T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İsmail Cem'in TRT'deki günlerini, ben de paylaştım!..

Politika, çok insafsız bir meslek.. Politikada, bir kişinin yükselmesi için, diğer politikacıların yükselmemeleri ve hatta bazan yok olmaları gerekiyor..

Bu açıdan, liderliğe soyunan politikacı, herşeye hazır olmalı..

Geçmişi, özel yaşamı ve hatta sağlığı bile, bir anda didiklenmeye başlanır lider olmaya niyetlenen politikacının..

İsmail Cem de, şimdi bir lider.. Bu nedenle, onun da tüm yaşamı, medya pazarında tezgâhlara düşecektir..

Cem benim hem eski bir arkadaşım, hem de gazetecilik yaşamımızda birlikte günler geçirdiğimiz bir meslektaşım.

Cem 1974'te TRT Genel Müdürü olunca, ben de Cumhuriyet'teki dış politika yazarlığını bırakıp, TRT Haber Dairesi'ni yönetmek üzere Ankara'ya gitmiştim..

Hem Allah, hem kullar, bizim TRT'de nasıl çalıştığımızı, ne tür atılımlar yaptığımızı bilir..

Ben Haber Dairesi'nin başında bulunurken, bir muhabir gibi çalıştım.. Kıbrıs Harekâtı ve onu izleyen Cenevre Görüşmeleri sırasında, Nagra teyp omuzumda, haber peşinde koştum..

Cem de, TRT Genel Müdürü olarak, haberlerin, programların mükemmeliyete ulaşması, yayın saatlerinin artması ve çok sesliliğin yayınlara yansıması için, bir insanın yapabileceği herşeyi yaptı.

Çok başarılı oldu..

Ama siyasetin fırtınalı günleriydi..

Erbakan'la koalisyon kurup Başbakan olan Ecevit'ten sonra, muhalefetin boy hedefi İsmail Cem'di..

Nitekim Ecevit, bana göre anlamsız şekilde istifa edip, "Kıbrıs Zaferi"ni seçim zaferine döndürmek isteyince, Cem'in görevden alınması için düğmeye basıldı..

Sadece Feyzioğlu'nun verdiği destekle azınlık hükümeti kuran rahmetli Sadi Irmak, TRT'de bizi korudu.. Cem'i görevden almak için yapılan girişimleri engelledi..

Irmak, babam Cemil Sait Barlas'la aynı kabinede bakanlık yapmıştı.. Bana ve Cem'e destek vermeyi, adeta bir insanlık borcu gibi görüyordu..

Fakat bu dönem bitti ve Demirel, Feyzioğlu'nu, Türkeş'i, Erbakan'ı yanına alıp, 1'inci Milliyetçi Cephe Hükûmeti'ni kurmayı başardı..

Aynı gün İsmail Cem'in görevden alınmasını, sayısız gerekçeye bağlayan kararname de, Cumhurbaşkanı Korutürk'ün imzasına gönderildi..

Cem'in görevden alınma kararnamesinde, onun sadece solcu olduğu için "Milli güvenlik açısından sakıncalı" bulunduğu yazılmıyordu..

O dönemde "Love Story" adlı bir Amerikan dizisini, TRT ekranlarına getirmiştik..

Bu dizi gerekçe gösterilerek, Cem'in millî ahlâkı tahrip ettiği ve evlilik öncesi ilişkileri Türk toplumuna sunduğu falan da iddia ediliyordu..

Korutürk, Cem'i görevden alan kararnameyi imzaladı..

Tarih 17 Mayıs 1975'ti..

Ben yanıma bir kameraman alıp Çankaya'ya çıktım.. Korutürk, 19 Mayıs Mesajı'nın banta alınmasını istemişti..

Çankaya'ya çıkmadan önce istifa mektubunu yazıp, TRT idaresine teslim ettim..

Çankaya'da rahmetli Korutürk, danışmanı em. amiral Çoker ve yaverleri ile, beklediğimiz odaya geldi..

Ben kendisine, Cem'i görevden alan kararnameyi imzalamadan önce, bu metni okuyup okumadığını sordum.. Gençliğin verdiği öfke ile, Türkiye'de genç insanların nasıl devre dışı bırakıldığını ve ne çamurlar atıldığını söyledim.. Ve kendisinin Cumhurbaşkanı olarak, bu kararnameyi imzalamakla, çok büyük bir yanlış yaptığını, anlattım..

Korutürk'e, "Artık siz Ankara'da istediğinizi yapın.. Ben nasıl olsa bıraktım artık Ankara'yı.. İstifa ettim" dedim ve çıkıp gittim Çankaya'dan..

Özetle Cem TRT'de çok başarılıydı..

ŞAKA

Türker'in aklı ya kaçarken..

DSP grup toplantısında, Masum Türker şöyle konuşmuş:

-Hazine kimin elindeyse, medya ona döner.. Hazine'yi Derviş'ten alıp, bizim partiden birine verelim..

Masum Türker, RTÜK Yasası'nı TBMM'de savunan tek milletvekiliydi..

Ne demişler?

Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar.. Veya Genel Kurul'da şaşar, grup toplantısında doğru söyler.

YÜKSEK ASKERİ ŞURA BAŞLARKEN

Türk Silahlı Kuvvetleri ve değişim

Yarın toplanacak olan Yüksek Askerî Şura, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesindeki tayin, terfi ve emeklilikleri belirleyecek..

Emekli olması beklenilen Org. Kıvrıkoğlu'na sağlıklı ve mutlu bir yaşam, Genelkurmay Başkanı olması beklenilen Org. Hilmi Özkök'e de başarılar diliyorum..

Bir yurttaş ve bir vergi mükellefi olarak, devlet yapılanmasında beklediğim yenilenmeyi ve değişimi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden de beklediğimi söylemeliyim..

Birincisi, eğer Türkiye Avrupa Birliği'ne bir gün girecekse, askerlerin siyasetten, hem fiilen, hem de hukuken çıkmaları gerekiyor.. Bunun için gerekli Anayasa ve yasa değişiklikleri, sonunda mutlaka yapılacak..

Bu süreç içinde, özellikle Genelkurmay Başkanları ve muvazzaf subaylar, siyasete müdahale niteliği taşıyan açıklamalardan kaçınmalıdır..

İkincisi, Türkiye'de "zorunlu askerlik" kurumu, artık mutlaka ele alınmalıdır..

Profesyonel ve modern bir ordu, sayısal insan gücüyle değil, uzman askerleri ve teknolojiye uyumu ile değerlendiriliyor..

Bu açıdan, NATO içindeki gelişmelere uyum şarttır..

Yeni komuta kademesinden, benim öncelikli beklentilerim bunlar.


30 Temmuz 2002
Salı
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED