AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
AK Parti nereye kadar alternatifsiz!

Ak Parti'nin arkasına aldığı rüzgar, siyasette 3 Kasım'da başlayan dizaynın giderek daha da derinleşeceğinin işaretlerini veriyor. Geçen günler, rüzgarın şiddetinin artmaya devam ettiğini; bu da siyasette fiziki yapılanmanın daha bitmediğini gösteriyor. Ortada sadece, merkez partilerinin lider kadrolarının değil; doğrudan bu kurumların varlığını tehdit eden ciddi bir siyasi pres bulunuyor. Yani, Mesut Yılmaz-Ali Talip Özdemir değişikliği tek başına ANAP'ın ayakta kalması imkanını ortaya çıkarmıyor. Ya da Tansu Çiller-Mehmet Ağar değişikliği DYP'nin kurumsal güvenliğini sağlamaya yetmiyor.

İmkanın nereden ve nasıl üretileceği de belli değil çünkü, AK Parti'nin arkasından esen ve bir şekilde kendisinin de estirdiği rüzgarın ne zaman dineceği kestirilemiyor.

Sözkonusu durumun büyük bir değişime tekabül ettiğini tekrarlamaya gerek yok. Seçim sabahından itibaren tekrarlanan analiz budur. Şimdi bu analizin uç verdiği yeni bir kanaati dillendirmenin ve tartışmanın zamanı gelmiştir: AK Parti alternatifsiz midir?

Soruyu ve cevabını hükümet kanadında ilk kez Adalet Bakanı Cemil Çiçek'ten duydum. Çiçek, partinin 2 yılını, hükümetin 9 ayını değerlendirirken "iyimsirliğe kapılıp gitmek bizim için iyi olmaz" dedikten sonra, siyasi tecrübesine referans yapan şu sözleri söyledi: "Evet çok güçlüyüz ama alternatifimiz yok demek hata olur. Rahmetli Turgut Bey bu hataya düştü, yanlış yaptı."

Aslına bakılırsa, AK Parti yönetiminde kimse böyle bir şey söylemiyor ama Çiçek yine de, testi kırılmadan bildiğini söylüyor. Çünkü, alternatifsizlik demek, rekabet duygusunu kaybetmek, mevcutla yetinmek ve çıtayı alçaltmak demektir.

Çiçek bu tehlikeye de dikkat çekiyor: "Bizim performansımızı, icraatımızı 57. hükümete göre kıyaslama lüksümüz yok. Onlara göre çok başarılı olabiliriz ama bu Türkiye'nin sorunlarını çözmeye yetmez. Ölçümüz, geride bıraktığımız 9 ayda neler yaptık, daha neler yapabilirdik, ona bakmaktır. Artık, ilk dönem acemiliği gibi yükleri de üzerimizden attık…"

Adalet Bakanı'na göre mesela, Kamu Yönetimi, Mahalli İdareler Yasası bu dönemde çıkartılabilirdi…

AK Parti'nin alternatifsizliği hem hükümet üzerindeki inanılmaz yüksek beklentilerden hem de muhalefetin ses-soluk çıkartabilecek gücünün olmamasından kaynaklanıyor. Geniş kitleler, taleplerinin iktidar tarafından karşılanmasını hem istiyor, hem de bunun aksini bir ihtimal olarak hesaba katmıyor. Dolayısıyla insanlar, Ak Parti dışında bir başka siyasi öneriye kulak asmıyor. Türk siyasetindeki özet ve genel görüntü bundan ibarettir. Görüntüdeki bu netlik Ak Parti için büyük bir şanstır ama doğal olarak, sorunların çözümünün gecikmesi halinde de giderek ciddi bir pres yaratma ihtimali barındırmaktadır.

Prof. Ahmet İnsel, Milliyet'te AK Parti'nin alternatifsizliğinin gerekçelerini anlatıyor. Biraz fazla merak içeren(!) "AKP'yi aşmak nasıl mümkün olacak?" sorusuna şu cevabı veriyor:

"Kısa vadede kolay olmayacak. 1990'ların bıraktığı bir enkaz var ortada. 3 Kasım'da yıkıma uğrayan o enkazın küllerinden yeni insanlar, liderler çıkacak; yeni oluşumlar gerçekleşecek. Şu anda AKP'ye alternatif yok. Genç Parti türü seçenek de sağlıklı değil. Sorunlu. Programı olmayan, "istemezük" diyen Patrona Halil Partisi türü tepkisel bir örgütlenme AKP'ye alternatif oluşturmaz. Bir mucize beklenmesin. Alternatif için, zaman ve sabır gerekiyor…"

Merkezin inşası sürerken, sebep ister karın doyurma ister sınıf atlama olsun, toplumun yönelişi dışında yeni alanlar yaratmanın fizibilitesi bulunmuyor. Çünkü, kitleler, beklentilerini ölçmeden yeni bir alana taşınmayacaklardır.

AK Parti için alternatifsizlik eşiği de bu denklemin çözümüne bağlıdır.


19 Ağustos 2003
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED