AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Nikahtaki mesajı beğenmedim

Başbakan'ı bugünlere taşıyan en önemli özelliklerinden biri tevazuu ve yüzünün halka dönük olmasıdır. Çevresindeki küçük çocuklardan yaşlı dedelere ve ninelere kadar herkesle ilgilenmeyi hiç ihmal etmemiş, geldiği makamlar onu halktan koparmamıştır. Böyle olduğu için de halk nezdinde mahbub olmuş ve her geçen gün biraz daha büyümüştür.

Bugün bile arabasının bagajında çocuklara dağıtmak üzere hazır bulundurduğu çikolata, gofret cinsinden hediyeleri şov için dağıtmadığını ben biliyorum. Daha belediye başkanı filan seçilmeden önce de mahallesindeki çocuklara benzer hediyeler dağıttığını onlara gazoz ısmarladığını biliyorum.

Hele büyük şehir belediye başkanlığına seçildikten sonra özellikle de Ramazan ayında zenginlerin iftar sofralarına oturmayıp her akşam bir fakirin hanesini şenlendirdiğini böylece de herkese örnek bir tavır geliştirdiğini de biliyorum. Bunu yaparken de yanına ne bir gazeteci ne bir televizyoncu almamış sadece fakirlerin gönüllerini hoşnut etmiştir.

Yine Büyükşehir belediye başkanı seçildikten sonra ikametine tahsis edilmiş köşkler saraylar bulunmasına rağmen, Üsküdar'daki evini terketmemiştir.

Bütün bunlar Başbakan'ı bugünlere taşıyan önemli özelliklerdir.

Pazar günü aktedilen nikah töreni de aslında bu tevazuun bir başka boyutu olmuştur. Bir defa düğün yapmamış sadece nikah aktederek sade bir töreni tercih etmiştir. Gelecek olan kalabalık davetli sayısı düşünülerek bir salon tercih edilmiştir.

Lakin yılın düğünü olarak haberlere konu olması, Başbakan olması hasebiyle geniş emniyet tedbirlerinin alınması çok lüks bir düğün havası esmesine sebep olmuştur. Oysa sıradan bir nikah merasiminde yapılması gerekenler yapılmıştır. Nikah töreni çok sade ve sıradan bir tören olmuştur. Sadece nikah kıyılmış ve davetlilere yalnızca nikah şekeri ve su ikram edilmiştir. Ben Tayyip Bey'in bu sadeliğini ve doğallığını seviyorum. Başbakan olmasına rağmen bu sadeliği elden bırakmadığı için de takdir ediyorum.

Geniş emniyet tedbirleri ve basının gelin damadın adımlarını takip ederek kamuoyuna yansıtmasının dışında son derece basit ve sıradan bir nikah törenine şahit olduk.

Benim asıl temas etmek istediğim nokta ise biraz farklı.

Bu nikah törenine halkın her kesiminden insan davetliydi. Kapıcıdan manava, bakanlardan üst düzey bürokratlara kadar her düzeyden insan davetliydi. Yani halkçı Başbakan'ın düğününe halk gelmişti. Kendisini halktan bir parça olarak gören bakanlar üst düzey yöneticiler de gelmişti.

Dahası Başbakan bir dost olarak gördüğü İtalya Başbakanı'nı davet etmiş, o da bu davete icabet etmişti.

Fakat nikah günü aynı mekanda bir başka toplantıya katılan Sayın Cumhurbaşkanı, yarım saat sonra ak- tedilecek nikaha -Başbakan'ın oğlunun nikahına- katılmayarak Ankara'ya dönmüştür!

Siyasi parti genel başkanlarının ve kimi önemli zevatın da bu davete icabet etmedikleri anlaşılmıştır!

Tıpkı 23 Nisan resepsiyonundaki gibi bir mesaj verilmek isteniyor gibi geldi bana.

Ben bu mesajı beğenmedim.

Bu mesajı halkın iradesine karşı konan bir tavır olarak algıladım.

Hadi o bölgeye hiç uğramayan siyasi parti genel başkanlarını ve çiçek gönderen diğer önemli zevatı mazur görelim. Ya Sayın Cumhurbaşkanı'nın aynı mekanda bir toplantıya katılıp nikah törenine iştirak etmeyerek Ankara'ya dönmesine ne demeli?

700 kişilik yabancı konukların bulunduğu toplantıya katılan Sayın Cumhurbaşkanı aynı mekanda 7 bin vatandaşının hazır bulunduğu törene davet edilmesine rağmen katılmamasına ne demeli?

Evet Türkiye mozayiği oradaydı. Bakanlar vardı. Üst düzey bürokratlar vardı. Bakkal vardı, kasap vardı, kapıcı vardı. Esnaf vardı işadamları vardı. Sanatçılar vardı, sporcular vardı. Türkiye'nin her ilinden değişik düzeyde vatandaşlar vardı. 6 bin küsur davetli vardı. Bir Cumhurbaşkanı'nın arayıp da bulamayacağı halkın her kesiminden insan vardı. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız teşrif buyurmadılar!

İtalya'nın Başbakanı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı önemseyerek kalkıp geliyor, Arnavutluk Başbakanı katılıyor ama Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı aynı mekanda bir toplantıya katılmasına rağmen kendi Başbakanı'nın törenini yok sayarak, üç Başbakan'ın bulunduğu töreni görmezden geliyor, kalkıp Ankara'ya dönüyor!

Tarafsızlığını her gün biraz daha yitirmekte ve halktan giderek uzaklaşmakta olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı'na birilerinin hatırlatması lazım.

Seçildiğinde kendisine gelen faks mesajına dahi anında cevap vererek halkın gönlünde taht kuran Cumhurbaşkanı'nı arıyoruz.


13 Ağustos 2003
Çarşamba
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED