T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

Baka baka doyamadık

Şırıl şırıl akan bir derenin eşliğinde ilerliyoruz. Binbir tonlu yeşil bizi öyle bir büyülüyor ki, içimizden biri konuşsa bu sihir bozulacakmış gibi kimseden çıt çıkmıyor. Civar yağlı boya tablo gibi. Bakıyoruz, bakıyoruz ama doyamıyoruz.

Toprak, çam ve kekik kokusu, serinleyen hafif puslu bir hava, bol oksijen... Evet Aladağlar'ın yabani doğasını buram buram hissetmeye başladık bile... Şırıl şırıl akan bir derenin eşliğinde ilerliyoruz. Binbir tonlu yeşil bizi öyle bir büyülüyor ki, içimizden biri konuşsa bu sihir bozulacakmış gibi kimseden çıt çıkmıyor. Gözlerimiz şaşırmış. Civar yağlı boya tablo gibi. Bakıyoruz, bakıyoruz ama doymuyoruz.

Yaklaşık 1-1.5 metre yüksekliğindeki sarı çiçekleri görüyoruz uzaktan. Derken çiçeklerin ardına saklanmış Aladağ Göleti çıkıyor karşımıza. İşte o an çığlıklar tutulamıyor. Herkes bu güzelliği ölümsüzleştirmek için arabasından inip fotoğraf makinelerine sarılıyor. Hava neredeyse kararmak üzere ama olsun bu fırsat asla kaçmaz.

Sıcacık insanlar, sıcacık sohbet

Yaklaşık yarım saat daha yol aldıktan sonra Aladağlar'ın muhteşem yaylalarından birine varıyoruz. Kimseyi tanımamıza rağmen, yayla sakinleri bizi kırk yıllık dostlarıymış gibi karşılıyor. "Hoşgeldiniz... bir bardak çay ister misiniz...yine bekleriz ". Bu sımsıcak cümleler bize giderek soğuyan havayı unutturuyor. Sohbet üzerine sohbete dalıyoruz.

Sabah bizim için hazırlanmış enfes yayla kahvaltısını gördüğümüzde ise bir kez daha mahçup oluyoruz. Köy peyniri, tereyağı, kaymak...yok yok masada. Bir yandan çayımızı yudumlayıp, kahvaltımızı yaparken, bir yandan da yaşlı bir amcanın çaldığı kavalı dinleyip, doya doya yaşıyoruz bu ânı. Hiçbirimiz insana müthiş bir huzur veren Örencik'den ayrılmak istemiyoruz ama daha görülecek nice güzellikler var Bolu'da deyip yola koyuluyoruz.

İşte hayalleri süsleyen o ev

Bu seferki durağımız olağanüstü güzelliğiyle doğasever gezginlere çapkınca göz kırpan Gölcük oluyor. Köknar ağaçlarının çevrelediği Gölcük ve hemen hepimizin kartpostallardan tanıdığı o hayalleri süsleyen ahşap ev hemen çekim alanına alıyor bizi. Göl etrafındaki patika yolda yürüyüp, Gölcük'ün adeta simgesi olan tahta iskele üzerinde fotoğraf çektiriyoruz.

Gölcük Bolu'dan 15 km. uzaklıkta. İstanbul'dan ise 3 saatte ulaşmak mümkün. Aladağlar ve Gölcük bize tüm haftanın yorgunluğunu unutturdu. Siz de alın sevdiklerinizi yanınıza, tertemiz havası ve muhteşem doğasıyla gönlünüzce soluklanabileceğiniz Aladağlar ve Gölcük'te bir hafta sonu geçirin. Eminim buralardan ayrılmak istemeyeceksiniz...

  • FATMA DEMİRCİOĞLU

  •  
    Karadenizliler horon teperek stres attı
    Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Kadırga Yaylası Şenlikleri'ne katılan Karadenizliler, kemençe eşliğinde bol bol horon teperek stres attı.
    Bol miktarda sıvı tüketin uyarısı
    Havaların iyice ısındığı şu günlerde hem ruhsal hem de bedensel sağlığınıza dikkat. Artan hava sıcaklığı insan ilişkilerinizden, bedensel rahatsızlılara kadar pekçok alanda sağlığınızı tehdit ediyor. Artan hava sıcaklığının akabinde güneş çarpmaları, sıcak yorgunluğu, bitkinlik hali, aşırı sıcağın neden olduğu sıvı kaybına bağlı vücut kaslarında görülen kramplar, tansiyon ve kalp problemleri gibi rahatsızlıkların görüleceğini belirte İl Sağlık Müdürü Dr. Osman Karaaslan, astım, kalp, tansiyon ve nefes darlığı hastalığı olan vatandaşları, artan hava sıcaklığına karşı daha dikkatli olmaları hususunda uyardı.
    Riskli saatlerde dışarı çıkmayın
    Aşırı nemin vücudun sıcağa karşı savunma mekanizmasını olan terin buharlaşmasını önleyerek serinlemeye engel olacağını söyleyen Dr. Karaaslan, "Aşırı sıvı kaybına bağlı olarak yorgunluk, halsizlik, iç sıkıntısı ve dolaşım bozukluğu görülür" dedi. Bu tür sıkıntıları yaşamamak için bol miktarda sıvı alınmasını, su tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Karaaslan, özellikle çocukların, yaşlıların, kalp ve solunum gibi kronik rahatsızlıkları olanların riskli saatler diye bilinen 11.00 ila 15.00 arasında dışarı çıkmamalarını, serin yerleri tercih edip bol sıvı almalarını tavsiye etti. Bu arada İstanbul'da nem oranının yüzde 80'i bulduğu ve hava sıcaklığının ise zaman zaman 30 derecenin üzerine çıktığı bildirildi.
  • AYŞE OLGUN

  • 16 Temmuz 2002
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED