T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

"Neler gördük neler..."

Transfer haberlerini, kulüplerimizin lig öncesi çalışmalarını, maçlarını nasıl olsa medyadan okuyorsunuz. Ekranlar ise ilgi çeksin diye magazin programlarına benzeterek, transfer piyasasını kendilerine göre yönlendiriyor. Bütün bunları bir kenara bırakıp biraz nostalji yapalım... Sizleri çok değil ama hatırlayacağınız günlere götüreceğim. Yaşanmış ilginç konular, eğlenceli saatler...

Fenerbahçe, E. Frankfurt takımını şampiyon yapan Alman Friedel Rausch'u getirmişti. Ali Şen'in bombasıydı. Genç, yakışıklı Rausch, beraberinde kondisyon hocası Arda Vural'ı istedi. Gayet normaldi, bu isteği kabul edildi. Ancak Arda Vural ile o yılların Fenerbahçe'li futbolcuları bir türlü birbirlerine ısınamamıştı. Arda Vural kendisine "Hoca" denmesini istemiyor "Bana Trener (Almanca antrenör) diyeceksiniz" diye tutturmuştu. Gel gör ki Ali Kemal, bu işe bir türlü ısınamadı. Arda Vural'ın kuralları her ne kadar uygulansa da işin cılkı çıktı.

Rausc, hiç birşeyden habersiz Kızılcahamam kampında sıcaktan kavruluyor, sivrisinekten kaçmaya çalışıyordu. Şansal Büyüka Milliyet; Ben Tercüman'dan Fenerbahçe muhabiri olarak çalışıyorduk. Arda Vural o kadar çok malzeme veriyordu ki hangisini yazacağımızı şaşırıyorduk.

Rahmetli Semih Bayülken takımın başına gelmişti. Adam çıldıracak gibi olmuştu. "Yahu şu çocuğu bir güzel döveceğim, kendimi zor tutuyorum" diyerek bizlerle dertleşiyordu. Kamp süresi bitti ve Almanya'da devam etmek üzere otobüse malzemeler yerleştirildi. Kızılcahamam'da o yıllarda en az 7-8 takım kamp yapardı. Ve Fenerbahçe'nin eski futbolcularından Timuçin'de Adanaspor'la gelmişti. Antrenör olarak.

Fenerbahçe Adidas'ın topları ile çalışıyordu. Timuçin Semih Bayülken'e "Baba nasıl olsa Almanya'ya gidiyorsunuz toplarınızdan bir kaç tane verin, parasını verelim Almanya'da nasıl olsa alırsınız" dedi. Semih baba "Tabii veririz neden olmasın" dedi ve Arda Vural'a söyledi... "Aman efendim nasıl isterler kesinlikle vermem" cevabını aldı. Semih Bayülken işte o anda şunu söyledi. "Şu adamı bir güzel dövmek istiyorum ama skandal olur" diye.

Ve ertesi sabah otobüs yola çıkmaya hazırlanırken bagajdan dört veya beş top kaybolmuştu. Bilmem anlatabildim mi...


30 Temmuz 2002
Salı
 
BEKİR BORAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED