Koyu birer Fenerbahçe taraftarı olan Athena üyeleri, kendilerine has müzikleriyle 90'lı yılların sonuna damgalarını vuran müzik gruplarından biri oldu. Fenerbahçe taraftarı olmalarına ve futbolla yakından ilgilenmelerine karşın, Avrupa Basketbol Turnuvası'nın çıkış parçası olan '12 Dev Adam' adlı parçalarıyla 7'den 77'ye herkesin sevgilisi oldu. "Dünya Futbol Kupası için neden bir parça yapmadınız?" sorularına muhatap olan grup bugünlerde Eylül ayında Amerika'da gerçekleşecek olan Dünya Basketbol Turnuvası'na hazırlanıyor. Universal Müzik'ten çıkan 'Her Şey Yolunda' adlı albümleriyle hayranlarının karşısına taze solukla çıkan Athena'nın demirbaş üyeleri Gökhan ve Hakan kardeşlerle, yasakları delen müziklerini konuştuk.

12 Dev Adam yine geliyor

Salaş giyinen, küpeli, dövmeli, pantolonlarından zincirler sarkan bu çocuklar müzik piyasasına ilk girdikleri günden itibaren hemen hemen her kesim tarafından sevildiler. Punkçı'sından rock'çısına, başörtülüsünden metalcisine kadar pekçok genç, Athena'nın temeli insan sevgisine dayanan müziğiyle coştu. Üstelik Athena, Türkiye'de ilk defa punk-ska tarzında müzik yapan grup olmasına rağmen, gençlerde olduğu kadar daha yaşlı kuşaklarda da olumlu bir izlenim bıraktı.

Geçtiğimiz aylarda basında çıkan Athena'nın dağıldığına dair haberler de, yeni albümün çıkmasıyla beraber fos çıktı. Grubun katalizörü diyebileceğimiz Gökhan ve Hakan Özoğuz, Athena'nın müziğine yaşam aşısı pompalayan iki isim. Grubun diğer iki üyesini ise davulda Doğaç Titiz ve bas gitarda Canay Cengen oluşturuyor. '12 Dev Adam' adlı parçanın ardından Cem Yılmaz'la birlikte rol aldıkları Asena'lı reklamla gündeme gelen grup üyeleri, yaşam tarzlarına uyan ve içeriğiyle kendilerine hitap eden reklam filmlerinde rol alabileceklerini söylüyor.

İçimizdeki müzik bu

"İçimizden gelen müziği olduğu gibi yansıttığımız ve insanlar da, bunun farkını gördüğü için bizi bağırlarına bastılar" diyen Gökhan Özoğuz, punk müziğin kendi duruşlarını, tavırlarını en iyi ifade eden müzik türü olması ve duygularını en güzel bu sound'la dile getirebilmeleri nedeniyle, parçalarını punk sound'unda söylediklerini belirtiyor.

Müziklerini kendi duygularından yola çıkarak yaptıklarını söyleyen Gökhan, hiçbir ideolojik tavırlarının olmadığını ve grup olarak hiçbir sınıfla ya da hiçbir insanla sınırlandırılmamak istediklerini söylüyor. Athena'nın kendi tarzlarını takip eden müzik gruplarının çoğalmasından dolayı duyduğu bir endişe yok. "Nasıl Allah'ın varlığından şüphe ederseniz inancınızdan kaybedersiniz, bir şeyin olmayacağına dair şüphe duyarsanız onun yüzde 50'sini kaybedersiniz. Sonuçta etkilenilmek iyi bir şey bize göre ama bizim yeni gruplar çıkacak diye endişe duymamız bitişimize işaret eder. İnsan mutlaka birisini örnek alır. Ama etkilendikleri müzisyenlerin tarzıyla kendilerine özgü duyguları, farklılıkları kaynatıp, bir sinerji gösteremezlerse yaptıkları işin bir orjinalliği olmaz."

Son yılların en çok bütünleştiren, sempati duyulan ve müzikal felsefesi 'sonsuz aşk' olan Athena, zaman zaman suya sabuna dokunmayan bir müzik yapmakla suçlandı. Kendilerine bu eleştirileri yönelttiğimizde Gökhan Özoğuz şöyle konuşuyor:

Biz de onların aynasıyız

"Böyle düşünenler belki de kendilerince haklılar ama bizim sonuçta olaylara bu şekilde yaklaşmamızın sebebi onlardan gördüğümüz şeyleri yapmak istemememiz. Aslında bizim kuşağımız daha karışık sorunlarla yüzyüze. Onların bakış açıları dar olabilir, böyle düşünerek anlayıştan yoksun oldukları ortaya çıkıyor. İnsanlar bir şekilde ayna işlevi görürler. Biz de onların aynasıyız, çünkü kendilerinde bizi görüyorlar. Kendileri nasıl bir insan yetiştirdilerse karşısındakileri de öyle görürler. Bunun böyle olması benim eksikliliğim veya fazlalalığım değildir:"

İnsan olmanın yolu Bir'den geçer

"Birbirimizin hayatına ne kadar saygı duyarsak kendimize o kadar saygı duyarız" diyen Athena üyeleri, önyargının hakim olduğu bir ortamda bir şey yapılamayacağını kaydediyor: "Herşey özü itibariyle Bir'den gelir ve Bir'e döner. Ben hiçbir zaman bir insanoğlunu bir diğerinden ayrı tutamam çünkü o da Allah'ın yarattığı bir yaratıktır; top sakallı, dövmeli, dövmesiz, küpeli, türbanlı olması farketmez... Toplumumuzda inanılmaz derecede önyargı, birilerini ezme ve üste çıkma eğilimi var. 'Ben buyum arkadaş diğerlerini de tanımam..' demekle olmaz. Yanlış! Diğerlerini de tanıyacaksın ama 'ben böyle düşünüyorum' diyeceksin. İnsan olmanın yolu Bir'den geçer. Bir'e dönmenin tek yolu da önyargıdan kurtulmaktır."