AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

K Ü L T Ü R
ORTADOĞU'DA
umudun müziği

Yaşadığı toprakların acılarını ve umutlarını müziğine yansıtan Lübnanlı sanatçı Marcel Khalife, Ortadoğu'da savaşın zararından etkilenen insanlara ilerisi için bir ışık veriyor

  • SELAH KEMALOĞLU
    Uduyla ve besteleriyle yaşadığı toplumun neşesini ve acılarını kendi müziğinin içinde harmanlayan Marcel Khalife, Arap dünyasının yetiştirdiği en tanınmış sanatçılardan biri. Ortadoğu coğrafyasının en çatışmalı toprakları olan Lübnan'da doğan Khalife'nin müziği kimilerine göre yaşamın bütün tezatlarını içinde barındırıyor. Yazdığı şarkı sözlerinin derinliği ile hem yaşadığı toplumun politik gerçeklerini dile getiriyor, hem de geleneksel müzik tarzıyla toplumun umudunu ve neşesini yansıtıyor. Khalife'nin müziği için "Kederle neşenin, ölümle yaşamın, isyanla korkunun bir arada olduğu ve insana umutlu olmayı öğreten müzik" deniliyor. "Ben herşeyin ortasındaydım ama kendi içimde kendime yeni bir ben aradım" diyen Khalife, yaşadığı siyasal ve toplumsal gerçeğin müziğine yansımasını şöyle anlatıyor: "Savaşın zararlarından etkilenen insanlara umut verdim ve ilerisi için ışık tuttum. İnsanlara hayatın sadece sıkıntılardan ibaret olmadığını anlatmak istedim". "Kültürler Buluşması" adlı bir dizi konser için ilk kez Türkiye'ye gelen Khalife'ye müziğinin kaynağındaki Ortadoğu gerçeğini sorduk.

    Müziğinizde savaşla barışı, acı ile neşeyi bir arada buluyoruz. Bu konular neden ilginizi çekiyor?

    Yaşamın konuları olduğu için ilgileniyorum. Yaşamda bunlar var. Hatta hepimiz eşitlik arıyor ama bulamıyoruz. Herkes bunu elde etmek için mücadele ediyor. Sevgi, dostluk arıyoruz. Ama genelikle bulamıyoruz. Yine de umudumuzu yitirmeden aramaya devam ediyoruz. Siyasi yollardan insanların arzuladığı şeylere ulaşamıyorsak. O zaman kültür ve sanat bizi dostluğa sevgiye ve barışa götürür.

    Müziğinizin korku ve isyanı bir arada taşıdığı yorumlarına ne diyorsunuz?

    Müziğimi öncelikle kendim için yapıyorum. Yani şöhret, para ve inanç için yapmıyorum. Önce beni tatmin etmeli ve mutlu etmeli. Başka insanlara da bir ışık hüzmesi gösterebiliyorsam amacıma ulaşmış sayarım kendimi.

    Savaş çocuğu olmanız müziğinize nasıl yansıyor?

    Lübnan iç savaşı başladığında çok genç bir müzisyendim. Ama savaş sırasında da barış mesajları verdim. Lübnan'da birçok hastane ve kültür evinin yapımına katkıda bulundum. Bu barış mesajının insanlar üzerinde etkili olduğuna inandım. Ben herşeyin ortasındaydım ama kendi içimde kendime yeni bir ben aradım. Genç bir müzisyen olarak birçok duygularla birçok hayallerle mezun olduğumda savaşla karşılaştım. Savaş birçok şeyi mahvetti. Çok yıkıcı etkileri vardı. Ben bu savaştan etkilenip gördüğüm sıkıntıları yansıtan bir müzik yapabilirdim ama ben bunu yapmadım. Tam tersine savaşın yarattığı zararlardan etkilenen insanlara, ıstırap çeken insanlara bir umut verdim, onlara ilerisi için bir ışık vermeye çalıştım.

    Küçük jestlerle barış gelmez

    Filistin ve Ortadoğu'daki gelişmeleri bir sanatçı gözüyle nasıl değerlendiriyorsunuz?

    İnsanların sorunlarını dışardan hiçbir güç çözemez. Kendi sorunlarımıza kendimiz çözüm üretmeliyiz. Barış dışardan gelmez. İnsanların özgürlüklerine karışılmaması lazım. Özgür olabilmek için de kendi topraklarında yaşayabilmeleri gerekir. Arap halkının özgürlüğü sağlanmadan barış gelmez. Filistin çevresindeki Arap ülkelerinde milyonlarca göçmen var. Bunların vatanlarına dönmeleriyle başlar her şey. Yoksa küçük birkaç jestle barış gelmez. Şaron'un birkaç jesti ile barış gelmez. Irak halkının da aynı şekilde kendi iradesini eline alması ile barış sağlanabilir... ABD'nin dışarıdan dayatmaları çözüm getirmez.

  •  
    Mustafa Arslan Ohrid'de en iyi erkek oyuncu seçildi
    Toronto'da 3 Türk yönetmen
    Toronto Uluslararası Film Festivali'nin "Kamuoyunun İlgisini Çeken Yönetmenler" bölümü, 3 Türk yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz ve Ömer Kavur'a ayrıldı. Festivalde, Ceylan'ın Cannes Film Festivali'nde ödül alan filmi "Uzak", Zeki Demirkubuz'un "İtiraf" ve Ömer Kavur'un "Karşılaşma" adlı filmleri gösterilecek. Festivalde, Ferzan Özpetek'in "Karşı Pencere'' adlı filmi de izleyicilerin beğenisine sunuluyor. Toronto Festivali'ne, bu yıl 55 ülkeden 336 film katılıyor. Festivale başta Nicole Kidman olmak üzere Denzel Washington, Lili Taylor, Joel Schumacher, Robert Altman, Anthony Hopkins, Meg Ryan, Sean Penn, Val Kilmer, Gina Gershon ve Ridley Scott gibi kalbur üstü sanatçılar iştirak edecek. Festivalin süreceği 10 gün boyunca, birçok filmin de dünya prömiyeri yapılacak. Bunlar arasında İnci Küpeli Kız, Nathalie ve Günaydın Gece adlı filmler de yer alıyor.
    ÜNLÜ YAZARLAR GEZİLERİNİ YAZDI
    Cankurtaran'da üç katlı bir merkezde macerasever gezginlerin biraraya geldiği bir dernek kuran Gezginler Kulübü, Prof. Dr. Orhan Kural'ın editörlüğünde 'Sefername 2' adlı kitabı yayınladı. Ünlü yazarlar, tanınmış gezginler, sanatçılar ve yazarların gezi üzerine kaleme aldıkları yazıları bir araya getiren kitap, Beril Yayınları'ndan okura ulaşıyor. Kitapta, Nasuh Mahruki, Çetin Altan, Haluk Levent, İzzet Keribar, Atilla Dorsay başta zolmak üzere birçok isim, yaptıkları maceralı yolculuklarını okurla paylaşıyor. Tel: 0212 5185402
    21 Ağustos 2003
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED