AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

S P O R
TRİBÜNDE DELİ VAR

Adam, İstanbul'dan kalkıp taa Trabzon'a bir çocuğun kafasını yarmak için gidiyorsa... Adam, İzmir'in içinde bir başka adamı maç uğruna vuruyorsa... Adam, eskiden alkışladığı futbolcusunu kendi takımına karşı oynadığı için küfür yağmuruna tutuyor, koltukları kırıp kafasına fırlatıyorsa delidir.

HAFTANIN YORUMU
SALİH SEZER

Bir doktor çıkıp bana bunu açıklasın. Onlar, deli değil, akıl hastası der. Ama ben doktor değilim. Aklı kıt desem değil. Üstelik deliliklerini göstermek için masrafa giriyorlar. Uçak, otobüs, taksi, özel aracı, yakıt masrafı, yeme içme parası, maç biletini de koy üstüne, nerden baksan 100 milyon. Bu asgari ücretle çalışan bir adamın yarım maaşı...

Ülkede milyonlarca işsiz varken, şunların lüksüne bakın. Galiba kolay yoldan kazanıyorlar. "Delidir ne yapsa yeridir" dememeliyiz artık. Yoksa deliyle deli olacakların sayısı, her hafta biraz daha artacak maazallah. Kucağındaki çocuğunun yüzü gözü kan içinde kalmış. Anası karşı tribüne yalvarıyor, "ne olur atmayın" diye. Manzaralar insanın kanını donduruyor. Birileri çıkıp polisiye önlem almazsa, iş kötüye gidiyor. Adamı, pardon deliyi tutacak, bir daha da ömür boyu maça girmesini önleyeceksin. Bunları toplayamaz, sağlıklı toplum içinden ayıklayamazsan yara büyüyecek. Bir de tel örgülerin kalkmasından sözediyoruz. Karşı değiliz, elbette kalkmalı. Ama önce deliler toplanmalı.

FENER KURTULUR

Trabzonspor deplasmanından iyi oynamasa da 3 puanı tek golle alan Fenerbahçe, maç kazandıkça düzlüğe çıkar. Daum'un, kimi nerede oynattığı önemli değil. Hani Tuncay sağ kanatta, Aurello sol tarafta olmaz, fasafisoları var ya, hepsi hikaye. Kimse Fenerbahçe'nin Trabzon'da nasıl oynadığına bakmıyor. Görmek istedikleri tek şey galibiyet. Bunu ilerleyen haftalarda yeniden gündeme getireceğiz. Şimdilik Fenerbahçe'nin ihtiyacı olan tek şey, peş peşe alınacak 3 puanlar. Daum işini bilen bir teknik adam. Ve zamana ihtiyacı var. Fantazilerini de göreceğiz. Ama şimdi değil.

TERİM'E GÜVEN

Galatasaray Gaziantep'te iyi mücadele etti. Karşılığını da hakederek aldı. Diyelim ki, haketti ama alamadı. İnanın Terim'i topa tutarlardı. Kim ne derse desin, Galatasaray büyük takım. Futbolcusuyla da, teknik adamıyla da büyük. Güvenmeyenler utanmalı. Gençliğinde iki mahalle maçı oynamışlar için en kolay şey eleştirmektir. Herkez kendini teknik direktör yapmış. Gir bakalım içine çıkabiliyor musun! Yıllarca futbol oynamış, göğsünde ay yıldızlı forma ile ülkeyi temsil etmiş, Türkiye'ye UEFA Kupası kazandırmış bir adamı eleştirirken biraz düşünmeleri gerekiyor. Gaziantep'te Hasan iyi oynadı. 3 puan kazanılmasında rölü çok büyük. Ama ben O'na sadece Galatasaray'ın futbolcusu diye değil, Terim'in talebesi gözüyle de bakıyorum.

BEŞİKTAŞ'TAKİ TAŞLAR

Rakip Bursaspor, başında da futboluna doyamadığımız Hagi var. Merak konusu da o. Acaba oynadığı gibi oynatabilecek mi? Kadrosunda eski Beşiktaş'lı Sertan da var. Daha maç başlamadan küfür kafir. Yakışmıyor... Maçtan sonra İstanbul'dan ayrılmak üzere olan konuklara taşlar sopalar. Yakışmıyor. Beşiktaş iskelesinin ne camı kalıyor, ne çerçevesi. Yazık.. Sen, Şampiyon takımın taraftarısın. Bursa, yenildi ve gitti. Beşiktaş'ı bayram yerine çevireceğine, savaş alanına sokuyorsun. Sen, Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ederken, kafasına taş fırlattığın Bursalı vatandaş seni hangi duygularla izleyecek düşün bakalım.

TRABZON KARIŞMAZ

Öyle diyorlar... Trabzonspor bir maç daha kaybederse Samet gider! Giderse kendi gider. Yoksa Trabzon yönetimi onu göndermez. Neden göndersin ki.. Yaptığı iş ortada. Ayrıca işi futbolcusuyla. Elbette uyaracak, anlamayana bağıracak, nasıl anlıyorsa öyle anlatacak. Yeni bir düzen 5 dakikada oturmaz. Biraz sabırlı olmak lazım. Samet Aybaba tecrübesi ile sorunların üstesinden gelecektir. Özkan Sümer gibi futbolun içinde yoğrulmuş bir başkan her takıma kısmet olmaz. Samet'i de O'ndan iyi kimse tanıyamaz.

LİG ÇOK RENKLİ

Yapılan transferlere bakıp, 4 büyüklerin diğerlerinden çok çabuk ayrılıp zirveye kurulacağına inananlardan değilim. Bu sezon Süper Lig çok renkli geçecek. Müthiş tempolu maçlar izleyeceğiz. Saha içi rekabet boyut kazanacak. Hatta belki bir Anadolu takımı sezonu şampiyon bitirecek. Bunlar içimden geçenler. Neden olmasın. Yeter ki, izlerken, yazarken, anlatırken biraz hoşgörülü olalım.



19 Ağustos 2003
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED