|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
'Büyük' medya ne zamandır Özkan-Cem-Derviş üçlüsüne 'Rüya Timi' adını takmıştı. Ecevit sonrası için, iç-dış belli çevrelerde kotarılan yeni hükümet modeli bu üçlüye dayanıyordu. MHP'nin Avrupa Birliği sürecine çelme takmak istemesi yine bu çevreler tarafından hoş karşılanmıyordu. Ecevit'in hastalığı bu modelin biran önce yürürlüğe sokulması için çok iyi bir fırsat oluşturdu. Oynanan oyun, artık çok açık bir şekilde ortaya çıktığı için ayrıntılara girmeye gerek yok. Şimdi 'Büyük' medya ön planda görülen bu üç isme methiyeler düzmekle meşgul. Daha ortada somut bir şey olmadığı halde, bu üçlüye Türkiye'nin bütün sorunları çözdürülmeye başlandı bile. Medya plazaların 'Rüya Timi' şimdi halka kabul ettirilmeye çalışılıyor. Aynen 28 Şubat'ta oynan oyunun benzeri bir oyunla karşı karşıyayız. Yoksulluk sınırında yaşayan ve umudunu AB'ye bağlamış insanlara bu üçlü, bir umut olarak sunuluyor. "Bunları desteklemekten başka çareniz yok" denilmek isteniyor. Seçim sürecine girildiğinde bu üçlünün ve Mesut Yılmaz'ın nasıl aş, iş, özgürlük edebiyatına ağırlık vereceğini göreceğiz. Üstelik de bu üçlünün, çok kısa bir süre önce Ecevit hükümetinin bir üyesi olduğu gerçeği ortada dururken... Türkiye'de açık açık yeni bir oyun oynanıyor. Halkın muhtemel iradesine şimdiden ambargo konulmak isteniyor. 'Büyük' medya daha şimdiden seçim propagandasına başladı bile. Bu oyunu halka iyi anlatmak muhalefet partilerinin ve bütün muhalif unsurların görevi olmalı. Tabii burada Yeni Oluşum'u muhalefet olarak değerlendirmediğimi de söylemeliyim. Onlar, iç ve dış güç odaklarının iktidar adayı olarak tespit ettiği bir gölge iktidar gibiler... Bu desteklerin verdiği güvenle kendilerini şimdiden seçimin galibi gibi görmeye başladılar bile... Tamam, askerlerin ve hatta ABD'nin de bu Yeni Oyun'un arkasında olduğunu düşünerek, "Bu iş 28 Şubat'ın devamı olacaktır" demek mümkün. Bu yazıyı yazarken, Irak konusunu görüşmek üzere Türkiye'ye gelen ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'i dinliyorum. Atatürkçülükten başlayarak, Milli Takımın Dünya Kupası'nda kazandığı başarılara değin her konuya değinen Wolfowitz'in, ABD'nin yakında başlayacağı söylenen Irak operasyonu konusunda Türkiye'den isteklerini sıraladığını tahmin etmek zor değil. 'Rüya Üçlü'nün Mesut Yılmaz'ın danışmanlığında başlattığı saray darbesiyle bu ziyaretin aynı zamana denk gelmesi ne kadar da ilginç... Wolfowitz konuşmasında, aslında Türkiye'ye nasıl bir rol biçtiklerini ve Irak'ta ve bölgenin yeniden şekillenmesi konusunda neler beklediklerini çok açık bir şekilde anlattı. Arap dünyasına karşı, terörle mücadelede(!) ABD'nin yanında olmak bölgede güvenilir bir müttefik olarak yer almak. Tabii bu arada demokrasiyi ve piyasa ekonomisini de güçlendirmek ve gereken reformları yapmak şartıyla. Bana kalırsa, ABD Savunma Bakan Yardımcısı'nın konuşması 'Rüya Üçlü' için çok yararlı olmuştur. Eminim ki, 'Rüya Üçlü' bu konuşmadan gerekli dersleri çıkartarak hem parti programlarını ve hem de seçim sloganlarını daha kolay belirleyeceklerdir. Medya plazalarda 'Rüya Üçlü' adı takılan Özkan-Cem-Derviş üçlüsü, Türkiye'ye dayatılmak istenen yeni oyunun adıdır. Bir yanda Türkiye'deki çıkar odaklarının, askerlerin, medya baronlarının tepeden inmeci desteği, öte yandan uluslararası para çevrelerinin ve ABD'nin desteği söz konusudur. Bu oyunda halk iradesinin yeri yoktur. 'Rüya Üçlü'nin temsil ettiği çevrelerin menfaatleri ile halkın menfaati arasında uçurumlar vardır. Bu nedenle bu oyun bozulmalı ve Türkiye insanı 'Kırk katır mı? Kırk satır mı?' tercihini elinin tersi ile itmelidir.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |