AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Moğollar yeniden Bağdat'ta

Soğuk Savaş sonrası Avrasya'nın ekonomik, siyasal ve kültürel boyutarının yenilenmesinde Anadolu Osmanlı öncesinde olduğu gibi, sürükleyici ve toparlayıcı bir işlev yüklenecek. Tarih içinde Anadolu kadar Avrupa ve Asya'nın karşılaştığı, savaştığı ve hesaplaştığı başka bir coğrafya yoktur. Roma ile İslam'ın bu topraklardaki hesaplaşması yüzyıllarca devam etti. Roma İslam'ı Anadolu'dan silmek isterken, kendisi Asya'dan bütünüyle silinip gitti.

Sezai Karakoç'un "Mevlana" isimli kitabında vurguladığı gibi: Anadolu toprağına durmadan tohum saçıldı. Bundandır ki, açılan binbir çiçek ve gül, Horasan koktu. Maveraünnehir koktu. Ahmet Yesevi'den ses geldi Anadolu'ya." Anadolu Yunus, Mevlana, Hacı Bayram ve Emir Sultan'ların vatanı oldu. Onlar için vatan ezanın okunduğu yerdi. Onun için, namaz kılınmayan yerde ezan okumayı en büyük cihad bildiler.

Bütün Horasan erenleri Mevlana gibi bugünkü Afganistan'dan İran'a, oradan Irak ve Suriye'ye giderek, aradıklarını, Anadolu'da buldu. O günün Avrasya eksenindeki en önemli cihad beldesi, Anadolu'ydu. Anadolu'da kök salan İslam kolaylıkla Avrupa'ya sıçrayabilirdi. Öyle de oldu. Asya'nın içlerinden kalkıp Anadolu'ya yerleşen Horasan erenleri, Osmanlılar'la Avrupa'nın içlerine uzandı.

Haçlılar'la birlikte Moğollar'a karşı Anadolu Horasan erenleriyle silahsız bir savaşa hazırlanmıştı. Silahlı savaşın bittiği yerde silahsız savaş başlamıştı. Ordular gücünü yitirmiş, orduların yerine erenler, gönül erleri, kültür ve sanat ustaları geçmişti. Moğollar geldiğinde bütün şehirleri yakıp, yıkmışlardı. Ancak Anadolu'nun gönül kalelerini kimsenin teslim alması mümkün değildi. Toplum onlarda kendini yeniliyor, yeni silahlarla yeni bir direnişe hazırlanıyordu.

Haçlı ve Moğollar Anadolu'yu değil, Anadolu Haçlı ve Moğollar'ı değiştirdi. Selçuklular'ın yıkılışı, Haçlılar'ın geri çekilişi ve Moğollar'ın değişimi ardından Osmanlı'nın kuruluşu ve yükselişi geldi. Bu süreçte başta Mevlana olmak üzere gönül erenlerinin vazgeçilmez bir yer ve önemi vardır. Türkiye'yle birlikte İslam dünyası, Osmanlı'nın kuruluşunda olduğu gibi, yenilenecek, Avrasya'yı değiştirmelidir. Günümüzün 'Moğollar'ı Amerikalılar'dır. Moğollar Bağdat ve Konya'da nasıl değiştilerse Amerikalılar da öyle değişeceklerdir.

Amerika "11 Eylül"den sonra büyük bir korkuya kapıldı. Amerika'nın kendisinden daha güçlü, kendisinden daha büyük düşmanı yok. Amerika, Avrupa gibi, bir Komünizm, bir Faşizm doğurmaktan korkuyordu. Komünizm ve Faşizm'i yenmeden Avrupa'ya yardım etti. Amerika olmasaydı, Avrupa Komünist ve Faşist yönetimler altında olacaktı. Amerika Avrupa'ya bakarken kendi doğurduğu Faşizm'in eline düştü. Amerika "11 Eylül" sonrasında başka bir Faşizm doğurdu: "Demokrasi Faşizmi".

Amerika terörü yenmek için Afganistan ve Irak'ı işgal etti. Ancak zorla Demokrasi olmaz. Amerika İslam dünyasına Demokrasi'yi ihraç etmek isterken, Avrupa'dan Faşizm ithal etti. Faşizm'le Demokrasi değil, başka bir ırka dayanan başka bir ırkın 'Faşizm'i gelir. Demokrasi şiddet değil, dayanışma, yardımlaşma ve uzlaşma yönetimidir. Avrupa'nın 'Faşizm'i Avrupa'yı çökertti. İki dünya savaşında Avrupa'da taş üstünde taş kalmadı. Amerika'nın 'Faşizm'i ise, kendisini çökertecek.

Avrupa'yı dayatmacı yönetimlerden Amerika kurtardı. Amerika'yı Amerika'dan ise, Mesnevi'yle yoğrulan Anadolu insanı kurtaracak.

Mevlana Anadolu'da Moğol fırtınasını bahar rüzgarına çevirdi. Şimdi de Bağdat'taki Amerikan Faşizmi'ni "İslam Demokrasisi"ne çevirecek.

Bağdat geçmişte Avrupa Rönesansı'na kaynak olmuştu. Şimdi de Amerika Rönesansı'na kaynak olacak.


13 Ağustos 2003
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED