yıldır sistemli bir şekilde okuyor, araştırıyor, inceleyip yazı yazıyor. Güzel de yazıyor ama yazdıklarından "tek kuruş" kazanamıyor. Çünkü yazı köşeleri bazılarının "babalarının malı." Daha önceden kapılmış. Bu yeteneği de henüz kimse keşfedememiş. Tamer Çınaroğlu evinin düzenini bile yazı yazmak üzerine kurmuş, bir ofis gibi dizayn etmiş. Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. Şu sıralar master yapmak için sınavlar kazanmış ama henüz içeriye girememiş. Ne yazarlıktan ne ekonomistlikten para kazanamadığı için "semt pazarlarında lahana, maydanoz satarak" masrafını karşılıyor. "Mesleğiniz ne?" sorusuna ne cevap vereceğini bilemiyor, şaşırıyor. "Ekonomist" mi dese, "yazar" mı dese, yoksa "pazarcı" mı dese hangisi gerçek olur bilemiyor. Son gönderdiği yazıyı size sunuyorum. Fikirci Baba kulaklarıyla duydu...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |