T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ecevit'in açıklamasının Türkçe meali

"Derviş giderse, ben de kalmam" dedi Başbakanımız Bülent Bey.
Yardımcısı ve eşi Rahşan Hanım'ın da gidip gitmeyeceğine dair bir açıklama yapmadı ama, sözleri şu şekilde tercüme edilebilir:
- Bugün-yarın yolcuyuz.

*

Demek, koskoca 57. hükümet, bir tek Kemal Derviş'in kalıp kalmamasına bağlı.
Pamuk ipliği ondan iyi yahu!

*

Bu durumda, Türkiye'de bir hükümet üç yıldan fazla yürümüyor diyebilir miyiz?
Sebeplerinin araştırılması için gereğinin yapılmasını...

*

Hükümetin ilk gününden bu yana, alternatifinin olmadığını söyleyip duruyordu Bülent Bey.
Neredeyse, başka türlü bir çözüm yolu olmadığını söyleyecekti.
Bizse baştan beri alternatifin her zaman bulunabileceğini ve çözümün de 'seçim' olduğunu yazıyorduk.
Yine aynı görüşteyiz.
Sandık halleder.

*

Diyelim ki bugün-yarın Dervişlerin Kemal istifayı bastı.
Hemen ardından Bülent Bey sözünün gereğini yerine getirir ve Köşk'e çıkıp istifa dilekçesini Sezer'e uzatır.
Sonra?
Memleket hükümetsiz kalacak değil ya...
Hemen bir seçim hükümeti kurulur.
İşte tam bu noktada bazı endişeler doğmak için can atıyor.
Ya gelen gideni aratırsa?
"Kurtar bizi" diye haykırarak Bülent Bey'i çağırmak için Or-An yollarına düşersek...
Eğri oturup doğru konuşalım, böyle bir tablo karşısında karnımızı tuta tuta gülmek hakkımız değil midir?

AKŞAM YEMEĞİ

İyi yemek yapmasıyla ün yapmış yaşlı bir kadın, akşam yemeğine gelecek olan oğlu ve yeni gelini için yine mutfağına kapanmış, yemek yapıyordu.

Aynı akşam, yemeğe eski bir aile dostu da davetliydi.

Beklenen misafirler gelip sofraya oturduklarında, çok şaşırtıcı bir durumla karşılaştılar.

Yaşlı kadının o gece yaptığı yemekler, değme oburların bile iştahını kapatacak kadar berbattı.

Patatesler yanıktı, tatlılar un kokuyordu, köfteler ise neredeyse hiç pişmemişti.

Oğlu, gelini ve aile dostu, kadıncağıza durumu farkettirmemek için ellerinden geleni yaptılarsa da, yemek sırasında pek iştahlı göründükleri söylenemezdi.

Nihayet yemek bitti ve bir müddet sonra yeni evli çift annelerinin ellerini öperek evlerine gittiler.

Aile dostları ise biraz daha kaldıktan sonra gitmeyi düşünüyordu.

Ancak daha önce ev sahibesine sorması gereken bir soru vardı.

- Senin harika bir aşçı olduğunu adım gibi biliyorum. Söyler misin, bu geceki yemekler neden o kadar kötüydü? Hasta mısın, bir sorunun mu var?

Yaşlı kadın gülümseyerek cevap verdi:

- Hayır, hiçbir şeyim yok. Kasten yaptım. Bu yemekten sonra oğlum asla ikide bir annesinin yemeklerini hatırlatıp karısının kalbini kıramayacak.
(Dr. Bülent İ. Goncaloğlu'na teşekkür)

RAHŞAN HANIM SAYMAYI BİLMİYOR

Rahşan Hanım, Başkent Hastanesi başhekimi Prof. Dr. Mehmet Haberal'a kızmış ve telefondaki konuşmasını şu sözlerle bitirmiş:

- Bir daha hastanenize gelirsek, iki olsun!
Ne ikisi hanımefendi?
Ben diyeyim otuziki, siz deyin kırkiki!

PARTİYE İSİM

Kemal Derviş - İ. Cem İpekçi - Hüsamettin Özkan üçlüsünün kuracağı partiye isim bulunmuş:
Çağdaş Anadolu Partisi.
Kısaca ÇAP.
Bana çevreni söyle, sana çapını söyleyeyim.
Hatta istersen yarı çapını.


16 Temmuz 2002
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED