T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Türkler doğuştan
kalp hastası

Irksal olarak kötü kolestrol düşüklüğüne yolaçan kalıtsal özellikleri nedeniyle Türkler, doğuştan kalp-damar hastalıklığına eğilimli.

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Aksoy, Türk toplumunun ırksal olarak kötü kolestrol (HDL) düşüklüğüne yolaçan kalıtsal özelliklere sahip olduğunu söyledi. Doç. Dr. Aksoy, şişmanlık ve hareketsizliğin kalp-damar hastalıkları riskini artıran önemli unsurlar olduğunu belirterek, "Kalp-damar hastalıkları ölümlerinde metabolik sendrom dediğimiz, iyi kolestrol düşüklüğü, trigiliserid, bel çevresi (şişmanlık) ve tansiyon yüksekliği ile şeker hastalığına eğilim etken oluyor" dedi.

Kolesterolün düşük olması yetmez

Araştırmalarda, bu beş eğilimin Türk toplumunda yüksek düzeylerde görüldüğünü, bu nedenle kalp-damar hastalıklarında yoğun artış olduğunu ifade eden Doç. Dr. Aksoy, şöyle devam etti: "Kolestrolün düşük olması, o insanın kalp hastası olmayacağı anlamına gelmez. Kolestrol yüksekliği olmadan da insanlar kalp hastası olabiliyor, yaşamlarını ani krizle yitirebiliyorlar. Şişman, sigara ve alkol kullanan, iyi kolestrolü yüksek, ancak trigliseridi yüksek olan da kalp hastası olabilir.

Türkiye'de 300 binin üzerinde kalp hastası var. Akdeniz ve Ege'de kalp damar-damar hastalığı daha düşük. Akdeniz mutfağında katı yağ kullanımı yok, bu nedenle kalp hastalığı görülme oranı daha düşük düzeylerde."

Kalıtsal faktörler

Avrupa ve Amerika'da insanların kolestrol ve trigiliserid değerlerinin, Türk toplumuna oranla daha yüksek, ancak bizde ölümlerin fazla olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunda kalıtsal ve çevresel faktörlerin de etkisi var. Genç toplumuz, ancak kalp krizinden ölümlerimiz çok fazla. 10 yıl içinde ölümler ve hasta sayısı önemli ölçüde artacak. 30-40 yaşları arasında kilo artışı çok fazla. Birey 40 yaşını aştığında karşımıza kalp hastası olarak çıkıyor. İnsanlar artık 40 yaşında kalp hastası oluyor."

Stres ve sigaradan uzak durun

Doç. Dr. Mehmet Aksoy, stresli yaşam, sigara, alkol gibi alışkanlıklardan uzak durulması gerektiğini bildirdi. Özellikle katı yağlardan ve kırmızı etten oluşan alışkanlıkların terk edilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Aksoy, şunları söyledi: "Şişmanlar zayıflamayı denemeli, kalori kısıtlaması yapmalı, hayvansal kökenli yağlardan uzak durmalı, sıvı yağlar tercih edilmeli. Haftada en az 4 kez 1'er saat yürümeli. Asla ve asla sigara kullanılmamalı. 20 yaşını geçenler yılda bir kez kan yağlarına baktırmalı, ailede risk faktörü varsa o kişi yaşamına daha dikkat etmeli."

 
Ekmekte beyaz tehlike
Kanserojen madde içeren ve AB ülkelerinde kullanımı yasak olan benzol peroksit maddesi Türkiye'de kullanılmaya devam ediyor.
Karaciğer kanserine yeni bir tedavi yöntemi
Karaciğer kanserinde denenen ve normal hücrelere zarar vermeyen yeni bir tedavi şekli bulundu.
İclal Akkaplan'a Kerkük'ten altın hızma
Asbest hâlâ yaygın tümör nedeni
Türkiye'de, kötü huylu tümörlerin görülme sıklığında, köylerde badana amaçlı değerlendirilen, içme suyu borularında bulunan, endüstride özellikle de tekstil sektöründe hala geniş kullanım alanına sahip olan asbestin büyük etkisi olduğu bildirildi. Çukurova Üniversitesi (Ç.Ü) Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Handan Zeren, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, tıptaki adıyla "maling mezotelyoma"nın akciğer, kalp ve karın organlarını kapsayan zarlarda gelişen son derece kötü biolojik davranış gösteren tümörler olduğunu söyledi. Zeren, "Çevresel nedenli tümörlerin en sık görüldüğü ülke Türkiye'dir. Bu konuda da gerekli önlemler alınmalı ve uygulama sürekli denetlenmelidir" dedi.
16 Temmuz 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED